"ملوثات" - Translation from Arabic to Turkish

    • kirleticileri
        
    • kirletici
        
    • kirliliğine
        
    Olumsuz kirlilik olaylarını olmadan öngörebilir, ağır kirleticileri tespit edebilir ve bunları alakalı otoritelere bildirerek faaliyetlerini azaltmasını sağlayabiliriz. TED يمكننا التنبؤ بأحداث التلوث السلبية في وقت مبكر، وتحديد ملوثات الهواء، ويمكن طلب هذه البيانات من قبل السلطات المختصة لتسهيل إجراءاتهم.
    Hava kalitesi ve hava kirleticileri astım hastalarının, solunum bozukluğu çeken hastaların ve hepimizin akciğer sağlığı üzerinde büyük etkiye sahip. TED و جودة الهواء و ملوثات الهواء ,لها تأثير كبير على صحة الرئة عند مرضى الربو و على أي أحد يعاني من اضطراب في جهازه التنفسي .و بالتأكيد يؤثر علينا جميعاً بشكلٍ عام
    Bir itfaiye aracının orada park etmediği zamanın yüzde 99'unda kirleticileri süzmektedir. TED أن 99 في المائة من الوقت عندما لا تكون هناك عربة إطفاء واقفه، إنها تُسرب ملوثات .
    Bu kimyasal kirleticiler Amerikan Temiz Hava Hareketi'nin tanımladığı hava kirletici kriterlerine uymuyor. TED هذه الملوثات الكيميائية ,ليست من ملوثات الهواء في الوقت الراهن .كما حدّد ذلك القانون الامريكي للهواء النظيف
    Herhangi ikincil bir kirletici maddeyi yıkamadığından emin olmak için çok fazla basınç kullanmak istemezsin. Open Subtitles لا تريدين استخدام الكثير من الضغط لأنك تودين أن تحرصي على ألا تغسلي أية ملوثات ثانوية
    Onun ortalama sayıda kişi ile ortalama hava kirliliğine sahip bir evde yaşadığını varsaydım. TED افترضت انها تعيش في منزل متوسط .مع مستويات متوسطة من ملوثات الهواء
    Bunu farkettikten hemen sonra, hava kirliliğine yol açan dört yaygın madde ve bunların astım hastalarının akciğer sağlığı üzerindeki etkilerinin altında yatan ilişkiyi inceledim. TED ,و بمجرد أن أدركت ذلك بدأت في البحث عن العلاقة الكامنة بين أربع ملوثات هواء شائعة .و تأثيرها على صحة الرئة عند مرضى الربو
    Gizli hava savaşlarında kirletici maddeler ve yüksek elektromanyetik dalgalar kullanarak kuraklıklara sebep olup savaşı sürdürerek problem ve çözüm senaryoları yaratıyorlar. Open Subtitles بسبب الجفاف الشديد الناجمة عن طقس الحروب التي جرت سرًا باستخدام ملوثات جوية وارتفاعات عالية وموجات كهرومغناطيسية في حالة من الحرب الدائمة
    Doktora öğrencilerime aktardığım, onların doktora öğrencilerine aktardığı falan bir hücre kültürüm olsaydı bile derin yüzeyaltı koşullarını aynen taklit etmek için bunu binlerce yıl hiçbir kirletici yetiştirmeden yapmak zorunda kalırdık. TED لذلك حتى لو زرعت خلايا ومررتها إلى طلابي في الدكتوراه، ومرروها إلى طلابهم في الدكتوراه، وهكذا، سيكون علينا القيام بذلك لآلاف السنين لمحاكاة الظروف الدقيقة للسطح العميق، كل ذلك دون زراعة أي ملوثات.
    Hekzan ve aseton, topraktaki kirletici maddeleri P.C.B'ler ve benzen gibi test etmekte kullanılan ayıraçlardır. Open Subtitles الهكسين والاسيتون يستخدمان ككواشف الأسيتون هو مركب كيميائي عضوي يتبع لعائلة الكيتونات وهو سائل عديم اللون قابل للاشتعال في اختبار ملوثات التربة يستخدم الأسيتون في صناعة اللدائن، الألياف، الأدوية وكيماويات أخرى,
    (Alkışlar) Benim önermem şudur; nükleer enerji gerçek yenilenebilir enerji sistemlerinden yani rüzgar, güneş, jeotermal ve gelgitsel güçlerden daha fazla hava kirliliğine yol açar, ölüm oranını arttırır ve inşa edilmesi daha uzun sürer. TED (تصفيق) فرضيتي هنا هي أن الطاقة النووية تولد الكثير من ثاني أوكسيد الكربون، وتتسبب في المزيد من ملوثات الهواء، وتزيد من معدل الوفيات وتأخذ زمناً أطول لتجهيزها من أنظمة الطاقة المتجددة الحقيقية، وهي بالأسم، الرياح والطاقة الشمسية، الطاقة الحرارية الأرضية، وطاقة الأمواج المدية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more