| Bu da Haiti'den ve belki de neden seks yapmak isteyebileceğinizin bir hatırlatıcısı. | TED | وهذا ايضا في هايتي وهو تذكير للشعب لماذا يتوجب على الناس ممارسة الجنس |
| Böyle bir şey söyleme! Cevap "Hobilerim kitap okumak ve spor yapmak." | Open Subtitles | لا تتفوه بشىء مثل هذا أجب , هواياتى القراءة و ممارسة الرياضة |
| Bunun tecavüz değil, seks olduğu düşüncesine tutunarak gerçeği inkâr ettim. | TED | تنصّلت من الحقيقة بإقناع نفسي بأنه كان ممارسة للجنس وليس اغتصابًا. |
| Üç gün önce Ben'le seks yapmayı bıraktım ve hiç Portekizce bilmiyorum. | Open Subtitles | توقفت عن ممارسة الجنس مع بين منذ ثلاثة أيام ولا أجيد البرتغالية. |
| Herkesin sevişmek istediği bir kız çünkü anlarsın ya şahane. | Open Subtitles | هي الفتاة التي يريد الجميع ممارسة الجنس معها لأنها، لئيمة |
| Yabancının biriyle seks yapmaya mecbur kaldıysak bir hayvana dönüşürüz. | Open Subtitles | إذا ما أردنا ممارسة الجنس مع غريب سنتحوّل إلى وحش |
| Oyun oynamak sizin için çok önemli, değil mi? | Open Subtitles | ممارسة اللعبة هام جداً بالنسبة لك أليس كذلك , يا سيدى ؟ |
| Elbette bu konuda mükemmel değilim, ama pratik yapmak için çok çabalıyorum. | TED | تقريباً. اذ لست مثالية في عمل ذلك، ولكنني احاول وبكل جهد ممارسة ذلك. |
| Ben seninle oyun oynamayı seni 18 yıl önce kovduğumda bıraktım. | Open Subtitles | توقفت عن ممارسة الألاعيب معك منذ أن فصلتك قبل 18 عاماً |
| Ben biftek değilim. -Her homoseksüel seninle seks yapmak istemez. | Open Subtitles | أنصـــت لي، ليس كلّ رجل شــاذ يريد ممارسة الجنس معك. |
| Kim böyle biriyle seks yapmak ister, değil mi ama? | Open Subtitles | و من الذى يريد ممارسة الجنس بذلك ، صحيح ؟ |
| Bana göre o, seks yapmak istediğinden dolayı selam verdi. | Open Subtitles | ولانها فعلت , فقد افترضت انها تريد ممارسة الجنس معي |
| Affedersin ama eski karın aklıma geliyor da hareket etmeyen soğuk kadınlarla seks yapmak konusunda asıl uzman sensin. | Open Subtitles | عذرا , بالحديث عن زوجتك السابقة . أقول كنت خبير في ممارسة الجنس مع المرأة الباردة التي لا تتحرك |
| Üç gün önce Ben'le seks yapmayı bıraktım ve hiç Portekizce bilmiyorum. | Open Subtitles | توقفت عن ممارسة الجنس مع بين منذ ثلاثة أيام ولا أجيد البرتغالية. |
| Tam sevişmek üzereydik ama o kendini geri çekti sanırım beni çekici bulmuyor. | Open Subtitles | لقد كنا على وشك ممارسة الجنس، ثم انسحب وأعتقد لأنه غير منجذب لي. |
| Günlük olarak farkındalık eğitimlerini yapmaya devam etti. | TED | واستمر في ممارسة التمارين، بصورة يومية. |
| Oyunu oynamak her centilmenin yaptığıdır oyunları geliştirmekse benim kişisel tutkumdur. | Open Subtitles | ممارسة اللعبة هو كل ما يفعله السادة العاديين أمام ممارسة ألعاب محددة هو ولعى الشديد |
| Bir yarıkta pratik yapamazsın derler. Bir tek şansın vardır. | Open Subtitles | أنت لا تستطيعين، كما يقولون، بدون ممارسة من خلال الشق، لديك فرصة واحدة |
| Size yalvarıyorum bu oyunları oynamayı durdurun. | Open Subtitles | انا اتوسل اليك، توقف عن ممارسة هذه الالعاب |
| Veya cinsel ilişki sırasında bir kişiyi incitip incitmediğinizi nasıl anlarsınız? | TED | أو كيف تعرف إذا كنت تؤذي أحدًا أثناء ممارسة الجنس؟ |
| Hepimizin Stormtrooper kostümü giymiş bir kızla seks yapma hayali vardır, değil mi? | Open Subtitles | عن ممارسة الجنس مع فتاة في زي جندي العاصفة ، أليس كذلك ؟ |
| Tabi hepimiz biliyoruz ki, bunun sebebi fazla yemek ve egzersiz yapmamak, değil mi? | TED | وكلنا يعلم أن سبب ذلك هو الإفراط في كميات الطعام المتناولة وعدم ممارسة الرياضة لوقت كافي، أليس كذلك؟ |
| Onunla sadece yatmak istediğimi sanıyor ama olay bu değil. | Open Subtitles | أعنى، أنا أعرف أنها تعتقدني أريد فقط ممارسة الحب معها |
| Öğrencilere sınıfın önünde şiir denemelerini okutmak insanı küçük düşürmede sadistik bir uygulama. | Open Subtitles | جعل الطلاب يقرأون واجباتهم القصائدية أمام الصف هو ممارسة سادية في الإذلال العلني |
| Sonra başarısızlık sayesinde öğrenme vardır; spor yapmanın en dönüştürücü, uzun vadeli yararlarından biridir. | TED | و هناك أيضاً التعلم من خلال الفشل، و هو إحدى أكثر الفوائد المُحسنة و الطويلة المدى المترتبة على ممارسة الرياضة. |