Kaynağı belli olmayan sağ kanatlı web siteleri yaymış bunu. | Open Subtitles | نصف مواقع حزب المحافظة أعلنت الخبر في صفحاتها بدون مصدر |
Çok derinlere köklerini gönderip yer altındaki su tedariklerini bulurlar ve durmadan içlerinden dolaştırıp kendilerini sulu tutarlar. | TED | فهي ترسل جذورها عميقا، و تلتمس مواقع المياه الجوفية و تستمر باستخدامها بواسطتها دائما، و تبقي نفسها مرتوية. |
Jack, kırmızı bölüm savaş başlıklarının yerleri ve aktivasyon kodlarını içeriyor. | Open Subtitles | إنه الجزء الأحمر الذي يحتوي على مواقع الرؤوس النووية وشفرات تشغيلها |
Paylaştığımız yazıları ya da sosyal ağ sitelerinde yaptıklarımızı unuturuz. Ama Internet unutmaz. | Open Subtitles | أو الإضافات التي نكتبها في مواقع التواصل الإجتماعي ولكن الإنترنت لا ينسى أبداً |
Kendisine, ailesiyle gidebileceği yerler için birkaç tarih sitesi önerdim. | Open Subtitles | إقترحتُ بضعة مواقع تأريخية ذلك أبويهِ يَجِبُ أَنْ يَأْخذَه إلى. |
Daha sonra 40 farklı ülkedeki çeşitli çöpçatanlık sitelerine bu anketi ekledim. | TED | من ثم وضعت الاستبيان على العديد من مواقع المواعدة في 40 بلد. |
Sites, öyle görünüyor ki, Alman telsiziyle oldukça iyiydin. | Open Subtitles | مواقع ، يبدو وكأنه كنت جيدة جدا مع الإذاعة الألمانية. |
Telefonun yerini tespit ettik, kuzeye doğru gidiyor. Peşine ekip gönderelim mi? | Open Subtitles | لدي تحديد مواقع بالاقمار الصناعية على الهاتف يتوجه للشمال هل نرسل وحدات؟ |
Evet, şu arkadaşlık siteleri pek de işe yaramıyor, değil mi? | Open Subtitles | أجل، مواقع المواعدة على الإنترنت تلك لا تعمل حقّاً، أليس كذلك؟ |
Yapabildiğin her şekilde bilgiyi yay, haber kanalları, internet siteleri, radyo, SMS. | Open Subtitles | أخرجي المعلومات بأي طريقة تستطيعينها, قنوات أخبار، مواقع الويب، الراديو، الرسائل النَصية |
Pek bir şey yok, tarayıcı geçmişi sıradan sosyal medya siteleri ile dolu. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير هنا عدا بعض مواقع التواصل الإجتماعي التي تملأ تاريخ متصفِّحه |
Dört yer adı vereceğim, kaşifin adını söyleyeceksin. | Open Subtitles | سأقوم بذكر اسم 4 مواقع في الكرة الأرضية وأنت أخبرني باسم المسكتشف الذي وجدها |
Bileklerine GPS yer bulucu takıp elbiselerine kamera gizleyeceğim. | Open Subtitles | محدد مواقع حول أرجلهم مراقبة مرئية و صوتية بملابسهم |
Jack, kırmızı bölüm savaş başlıklarının yerleri ve aktivasyon kodlarını içeriyor. | Open Subtitles | إنها القسم الأحمر، الذي يحتوي على مواقع الرؤس النووية وشفرات تفعيلها |
Bu genellikle çocuk sitelerinde dolaşan dokuz yaşında bir kız çocuğu. | TED | هذه فتاة تبلغ من العمر تسع سنوات تتنقل أساسا بين مواقع الأطفال. |
Morlar tweetler. Yeşiller coğrafi yerler. | TED | البنفسجى تغريدات، الأخضر مواقع جغرافية. |
Farklı arkadaşlık sitelerine kaydolurken, gerçekten de çok meşguldüm. | TED | عندما كنت أسجل نفسي في مختلف مواقع التعارف ، كنت فعلا مشغولة، |
Ateş etmediğin iyi oldu, Sites. | Open Subtitles | نحن محظوظون أنت لم يطلقوا النار، مواقع. |
Diğer füzenin yerini tespit etmiş, fırlatmayı durdurmak için hala bir şansımız var. | Open Subtitles | تفيد بأنّه وجد مواقع البطاريات الأخرى ولا زال هناك وقت لمنعها من الاطلاق |
Savaş istasyonları! Görünüşe göre bu heriflerle savaşmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | مواقع القتال يبدو أننا سنضطرّ إلى محاربتهم |
Otoyol hızlanma şeridine yakın binaya bitişik park yeri bulunmalı. | Open Subtitles | ساحات توقف مرفقة مواقع بقرب الطرق السريعة على أرصفة محاذية |
Annelikle ilgili internet sitelerini gezebileceğiniz yeni bir bilgisayar mesela. | Open Subtitles | جهاز كمبيوتر جديد , حتى يمكنكم تصفح مواقع الأمهات الجديد |
DMV, IRS ve düşük oranda yasal olan 3 internet sitesine göre öyle. | Open Subtitles | طبقاً لمديرية المرور و مصلحة الضرائب و ثلاثة مواقع قانونية قليلاً على النت |
1.000 kişinin olduğu çöpçatanlık sitelerinden seçim yapma şansı yoktu. | TED | لم يكن لدينا فرصة لنختار بين ألف شخص على مواقع المواعدة. |
Dalma pozisyonu. Ana pervaneler hazır bulunsun. | Open Subtitles | إلى مواقع الغوص إستعدوا بجانب المنافذ الرئيسية |