| Kuralları ben koymuyorum. Bu ofisi yönetmek için para alıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أضع القواعد أنا أتقاضى أجرى لأدير هذا المكتب |
| - Bütün lojileri ben öğretiyorum ve Bu ofisi paylaşıryoruz. | Open Subtitles | أقوم بتعليم كل علوم الجنون هذه نحن نتقاسم هذا المكتب |
| Aynı zamanda Bu ofisin 2009 yılındaki Kızıl Ekibi takip ettiği şüphesindeyim. | Open Subtitles | أنا أيضاً أشك بأن هذا المكتب يراقب أعضاء الفريق الاحمر عام 2009م. |
| bu ofisten dışarı çıkamıyorum. Onu ne kadar iyi tanıyorsun? | Open Subtitles | أنا أعيش في هذا المكتب ليل نهار مامدى معرفتك به؟ |
| Dedektif, bu ofiste politik bozulmaları takip etmek mecburiyetimiz var. | Open Subtitles | أيها المحقّق نحن مكلّفون في هذا المكتب بمكافحة الفساد السياسيّ |
| bu ofis bunun için var, plan üretmek için, değil mi? | Open Subtitles | فهذا هو ما أُنشئ لأجله هذا المكتب فقد أنشئ لوضع خطط البناء , أليس كذلك ؟ |
| Canı istese elini kolunu sallayarak bu ofise gelip nükleer saldırı emri verebilir. | Open Subtitles | يمكنها أن تدخل هذا المكتب وتأمر بضربة نووية إذا كانت في مزاج سيىء. |
| Partiyi bitirdiğim için üzgünüm ama Bu masayı almam gerekiyor. | Open Subtitles | أسفة لأنهاء الحفلة، لكن أحتاج أن آخذ هذا المكتب |
| Şimdilik Bu ofisi kullanabilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن تستعملي هذا المكتب في الوقت الحاضر |
| Aslında, sana Bu ofisi teklif ediyorum. | Open Subtitles | فى الحقيقة , أنا أعرض عليك هذا المكتب جداً |
| Ben babamın dökümanlarını ve eşyalarını aldıktan sonra sen de Bu ofisi mi alacaksın? | Open Subtitles | أستأخذين هذا المكتب بمجرد ان آخذ أوراق أبي؟ |
| Bu akşam Bu ofisin tarihinde... yer almayan bir hareket alıyorum. | Open Subtitles | الليلة، سأقوم بفعل غير مسبوق في هذا المكتب |
| Bugün Bu ofisin başarısı büyük ölçüde teknik ekipten geldi. | Open Subtitles | نجاح هذا المكتب اليوم يعود في جانب كبير منه الى الفريق التقني |
| Bu ofisin çok ağır, dava yükleri taşıdığını biliyoruz ve ihtiyaç olunduğunda... | Open Subtitles | نحن نعرف ان هذا المكتب يحمل عملاً كثيراً جداً |
| bu ofisten dışarı çıkamıyorum. Onu ne kadar iyi tanıyorsun? | Open Subtitles | أنا أعيش في هذا المكتب ليل نهار مامدى معرفتك به؟ |
| Bay Redmayne, Kim olduğunuzu bilmiyorum ama bu ofisten 16 yıldır sorumluyum... | Open Subtitles | مستر ريدمين، لا أعلم من انت لكني مسؤول عن هذا المكتب لسنوات |
| Ve o gece bu ofiste ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. | Open Subtitles | وكلانا يعلم ماذا فعلنا في هذا المكتب تحديداً في تلك الليلة |
| Şayet bu ofiste kalmak istiyorsan seninde birine ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | وأنت ستحتاج لواحدًا أيضًا إن أردت البقاء في هذا المكتب |
| Yani sen, bu ofis... 13. kati olmayan bir binanin 13. kati... | Open Subtitles | اعنى , انت , هذا المكتب الدور الثالث عشر فى مبنى ليس به دور ثالث عشر |
| bu ofise gelen son iki ortak bir yıl bile dayanamadı. | Open Subtitles | تعلم بأن آخر شخصان حصلا على هذا المكتب لم يكملا سنة |
| Bu masayı 5 yıl ben kullandım. | Open Subtitles | أنتي تعلمين أنه كنت أملك هذا المكتب لمدة 5 سنوات |
| Eğitimli bir katilim. Seni bu ofisteki her şeyle öldürebilirim. | Open Subtitles | أنا قاتل مدرَّب يمكنني قتلك بأي شيء في هذا المكتب |
| Ve işte bu yüzden tatlım Bu masa için bu kadar para harcıyorum. | Open Subtitles | و هذا يا عزيزتى سبب دفعى أعلى الدولارات من أجل هذا المكتب المُخصص. |
| Biz, ben bütün bu büro bir korkağın kokusunu oturduğu yerde alabilir. | Open Subtitles | انا هذا المكتب اللعين كله يمكننا ان نعرف الجبان فى اى مكان |
| Kötü haber şu, Maliye Bu büronun gelir tespitini istedi. | Open Subtitles | والخبر السيئ هو أن مصلحة الضرائب طلبت فحص دخلك من هذا المكتب |
| Savaş alanına ayak bastığımı düşünmüyor olabilirsiniz... çünkü hiç bu masanın başında oturmadınız. | Open Subtitles | قد تظن أن قدمي لم تطأ ساحة المعركة لكن ذلك لأنك لم تجلس قط على هذا المكتب |
| o masanın arkasında oturmak nasıl bir duygu Frank? | Open Subtitles | كيف هو شعورك بالجلوس خلف هذا المكتب , فرانك ؟ |