| Bol miktarda portakal suyu var, buyur iç. | Open Subtitles | هناك الكثير من عصير البرتقال هنا، ساعدي نفسك |
| Elimde harika, taptaze bir elma suyu var. | Open Subtitles | لدي زجاجه من عصير التفاح الرائع , وإنها سنه ممتازه |
| Öğleden sonraya kadar sekiz galon meyve suyu hazırlamamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة للتأكد ثمانية غالون من عصير علة من ساعة وجبة خفيفة. |
| Sussana sen, ihtiyar. Bak, ağırlığım kadar meyve suyu içtim ve acil işemem lazım. | Open Subtitles | صمتا ايها الرجل الكبير انا فقط شربت لترين من عصير الصانى دى ويجب على أن اتبول |
| Biraz daha portakal suyu alır mısın? | Open Subtitles | أتريد مزيدا من عصير البرتقال؟ |
| Portakal suyu içmek istiyordum önce onu yapmalıyım." | Open Subtitles | "اوه، لقد أردت بعص من عصير البرتقال" "كان لابد أن أفعل هذا أولاً" |
| İçinde sadece biraz limon suyu var. | Open Subtitles | بها قليل من عصير الليمون هذا فقط |
| Ne bileyim, on ton falan meyve suyu içtim. | Open Subtitles | لا اعرف لقد شربت مايقارب عشرة اطنان من عصير صنى دى |
| Ama ne zaman ziyarete gelsem, hardal, balıklar ve büyük bir sürahi V8 meyve suyu oluyor. | Open Subtitles | لكن عندما آتي لزيارته ...يكون لديه خردل سمك أبو شوكة ، و جرة كبيرة من عصير ٌ في 8 ٌ |
| 1 3cc meyve suyu istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج إلى 13 سي سي من عصير البرتقال |
| Bir bardak meyve suyu için neler vermezdim. | Open Subtitles | سوف اقتل رجلا من أجل كوب من عصير |
| Ertesi sabah, Buster fena bir - meyve suyu sersemliğiyle uyanır. | Open Subtitles | (في الصباح التالي، استيقظ (باستر مع صداعٍ شديد من عصير البارحة |
| Biraz daha portakal suyu alır mısın? | Open Subtitles | أتريد مزيدا من عصير البرتقال؟ |
| Hale 3 lite ekşi Lochness suyu içmek zorunda kaldığını söylemişti. | Open Subtitles | قال "هايل" بأنه تحتم عليه شرب "ست مكاييل من عصير "ساور لوكنس |
| Sabrina, daha fazla elma suyu içmek yok. | Open Subtitles | صابرينا)، لا مزيد من عصير التفاح) ...ْعلي الذهاب، لكن سوف |