| Babam bunu hiç giymedi, yani benim neden giymem gerektiğini anlayamıyorum. | TED | لم يرتديها والدي مطلقاً لذلك لا أرى أي داع لكي أرتديها |
| Gull Cottage. Yo, hayır. Orası size hiç uygun değil. | Open Subtitles | جال كوتيج ، كلا ، كلا هذا لن يناسبك مطلقاً |
| - Sabah 5'e kadar uyumadım. - Ben hiç uyumadım. | Open Subtitles | أنا لم أنم حتى الخامسة صباحاً أنا لم أنم مطلقاً |
| hiçbir zaman iç maddeye dokunmuyorlar. daha ve daha çok ortak evrim. | TED | إنها لا تتطرق للمسائل الداخلية مطلقاً. هناك المزيد والمزيد من مصاحبات التطور. |
| Mektupta böyle bir hikaye yoktu. Hatta böyle birşey olmadı bile. | Open Subtitles | تلك القصة لم تكن مطلقاً في الرسالة,هي حتى لم تحدث مطلقاً |
| - Bunu da Kesinlikle kabul edemem. Büyüklük bende kalmalı. | Open Subtitles | وهذا أجده غير مقبول مطلقاً يجب ان أكون الرجل الكبير |
| Ama genç bir eş için, hiç de emin değilim. | Open Subtitles | لزوجة شابة أنا لَستُ متأكّدَة جداً من نفع ذلك مطلقاً |
| Neredeyse hiç tanımadığım bir babam ve hiç göremediğim bir annem vardı. | Open Subtitles | بالكاد عرفت أبي،ولم أعرف أمي مطلقاً وأكتشفت منذ يومين أن لي أخ |
| - ...sanırım seni hiç tanımamışım. - Hadi ama. Sen zeki bir adamsın. | Open Subtitles | . أعتقد أنني لم أكن أعرفك مطلقاً . مهلاً , أنت رجل ذكي |
| İyi olan şey senin çocuklar hiç bir şekilde kurtulamayacak. | Open Subtitles | الشيء الجيد فيكم ايها الصبية انكم لا تعرفون الحقيقة مطلقاً |
| Bu patlamalar sona erene kadar, onu karantinaya geri götürmeyi düşündün mü hiç? | Open Subtitles | ألم تفكرى مطلقاً بشأن إعادتها إلى الحجر الصحي حتى تنتهى هذه المشكلة ؟ |
| Bu engin vahşi doğanın sakinleri insanla hiç temas etmeden yaşayıp, ölebilir. | Open Subtitles | قاطنو هذه البريّةِ العظيمةِ قَدْ يَعِيشُون ويَمُوتُون دون أن يتصلوا بالبشر مطلقاً. |
| Gerçeği söylemek gerekirse ciddiyim, hiç bir şey imkansız değildir. | Open Subtitles | لحقيقة أنه ليس هناك أقصد , مطلقاً وجود شيء مستحيل |
| Bunu hiç inkar etmedim, ama bu konuda bir kamuoyu yaratmakda istemedim. | Open Subtitles | لم أُنكر ذلك مطلقاً,ولكن أيضاً لا أشعر بالحاجة للفت الإنتباه الى ذلك |
| Eğer yarına kadar Devi'ye kavuşmazsam, bir daha hiç kavuşamayacağım. | Open Subtitles | إن لم أفز بديفا غداً , فلن أفوز بها مطلقاً |
| Bak, deliriyorum çünkü buna inanması hiç de zor değil. | Open Subtitles | أنا غاضب لانني لا أجد صعوبة في تصديق ذلك مطلقاً |
| Senin tutsağınım. Bundan dolayı hiç vicdan azabı çekmiyor musun? | Open Subtitles | بل أصبحت أسيرتك ألا تشعر بأيّ ندم مطلقاً بسبب هذا؟ |
| sosyal statü ve daha önemlisi yaşın, hiçbir öneminin olmadığı kardeşlikten. | Open Subtitles | حيث الحاله الإجتماعيه والأكثر أهميَّةً، العُمر، .لَيْسَ لهُ صلة مطلقاً نعم؟ |
| Geri kalanların çoğu, vakitlerinin olmadığını veya ekipmanlarının olmaması sebebiyle bana yardım edemeyeceklerini ifade etmek için bile geri dönmediler. | TED | و الأغلبية لم يردّوا علي مطلقاً قالوا أنهم لا يملكون الوقت .أو لا يملكون التجهيزات و لايمكنهم مساعدتي |
| Sağlığa dair bazı haberler vardır ki, kimse, Kesinlikle hiç kimse duymaya hazır değildir. | TED | توجد بعض الأخبار الطبية التي لا أحد، لا أحد مطلقاً.. جاهز لسماعها. |
| Yoksulluk sızlanmaları. Onun dünyasında yerimiz yok. asla da olmayacak. | Open Subtitles | جنود وضعاء، ليس لدينا مكان بعالمها ولن يكون لنا مطلقاً |
| Bir ara "yaşam atılımı" diye bir şey sayesinde yaşadığımızı sananlar vardı; ki biz böyle bir şey olmadığını biliyoruz. | TED | حسناً, أنت تعلم الناس كانت تعتقد أنه كان هناك قوة حياة للعيش. نحن الآن نعلم بأن هذا غير صحيح مطلقاً. |
| Bu büyük bir anlaşma. daha önce hiç böyle bir şey yapmadım. | Open Subtitles | هذا أمرٌ في غاية الأهمية لم يسبق لي وأنجزتُ عملاً كهذا مطلقاً. |
| Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. | TED | لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر. |