| daha fazla enerji akıp gidiyor. Ya da ne kadar odaklı olduğumu | TED | كلما عبرت كمية من الطاقة أكبر خلاله. ربما أكون مهتمة أيضا بمعرفة |
| Bu bağlamda, fiziğin kanunları karanlık enerji miktarını gösteren sayıyı açıklayamaz, çünkü aslında tek bir sayı yok, pek çok sayı var. | TED | في هذا السياق قوانين الفيزياء لا تستطيع تفسير رقم واحد من الطاقة المظلمة لأنه لا يوجد رقم واحد هناك العديد من الارقام |
| Bu mikroplardan mümkün olduğunca hızlı şekilde ve çok miktarda enerji üretmek istiyorsunuz. | TED | ما تريدونه حقاً الكثير من الطاقة تخرج من هذه المكيروبات أسرع قدر الإمكان. |
| Daha sonra bunun üzerine düşünürken, negatif enerjiyi hayatımdan çıkarmaya karar verdim. | TED | و بعد ذلك، كما فكرت فيها بشدة، قررت التخلص من الطاقة السلبية. |
| Bir kaç milyon voltluk ruhsal bir enerjiye ihtiyacımız olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | اكتشفنا أننا بحاجة إلى بضعة ملايين فولط من الطاقة التخاطرية تقريبًا. |
| Auranızla, kendi hayat enerjiniz ile bedeninizi sarmanızı sağlayan güç... | Open Subtitles | إنّها القدرة على تكوين درع حول الجسد من الطاقة الداخلية. |
| Biliyoruz ki bu hareketi ateşlemek için olması gerekenden fazla enerji mevcut. | TED | نحن نعلم ان هناك اكثر مما يكفي من الطاقة لتزويد تلك الحركة. |
| Bu deney büyük enerji patlamaları için potansiyel gösteriyor gibi. | Open Subtitles | هذه التجربة تبدوا أنها تشير لمصدر عظيم جدا من الطاقة |
| Benim hücrelerim de değişebiliyor, inanılmaz bir enerji ile dolabiliyorlar. | Open Subtitles | خلاياي يُمْكِنُ أَنْ تَتحوّلَ أيضاً تمتص كميات هائلة من الطاقة |
| Çünkü bu süreçlerin her biri çok büyük miktarda enerji üretiyordu. | Open Subtitles | لأنّ كلّ واحدة من تلك العمليّات تُنتج قدراً كبيراً من الطاقة. |
| Bir sonraki enerji gölcüğü Işık Çakrası'dır. Alnının tam ortasında bulunur. | Open Subtitles | البحيرة السادسة من الطاقة هي شكرت الضوء وموقعها في نصف جبينك |
| Elinize bir çeşit mikroskopla bakarsanız, sadece enerji dalgaları görürsünüz. | Open Subtitles | إن وضعتها تحت الميكروسكوب المناسب فسترى كتلة من الطاقة تتذبذب |
| Böyle bir bilgiyi taklit etmek çok büyük enerji gerektirir. | Open Subtitles | محاكاة هذا القدر من البيانات يحتاج لقدر هائل من الطاقة |
| Düşük seviyeli bir enerji izi algılamadan önce buradan geçiyorduk. | Open Subtitles | نحن عبرنا تلك المنطقة عندما ألتقطنا أشارة ضعيفة من الطاقة |
| Gittiğin yerden muazzam bir enerji çekilecek ve çok sayıda insan hayatını kaybedecek. | Open Subtitles | كمّية كبيرة من الطاقة ستمتصّ من مكان وصولك. وعدد كبير من الناس سيموتون. |
| Ama bildiğiniz gibi, bir toplumdaki politik çalkantı... bol miktarda enerjiyi açığa çıkarır. | TED | لكن تعلمون، حين يحدث حراك سياسي في المجتمع، فإنه يطلق الكثير من الطاقة. |
| İşte küresel tıkanıklığa karşı da aynı tutku ve enerjiye ihtiyacımız var. | TED | نحتاج لنفس هذ النوع من الطاقة والعاطفة لمهاجمة الاختناق المروري العالمي |
| Görünüşe göre Futures laboratuarı kendi izole güç kaynağına sahip. | Open Subtitles | يبدو أن مختبر المستقبل يمتلك مخزونه الخاص من الطاقة المعزولة. |
| 2020'ye gelindiğinde Çin tek başına Almanya'nın tüm elektrik tüketimini sadece rüzgâr ve güneş enerjisinden üretmeyi başaracak. | TED | وبحلول عام 2020 ستولد الصين إجمالي استهلاك ألمانيا من الطاقة الشمسية وطاقة الرياح فقط. |
| Uyku, vücudunuzdaki enerjinin enfeksiyonla savaş için kullanılmasına öncülük eder. | TED | ويتيح النوم لجسمك المزيد من الطاقة من أجل مقاومة العدوى. |
| Onları iyonik enerjiden yapılmış bir tür kalem hücresine yerleştiriyor. | Open Subtitles | كلوي تُسخرها لتضع هؤلاء الأطفال في سجن من الطاقة الأيونية |
| Ve işte farklı olanlar var ama bunun güzel yanı,bir uranyum molekülünün diyelim ki bir kömür molekülünden milyon kere fazla enerjisi vardır, | TED | ولذا، هناك أنواع مختلفة، لكن الجمال في هذا هو جزيء اليورانيوم الذي هو مليون ضعف من الطاقة لأي جزيئ ، مثل ، الفحم، |
| Kömür ve doğal gaz rüzgar ve güneşten daha ucuz, ve petrol biyoyakıtlardan daha ucuz. | TED | الفحم والغاز الطبيعي أرخص من الطاقة الشمسية وطاقة الرياح، والبترول أرخص من الوقود الحيوي. |
| Karanlık enerjinin astronomiden elde ettiğimiz değerden gücü 10 olandan 120 kat daha güçlü olmalı. | TED | ستجد أن الطاقة المظلمة لابد أن تمثل 10 من الطاقة إلى 120 مرة أقوى من القيمة التي نرقبها من علم الفلك. |
| Film yapımcısı kadın meslekdaşım; seni istemeyen bir sistemde kalarak enerjini tüketmekten vazgeçmelisin. | TED | اتبعي صانعات الأفلام، أظن أنه يجب أن نتوقف عن إضاعة الكثير من الطاقة على نظام لا يريدنا. |
| Çok fazla kurt var bütün enerjimi alıyorlar.. | Open Subtitles | كثير من الذئاب حولي, تحيط الكثير من الطاقة |
| Araya giriyorum ama çekirdeğin iki atlayışı da yapacak gücü var. | Open Subtitles | لوكانلي أن أتدخّل.. لدى النواة ما يكفي من الطاقة لتنفيذ القفزتين. |