| Emir doğrudan Başkan Yardımcısı'ndan geldi. | Open Subtitles | إنها مقايضة ، لقد جاءت الأوامر من نائب الرئيس |
| Bunun için kılını kıpırdatmaz. Doğrudan Başkan Yardımcısı'ndan emir alıyor. | Open Subtitles | لن تتزحزح عن هذا الموضوع ، إنها تحت أمر مباشر من نائب الرئيس |
| Bu, Başkan Yardımcısı'ndan gelen bir ihanet olur. | Open Subtitles | حَسناً، ذلك سَيَكُونُ خيانة من نائب الرئيس |
| Miami'deki depoyu idare eden birine CIA Müdür yardımcısından telefon gelmesi her gün yaşanan bir olay değildir. | Open Subtitles | فليس كل يوم يقوم الشخص الذي يدير مخزن الوكالة في ميامي بتقلي اتصال من نائب الرئيس |
| Savaş Bakanı yardımcısından referans mektubu almış. | Open Subtitles | نال خطاب توصية من نائب رئيس وزارة الدفاع. |
| - Başkan Yardımcısı'na haber vereyim ben. | Open Subtitles | سوف أستعلم عن ذلك من نائب الرئيس |
| - Başkan Yardımcısı'na haber vereyim ben. | Open Subtitles | سوف أستعلم عن ذلك من نائب الرئيس |
| Yani bu da direkt olarak Başkan Yardımcısı'ndan geliyor demek. | Open Subtitles | مما يعني أنه يأتي مباشرة من نائب الرئيس. |
| Hava Kuvvetleri Personel Bölüm Başkan Yardımcısı'ndan alınan yetkiyle, Yüzbaşı Samantha Carter'ın çarpıcı başarılarından dolayı, onun derhal Binbaşı rütbesine terfisine yetki veriyorum. | Open Subtitles | من نائب رئيس هيئة القوات الجوية تقديرا لعمل كابتن سامنثا كارتر البارز ... لهذا أرقيها فى الحال إلى رتبة ميجور |
| Emirler Başkan Yardımcısı'ndan geldi. Sorgulanamaz. | Open Subtitles | الأمر صدر من نائب الرئيس و لا جدل فيه |
| Belfast Başkan Yardımcısı'ndan az önce bir e-posta geldi. | Open Subtitles | تلقيت بريداَ من نائب رئيس " بلفاست " |
| Müdür yardımcısından Bir Ders, ve Dans İçin 27 Davetiye. | Open Subtitles | درس أخلاقي من نائب المدير و 27 دعوة للرّقص |
| Kaynaklarımız, şu ana dek başkan yardımcısından resmi bir açıklama alamadı. | Open Subtitles | "المصادر لم تكن قادرة على الحصولعلىإفادةرسمية" " من نائب الرئيس " |