| Bu çatı altında kalmak ve masaya yemek koymak için babanla çok çalışıyoruz. | Open Subtitles | أنا ووالدكِ نعمل بجد لكي نبقي هذا المنزل قائماً ونوفر الطعام على الطاولة. |
| Kabinenin geri kalanıyla birlikte bilimi hak ettiği yere geri taşımak için çok çalışıyoruz. | TED | جميعًا، مع بقية أعضاء الحكومة، نعمل بجد لاستعادة العلم إلى مكانه الصحيح. |
| Tabii ki bunları elde etmek için çok çalıştım, ikimiz de çok çalıştık. | Open Subtitles | غير اننا لم نعمل بجد من اجل هذا نحن الاثنان |
| Her sabah erken uyanırız, fabrikaya gidip bütün gün çok sıkı çalışırız. | Open Subtitles | كل يوم استيقظنا في الصباح الباكر، نذهب إلى المصنع، ونحن نعمل بجد للغاية كل يوم. |
| Tanrım! bu iş için çok uğraşıyoruz | Open Subtitles | يا إلهي إننا نعمل بجد في هذا العمل |
| Hepinizin, aldığımız yüklü siparişten haberdar olduğunu biliyorum ve bu işi bitirmek için çok çalışmalıyız. | Open Subtitles | بالطبع أنتم مدركون للطلب الكبير الذى يجب أن ننهيه ونحن نعمل بجد لننهيه |
| Bu, rüyamızı gerçekleştirmemiz için daha sıkı çalışmamız gerektiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | الامر فقط يعني ان علينا ان نعمل بجد اكثر لنحقق الحلم |
| Hayır, çalışıyorduk kardeşim. Çok sıkı çalışıyorduk. | Open Subtitles | - كلا، لقد كنَا نعمل أيها الأخ نعمل بجد |
| Kati surette düşüncem şudur ki; halk, gizlilik hakkına sahiptir ve bizlerde gizlilik haklarının korunduğundan emin olmak için canla başla çalışıyoruz. | TED | لذا اعتقد بالاطلاق, ان للناس حق في الخصوصيه, ونحن نعمل بجد لتأكيد ان هذا الحق في الخصوصيه محمي. |
| Çok sıkı çalışıyoruz, George. | Open Subtitles | ولن أفوز بالكاديلاك نحن نعمل بجد يا جورج |
| -Burda sıkı çalışıyoruz. Sıkı oynuyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل بجد هنا و كذلك نلعب بقسوة أيضاً |
| Biz yemek için çok çalışıyoruz. | Open Subtitles | انكم تجعلوننا نعمل بجد للحصول علي الطعام |
| Buralara gelmek için çok çalıştım, daha doğrusu çok çalıştık ve bu emeklerin bir sigorta muayenesine bağlı olduğu düşüncesi bana pek adil gelmiyor. | Open Subtitles | لقد كنا نعمل بجد للوصول لهذه المرحلة.. وفكرة أن هذا كله يتوقف على بوليصة تأمين.. حسنًأ، أعني أن هذا لا يبدو عدلًا |
| Kendi sebzemizi yetiştirmek için çok çalıştık. | Open Subtitles | كما نعمل بجد لنزرع الخضراوات فى بيوتنا |
| Tanrım! bu iş için çok uğraşıyoruz | Open Subtitles | رباه، أننا نعمل بجد في هذا العمل. |
| Günahlarımızın kefaretini ödemek için çok çalışmalıyız. | Open Subtitles | لا بد أن نعمل بجد لنتوب من خطايانا بإخلاص |
| Kendimizi meslektaşlarımızın Arasından sıyırabilmek ve Değerimizi ispatlamak için, Sıkı çalışmamız lazımdır değil mi? | Open Subtitles | في كِلا وكالتينا، علينا أن نعمل بجد لإثبات قيمتنا، لفصل أنفسنا عن زملائنا، صحيح؟ |
| - Çok sıkı çalışıyorduk. | Open Subtitles | -لقد كنا نعمل بجد |