İleride yeterli boyda bir alan var ama sert olacak. | Open Subtitles | هناك حقل متسع بما يكفي أمامنا ولكن الهبوط سيكون وعراً |
Buxton yakınlarında samanlı bir alan var. Buxton'ın nerede olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هناك حقل قش كبير بالقرب من باكستون أتعلم أين باكستون ؟ |
Aygıtın kendisini koruyan bir güç alanı vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك حقل قوة لحماية الأداة لنفسها |
Yani bunun anlamı, burada bir manyetik alan vardı. | Open Subtitles | هذا يعني بأنه كان هناك حقل مغناطيسي |
Kaptan, fırlatmadan önce bilmelisiniz ki iki gemi arasında kayda değer miktarda enkaz parçası var. | Open Subtitles | سيدي، قبل انطلاقك عليك معرفة .. أن هناك حقل من الصخور بطريقك |
Buxton'ın nerede olduğunu biliyor musun? - Orada bir sürü samanlı alan var, orada. | Open Subtitles | هناك حقل قش كبير قريب من بكستون هل تعرف أين بكستون؟ |
Sekiz yüz metre kadar iç tarafta bunlarla dolu olan alan var. | Open Subtitles | هناك حقل لافا بمسافة نصف ميل للداخل |
Orada arkasında büyük bir alan var ve ben... | Open Subtitles | هناك... حقل كبير وراء هذا ، و... وأستطيع... |
Rumi, bir 13.yy Sufi şairi der ki " Yanlış ve doğru yapma fikirlerinin ötesinde bir alan var. | TED | الرومي ، الشاعر الصوفي من القرن الثالث عشر ، يقول ، "هناك بعيداً عن عوالم الخطأ و الصواب ، هناك حقل . |
Acizane ekliyorum -- acizane -- savaş ve barış dünyalarının ötesinde, bir alan var, ve orada bir çok kadın ve erkek var orada toplanıyorlar. | TED | وأضيف بتواضع -- أنه هناك فيما وراء عوالم الحرب و السلام ، هناك حقل ، وهناك الكثير من النساء و الرجال يتقابلون هناك . |
Düşük düzeyde telepatik bir alan onları birbirine bağlıyor. | Open Subtitles | هناك حقل تخاطري قصير المدى يربطهم ببعضهم |
Harika. Yolda bir güç alanı varsa, bir tabela da koyamazlar mıydı? | Open Subtitles | إذا كان هناك حقل طاقة في الطريق، فربّما يمكنهم وضع لافتة؟ |
Bu sebzelerin etrafında bir tür güç alanı oluşmuş. | Open Subtitles | هناك حقل مغناطيسي يحيط بتلك الخضر |
Bir güç alanı, sizin göz gibi, Erebus geçidini kapatır, saldırı veya kurtarma imkansızdır. | Open Subtitles | هناك حقل مغناطيسى مثل الـ"حدقة" تمنع العبور خلالها، مما يعني أن من المستحيل إنقاذهم |
Büyük çimlerin olduğu bir alan vardı. | Open Subtitles | كان هناك حقل معشوب كبير |
Kaptan, fırlatmadan önce bilmelisiniz ki iki gemi arasında kayda değer miktarda enkaz parçası var. | Open Subtitles | سيدي، قبل انطلاقك عليك معرفة .. أن هناك حقل من الصخور بطريقك |