"موطنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • evine
        
    • evi
        
    • evinden
        
    • evinde
        
    • memleketinden
        
    • yuvası
        
    • vatanından
        
    • onu eve
        
    Bir gün genç çocuğun evine gitmesi gerektiği haberi gelmiş. Open Subtitles في يوم ما جاء خبر بأن الشاب سيعود إلى موطنه
    Onu mutlaka evine göndermelisiniz. Open Subtitles هي أن نضعهُ مع الفيلة الأخرى حتى يتمكّن من العيش مع أسرته في موطنه
    Ancak genç Leaellynasaura'nın öğrenmesi gereken daha çok şey var evi olan ormanın tehlikeleri hakkında. Open Subtitles ما زال للصغير الكثير ليتعلمه عن أخطار موطنه الخطير في الغابة
    Yani birisi kendi evinden mahkeme olmadan ya da bir şey söylemesine izin verilmeden alıkoyulabiliyor? Open Subtitles يطرد الشخص من موطنه بالقوة و بدون محاكمة أو أن يكون له كلمة في ذلك؟
    Zharkov Orta Doğu'da ya da evinde değilse, nerede? Open Subtitles عندما يكون زاراكوف غير متواجد فى الشرق الاوسط ولا فى موطنه , فاين يكون ؟
    - Son olarak yediğimiz leziz yemeklerin memleketinden gelen Rajesh Koothrappali için bir büyük boy tavuk McNuggets. Open Subtitles الذي موطنه يصنع هذه الصحون اللذيذة طلبٌ كبير من قطع الدجاج
    Onun yeri senin, benim, ailesinin yanı. Onun yuvası burası. Open Subtitles معكِ، معي وعائلته هذا موطنه.
    Yani bu bina, bizim ordaki bakım evine benziyor. Open Subtitles البيوت هنا مثل بيت الكلب في موطنه الأصلي
    eski bir arkadaşı göreceğiz. droidi evine götürecek. Open Subtitles سوف نذهب لرؤية صديق قديم سوف تساعدنا علي عودة الآلي إلي موطنه.
    Endişelenme, Jill. Çok yakında Joe tekrar evine dönmüş olacak. Open Subtitles لا تقلقي، "جيل" سيعود "جو" إلى موطنه قريباً
    Duma'yı evine götürüyordum, ama o da beni başka bir yere götürdü. Open Subtitles كنت آخذا "دومة" إلى موطنه لكنه أخذي إلى مكان أيضا
    Bu nüfus sayımı, onu evine döndürecektir. Open Subtitles ـ هذا الإكتتاب سيجعله يعود إلى موطنه
    Tamamen kendi evi olan Everest'in buzulları arasında dolaşarak rüzgârla buraya sürüklenen yay kuyruk gibi böceklerle beslenir. Open Subtitles تقريبا موطنه بين جليد أفيريست، يصيد الفرائس المحموله بالرياح.
    95 milyon yıl önce, bu dinozorun Kuzey Afrika'daki evi geniş nehirler ve bataklıklarla çevrili bir çöldü. Open Subtitles منذ 95 مليون عام، موطنه الأصلي في شمال إفريقيا حيث كانت صحراء قاحلة محاطة بـنظام فسيح من الأنهار و المستنقعات
    Beni evi olan denizlerde bir balıkçılık gezisine çıkarıyor. Open Subtitles ، إنه يأخذني في رحلة صيد للبحار التي هي موطنه
    ...91 yaşında ve kimin zoruyla evinden alınmış. Open Subtitles بعمر الـ91،.. وبقوة الرجل أخذ من موطنه.
    Zavallı Mike. evinden bu kadar uzakta ölmesi feci bir şey. Open Subtitles (مايك) المسكين، لا أطيق فكرة موته بعيداً عن موطنه.
    evinden ayrılmış Open Subtitles "غادر موطنه الأصلي"
    Doğanın çevrelediği bu sıcak ev ona kendini evinde hissettirecek. Open Subtitles ...هذا المنزل المريح المحاط بالطبيعة سيشعره حتماً أنه في موطنه
    Kendi hayal diyarıma gelecek olursak memleketinden olan güçlü erkeklere karşı biseksüel. Open Subtitles وينتقل الى ارض خيلاتي الشخصية هو ثنائي الجنس بالنسبة . لرجال موطنه الاقوياء
    Ama burası onun yuvası. Open Subtitles هذا هو موطنه
    Çocuk kuzeydeki vatanından bir mesaj getirmiş. Open Subtitles جاء من موطنه في الشمال برسالة الى بوليويف
    Onsuz bir yere gitmiyorum, Kenny. onu eve götürmemiz gerekiyor. Open Subtitles لن أغادر بدونه يا كيني، علينا أخذه إلى موطنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more