| Fotoğrafçı yok, hayran kitlesi yok. Eyvah, prenses, gözden düşüyorsunuz. | Open Subtitles | لا مصورين ، لا معجبين أيتها الأميرة تسللي |
| Ve bir tane de Los Angeles'da Star Wars hayran kulübü var. | Open Subtitles | وأحد نادي معجبين سلسلة حرب النجوم بـ لوس آنجلوس. |
| Palmer eve dönüş yolculuğunda uçakta kendisinden de fena N Sync hayranı olan kendi yaşıtı bir tenisçiyle tanıştı | Open Subtitles | بالمر التقت مع لاعب تنس بنفس عمرها في طريق العوده في الطائره وكان من اكبر معجبين فرقة أن سينك |
| Bunu Sherlock Holmes fan Kulübü'nden mi öğrendin? | Open Subtitles | هل هذا جزء من معدات نادي معجبين شيرولوك هولمز ؟ |
| İngiliz kız oldu ve Avrupa'yı hayranlar haline getirdi. | Open Subtitles | من الفتيات البريطانيات , ومن ثم حولو اِوروبا الى معجبين لهم بشكل ضخم جدا |
| hayranlarım yok, paparazziler yok, takipçiler yok. | Open Subtitles | ليس لدىّ رسائل من معجبين ولا أدوار، ولا مشجّعين |
| Artık hayran mektubu almadığını sanıyordum. | Open Subtitles | لم أكن اعتقد انكِ تستلمين خطابات معجبين بعد |
| Öyle kolay değil. Sadece şaşkın bir kaç hayran. | Open Subtitles | ليس الأمر بتلك البساطة، كانا مجرد معجبين أخطئا التصرف |
| Karşımızdaki insanda hayran olduğumuz üç şeyi söylüyoruz. | Open Subtitles | اذا.نقول ثلاثة اشياء نحن معجبين بها عن الشخص الآخر |
| ...internette onun adına adanmış birçok hayran sayfası ve yüz binlerce üyesi bulunan bir Facebook sayfası bulunuyor. | Open Subtitles | ولديه عدة معجبين على الإنترنت كرست له و مجموع الأعضاء في صفحة الفيس بوك مئات من الآلاف |
| Bu seni çok şaşırtabilir ama Mona'nın hayranı falan değilim. | Open Subtitles | هذا قد يأتي كالصدمه لكنني لست من أكبر معجبين مونا |
| Madonna'nın dünyadaki en büyük hayranı olmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اعذرني لعدم كوني من معجبين مادونا الشهيرة |
| Madonna'nın dünyadaki en büyük hayranı olmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اعذرني لعدم كوني من معجبين مادونا الشهيرة |
| Yoksa Ayrton Senna fan kulüp toplantısına mı gitti? | Open Subtitles | أم ذهب هو الى إجتماع معجبين فريق ايرتون سيينا ؟ |
| Biliyordum. Ve bahse girerim onlar çok büyük hayranlar. | Open Subtitles | كنت عارف, وأراهن انهم معجبين بيا جداً |
| Nereye gitsem adıma tezahürat yapan hayranlarım var. | Open Subtitles | هذا لا يشكل فارقاً لدىّ معجبين يهللون بإسمى أينما ذهبت |
| Dün çıkardığın işlerden çok etkilendik. Bak seninle açık konuşacağım. | Open Subtitles | نحن معجبين كثيرا بأعمالك أنظرى , أريد أن أكون واضحا تماما |
| İyi şarkı söyleyemesem de yine de beni seviyorlar. | Open Subtitles | إنهم معجبين من النوع الذي يقول بأن لدي أفضل الأوتار الصوتية في حين أني لا أستطيع الغناء |
| İşlerimi takip ediyorsun. Bir hayranın olması her zaman güzeldir. | Open Subtitles | أنت متابع لعملي، من الجميل أن يكون لديك معجبين. |
| Ron. Birleşik Krallık'ta büyük bir hayranım olmasından çok mutlu oldum. | Open Subtitles | إلى رون، أنا سعيدة جدا لأن لدين معجبين في بريطانيا |
| Yani sen genç ve güzel bir kadınsın hayranların olacaktır. | Open Subtitles | اعني أنكِ فتاة شابة و جميلة بالتأكيد سيصير لديك معجبين |
| Ama senin işinin hayranlarıyız demiştim, ki ekstra bir şeyler göstermek de içinde. | Open Subtitles | لكنني قلت ، نحن كنا معجبين بعملك . و هذا يتضمن إظهار أمور أخرى |
| Burdaki tüm jüriler her bir şaraptan çok etkilendiler. | Open Subtitles | أن جميع المحكمين هنا اليوم كانوا معجبين بكامل الفئة |
| hayranlarımız sadece bizim hayranlarımız değil.Onları otellerde daha önce gördük... | Open Subtitles | مع مُعجبينا انهم ليس مجرد معجبين لنا لقد رأينا مسبقً في الفنادق, ناس من بلجيكا |
| Her şey, dizinin hayranlarının kanına girmesiyle yaşanır. | Open Subtitles | عندما بدأ البرنامج حقاً يعرض وأصبح لديه معجبين |
| Bizi fanları olarak görmesine bayıldım. | Open Subtitles | أنا معجبه لأنه يفترض اننا معجبين |