| Schmidt, sen Bu kızı birkaç haftadır tanıyorsun ama ben 20 yıldır tanıyorum ve o kıza güvenilmeyeceğini söylüyorum sana. | Open Subtitles | شميدت انت تعرف هذه الفتاه منذ اسبوعين فقط انا اعرفها منذ عشرين سنه انا اخبرك لا يجب عليك الوثوق بها |
| Bu kızı tanıyorum. Onunla Pazar okuluna gittim. | Open Subtitles | أنا أعرف هذه الفتاه كنت معها في نفس المدرسـه |
| Bak oğlum, O kız birisiyle bir kere yatmaya görsün, hayat boyu kurtulamıyorsun. | Open Subtitles | يا فتى ... مثل هذه الفتاه عندما ترافق شخصا فسيكون ذلك طوال الحياه |
| Müvekkilim yıllardır kayıp olan bu kız hakkında doğruları söylemek istiyor. | Open Subtitles | مُوكلي يٌحاول أن يقول الحقيقة عن هذه الفتاه المُختفية منذٌ سنين |
| Henry dine karşı gelmekle suçlanan bu kızın inancını yargılamamız için bize bıraktı. | Open Subtitles | وضع هذه الفتاه فى ايدينا بتهمه الهرطقه فى محاكمه بخصوص الايمان |
| -Sence O kızı aldatıyor muydu ? | Open Subtitles | حسنا ، هل تعتقد بوجود علاقة بينه وبين هذه الفتاه |
| Engelli olduğu için, Bu kıza farklı davranmamı istiyorsun. | Open Subtitles | اريدك ان تستمع لما قلته ويليام تريدني ان اعامل هذه الفتاه بشكل مختلف |
| Bayım, Bu kızı gördünüz mü ? Bu kızı gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيت هذه الفتاه من قبل هل رأيت هذه الفتاه من قبل |
| Yaptın demedim. Sadece resme bak. Bu kızı gördün mü? | Open Subtitles | انا لم اقل انك فعلت هل رأيت هذه الفتاه من قبل |
| - seks yapmaya zorladığım yazıyor. - Bu kızı tanıyor musun? | Open Subtitles | فى مقابل ان اشفى امها انت تعرف هذه الفتاه ؟ |
| Bu kızı, onu yeterince sevmediğini öğrensin diye mi büyütecektin? | Open Subtitles | سوف تدع هذه الفتاه تكبر لتعلمها انك لا تحبها بالقدر الكاف؟ او بالطريقة الصحيحة؟ |
| O kız bütün akşamı arkadaşlarınla konuşarak senin hakkında hikayeler sorarak Monica'nın fotoğraf albümlerine bakarak geçirdi. | Open Subtitles | هذه الفتاه امضت الليل بطولة في التحدث لاصدقائك تطلب سماع القصص عنك وتنظر لألبوم الصور الخاص بمونيكا |
| O kız... o bana birşeyler çağrıştırıyor. | Open Subtitles | هذه الفتاه .. هذه الفتاه تمثل شيء بالنسبة لي .. |
| Ne olursa olsun, O kız gebermeli. | Open Subtitles | حتي لو كان أخر شيء افعله سأقتل هذه الفتاه |
| bu kız yılan gibi zeki. | Open Subtitles | هذه الفتاه لها حكمه الثعابين هيا أختاروا |
| bu kız gayet iyi çalışıyor. Haklıydınız, ben yanıldım. | Open Subtitles | هذه الفتاه تعمل بشكل جيد كنت محقه و أنا مخطئ |
| bu kız onu bir an için mutlu edecekse bile, bu ona fazla! | Open Subtitles | إذاً هذه , هذه الفتاه أعطت دقيقة واحده من السعادة إنها دقيقة كثيرة جداً |
| bu kızın ikna edici bir yönü var. | Open Subtitles | لقد رأيت هذا هذه الفتاه لها طرقها مع الناس |
| Savunma değil ama, bu kızın ailesinin senin üzerinde epey bir etkileri var. | Open Subtitles | ليس للاساءة ، لكن عائلة هذه الفتاه حصلت عليك بالشئ الضئيل |
| Güven bana, O kızı bir öpsen, pabuçlarının her yanına "Bayan Will Burton" yazar. | Open Subtitles | صدقني هذه الفتاه منتظره قبله واحده وتوافق على الزواج بك |
| Dinleyin. Bu kıza bakın. | Open Subtitles | إنصتوا جيداً، نحن نبحث عن هذه الفتاه |
| Wheaton kızıyla mı? Hani çok istediğin şu kız? | Open Subtitles | "اليست هذه الفتاه "ويتون التى تريديها حقاً |
| O kızın sana kucak dansı yapmasını istersen bana haber ver tamam mı? | Open Subtitles | أى وقت تحب فيه أن ترقص مع هذه الفتاه يابنى مجرد أخبرنى فقط |
| Benimle açık saçık konuşacak Bir kız bulmaktan mutlu olurum. | Open Subtitles | سأكون سعيد عندما أجد هذه الفتاه المشئومة |
| Bu kızdan sonra neden senin yanında kimseyi göremedik.Neydi adı ? | Open Subtitles | تذكر هذه الفتاه التى أحضرتها من هوبولت؟ سولي أو أيا كان اسمها |
| Altı ay içinde dördüncü Kız bu. | Open Subtitles | هذه الفتاه السادسة في خلال 6 شهور |
| Sevdiğim ve evlendiğim Bu kızla olmaktan dolayı çok mutluydum. | Open Subtitles | لقد كنت فقط اشعر بالسعادة بوجودي مع هذه الفتاه التي احببتها وتزوجتها |
| Merhaba "ve Victoria." Bu pilici sevdim, dostum. | Open Subtitles | "إسمي هو فيكتوريا" تعجبني هذه الفتاه |