| Şey, bakın, efendim, Kırmızı Kod bizim kullandığımız bir terim. | Open Subtitles | كما ترى يا سيدي، العقاب الأحمر هو قانون نستخدمه نحن |
| Çoğumuz için, zaman, günlerimizi ölçümlemek üzere kullandığımız sayılar kümesiydi. | Open Subtitles | بالنسبة لمعظمنا الوقت هو مجموعة من الأرقام ,نستخدمه لحساب أيامنا |
| Mahkemede kullanabileceğimiz tek bir delilimiz bile yok. | Open Subtitles | ليس لدينا دليل واحد يمكن أن نستخدمه ضده في المحكمة |
| Sadece kendi çerçevemizde mi kullanacağız, kendi gösterilerimizde, normal eğlencelerimizde? | TED | هل سوف نستخدمه فقط لطعامنا، واستمتاعنا، ومتعتنا كالمألوف؟ |
| Bandaj olarak ne kullanabiliriz? | Open Subtitles | ما الذى يمكننا ان نستخدمه كـ ضماده لجرحك ؟ |
| Sadece onlar duyuyor. Çoğu zaman onları uzaklaştırmak için kullanırız. | Open Subtitles | هم الوحيدين الذين يستطيعون سماعه غالباً نستخدمه حتى ندفعهم بعيداً |
| Biz onu kullanmıyoruz. Yani, her çocuk bir konuda başarılıdır. | Open Subtitles | اننا لا نستخدمه اعنى ,كل طفل جيد فى شئ ما |
| Onu hanımları mağazanın içine çekecek bir şekilde kullanmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نستخدمه من أجل لفت انتباه السيدات للدخول إلى المتجر |
| 50 yıllık eski bir bilgisayar modemi ve görevde kullanmadığımız bir frekansa sahip. | Open Subtitles | انه على تردد لم نستخدمه منذ خمسينعاما وهذا التردد لا نستخدمه فى مهمتنا |
| Yani yiyeceklerimizi renklendirmek için kullandığımız çok kıymetli bir şey. | TED | فهو شيء ثمين جداً حيث نستخدمه في صبغ أغذيتنا. |
| Bu iş yerinde kullandığımız şey, gerçek zamanlı çalışıyor. | TED | هذا ما نستخدمه في الشركة، يعمل هذا في وقت آني. |
| E.T. 'yi ararken günümüzde kullandığımız bir şey bu ve elektronik bilimi de çok daha iyi hale geldi. | TED | هذا ما نستخدمه اليوم للبحث عن مخلوقات فضائية ، و اصبحت الالكترونيات افضل كثيرا ايضاً |
| Edinburgh'da kullandığımız deney hayvanı tıp öğrencileriydi. | TED | وفي أدنبرة، الحيوان التجريبي الذي نستخدمه هو طالب الطب. |
| kullanabileceğimiz ne varsa toplayıp şu ahırda biriktirin, heybelerinize bir şey aşırmayın. | Open Subtitles | أجمعوا كل ما يمكن أن نستخدمه فى هذه الحظيرة لا شىء على ظهر خيولكم. |
| Biraz sermaye ayırıp, onu daha fazla kazanmak için kullanacağız. | Open Subtitles | سوف نجعل هذا اعتماداً مالياً و نستخدمه لنكسب الكثير من الأموال. |
| Bunu, ilaçları nerede sakladığını öğrenmek için kullanabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نستخدمه ليكتشف لنا المكان الذي يحفظ به الدواء |
| Sadece onlar duyuyor. Çoğu zaman onları uzaklaştırmak için kullanırız. | Open Subtitles | هم الوحيدين الذين يستطيعون سماعه غالباً نستخدمه حتى ندفعهم بعيداً |
| Ve iki boyutlu bir dünyada üçüncü boyuttan haberimiz var ama onu kullanmıyoruz çünkü üçüncü boyuta çıkmak yer çekimine karşı inanılmaz bir güç ister. | TED | و في عالم ذو بعدين، نحن نعلم عن البعد الثالث لكننا لا نستخدمه لأنه للصعود للأعلى يتطلّب مقدار بشع من الطاقة ضد الجاذبية. |
| Akıllıca ve birbirimizle uyum içinde kullanmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نستخدمه بحكمة وبتفاهمٍ فيما بيننا |
| Üzümbağında hiç kullanmadığımız bir yazlık ev var. | Open Subtitles | كوخنا الصيفى فى فين يارد .. لم نستخدمه أبداً |
| Bizim durumumuzda ise, bie sembolü tasarlamak ve yapmak için kullanmak istiyoruz. | TED | وهذا الأمر ، في حالتنا نريد أن نستخدمه لتصميم وعمل رمز معين. |
| Aynı fikirdeyim, ama hangisini seçelim ne kullanalım bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا أتفق معك لكننا لا نملك خيار حيال ما سوف نستخدمه. |
| Büyük olasılıkla marihuana kullanmamız gerekiyor. | Open Subtitles | ايتها الممرضة .. ما الذي يفترض أن نستخدمه كمسكن المراوانا |
| - Bunu ona karşı kullanmayalım. | Open Subtitles | حسنُ، دعنا لا نستخدمه ضده. |
| kullanacağımız hiçbir şeyi ulu orta satın alamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا شراء أي شيء نستخدمه على الملأ |
| - Omuzdaki yarayı artık işaret olarak kullanmadığımızı bilmelisin. - Öyle mi? | Open Subtitles | يجب أن تعرف أن الجرح في الكتف لم نعد نستخدمه كإشارة |
| Ama onu bilgi için kullansak daha akıllıca olur ve rehine olarak. | Open Subtitles | ولكن من الأذكى أن نستخدمه للحصول على معلومات أو كرهينة |