| bir arkadaşla dışarı çıktım. | Open Subtitles | إلى أين ذهبتِ الليلة حتى؟ لقد خرجت مع صديق والآن إذهب للنوم |
| Sahada, güvendiğin bir arkadaşınla çalışmaktan daha lüks bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا توجد رفاهية في هذا العمل توازي عملك مع صديق |
| Hadi ama, senin ödüllü cevizli tatlının bir dilimine iddia girerim ki önümüzdeki hafta yeni erkek arkadaşıyla ortaya çıkar. | Open Subtitles | هيا، سأراهنك بشريحة من فطيرتك الفائزة بالجائزة أنها في الاسبوع القادم ستظهر مع صديق جديد |
| Ne? Onu daha bu sabah gördüm. bir arkadaşıyla Saint Nicholas'taydı. | Open Subtitles | لقد رأيته تواً في هذا الصباح قرب سان نيكولاس مع صديق |
| Ama sanırım bebek, arkadaşı ile bira içecek kadar kendini iyi hissediyor. | Open Subtitles | لكن اعتقد أن الطفل يشعر بتحسّن كبير لجعله يشرب البيرة مع صديق! |
| Bu gece eski bir dostumla akşam yemeğine çıkıyoruz, bize katılabileceğini düşündük. | Open Subtitles | جيد اسمعينى سنذهب إلى لتناول العشاء الليلة مع صديق قديم اعتقدنا انكى ربما بامكانك ان تنضمى إلينا |
| Birkaç şeyi çözüme kavuşturana kadar Brooklyn'deki bir arkadaşımda kaldım. | Open Subtitles | كنت أمكث مع صديق في بروكلين ، حتى يمكني معرفة بعض الأشياء |
| Evsizler yurdundan sonra, Muhammed'in körfez savaşından bir arkadaşında kaldılar. | Open Subtitles | بعد الملجأ ، بقوا مع صديق لمحمد من رفاق حرب الخليج |
| Uzun zaman önce bir arkadaşla çektiğimiz filmin adı da aynıydı. | Open Subtitles | العنوان نفسه الذي قمت بتصويره مع صديق قديم |
| "Evet, fena bir fikir değil...' bir arkadaşla yolculuk etmek... | Open Subtitles | قال: "نعم، أعتقد أن هذه فكرة جيدة السفر مع صديق |
| bir arkadaşla yemek yedik. Ya sen? | Open Subtitles | انا للتو تناولت الغداء مع صديق ماذا عنك ؟ |
| Uzun bir süredir görmediğin... eski bir arkadaşınla kafaları bulmaya... | Open Subtitles | تحتاج ان تثمل مع صديق قديم لم تشاهده منذ وقت طويل |
| Sabah restorantta senin bir arkadaşınla karşılaştım. | Open Subtitles | لقد التقت سبلنا مع صديق لك في وقت سابق في مطعم |
| Genelde vurucu hamlem karşı tarafın erkek arkadaşıyla yatmak olurdu ama onu zaten yaptığımı hissediyorum. | Open Subtitles | حسنًا، حركتي المعتادة هي أن أتشارك الفراش مع صديق الشخص المعني ولكني أفعل هذا حاليًا |
| 9'da erkek arkadaşıyla buluşmuş. | Open Subtitles | وبعد ذلك إجتمعت مع صديق عند التاسعة |
| Gitmedim. Babam bir arkadaşıyla yemeğe çıktı. | Open Subtitles | لا، فأبي يتنـاول الطعـام خـارج المنزل مع صديق |
| bir arkadaşı ile sinemaya sonrada gece kickboks dersine gitmiş. | Open Subtitles | عرض صباحي مع صديق وبعد ذلك درس كيك بوكسينغ في الليل. |
| Eski bir dostumla konuşamaz mıyım? | Open Subtitles | ألا يمكنني التكلم مع صديق قديم؟ |
| Kuracağım işle ilgili birkaç gün bir arkadaşımda kalacağım. | Open Subtitles | أنا فقط جالس مع صديق لبضعة أيام بينما أرتب خطة عملي |
| Bay Amis, karınız sizin tanımadığınız bir arkadaşında olabilir mi? | Open Subtitles | سيد ايمس , هل من الممكن أن تكون زوجتك مع صديق لا تعرفه؟ |
| Bütün gece telefonda ağladığım için beni eken bir arkadaşımla gelmiştim. | Open Subtitles | اتيت مع صديق وتركني لأنني قضيت كامل الليل انتحب إلى هاتفي. |
| Çölde kendine yeni bir arkadaş edinmişsin, doğru mu bu? | Open Subtitles | رجعت من الصحراء مع صديق جديد، لم أنت، بني؟ |
| Çoğu zaman telefon ahizesini kaldırırlar ve bizim sistemimiz hangi ilacı almaları gerektiğini kulaklarına fısıldar, çoğu zaman bir arkadaşlarıyla konuşuyormuş gibi yaparlar. | TED | و كل ما عليهم فعله هو أن يرفع السماعة فيهمس لهم النظام بأي دواء عليهم تناوله, و يتظاهرون كأنهم يتحدثون مع صديق. |
| Bir evlilik danışmanı tutacağım. Sen çileden çıkmadan, bir dostla kahve bile içemiyorum. | Open Subtitles | سوف اتصل بــ مستشار الزواج لا يمكنني أن احظى بــ قهوة مع صديق |
| Ve arkadaşına böyle bir şeyi yapan biri olmayacağım. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أن يكون هذا النوع من الشخص الذي يفعل ذلك مع صديق. |
| Ve bunların hiçbirini bir, boynuma yapışmış bir erkek arkadaşla yapamam,değil mi? | Open Subtitles | و انا لا استطيع ان افعل اي شيء من هذا مع صديق يقيدني حول عني .اتعلم ؟ |
| Ya sana bir arkadaşla beraber olduğunu söylersem? | Open Subtitles | حنا، ماذا لو قلت لك أنها مع صديق ؟ |