"وأدع" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • izin
        
    Bir kitabın gizli bir kapı olmasını ve açılarak hikayeleri gerçek hayata çıkarmasını isterim. TED أريد باب سري بالكتاب يُفتح وأدع القصص تخرج للواقع.
    Elimden geleni yapacağım ve bırakalım jüri karar versin. Open Subtitles سأذهب إلى هناك وأستمر فى المحاكمة وأدع هيئة المحلفين تقرر الحكم.
    Dualarımda olduğunu bilsin ve istediği zaman.. Open Subtitles خيار جيد سأفتح الباب وأدع المكان يتخلله الهواء
    O zaman arkama yaslanıp su kabilelerinin birbirine girmesine izin mi vermeliyim? Open Subtitles لذا يجب علي ان أسترخي وأدع قبائل الماء تدخل في حرب ؟
    Peki, pencereyi açıyorum ki şeytanların çıkmasına izin verelim. Open Subtitles حسنا أنا سأفتح النافذة وأدع الشياطين يخرجون
    Onu tıktığım hapishane çürüyene kadar içerde tutacağım, ve sonra başka bir hapishaneye nakledip oranın da çürümesini bekleyeceğim. Open Subtitles سوف أضعة فى السجن حتى يتعفن الحبس فوقة ثم سأنقلة إلى سجن أخر وأدع السجن يتعفن
    Sadece bitki vakumu mutasyonu engelleyebilir ve hiçbir şey bu doğal olayı tersine çeviremez. Open Subtitles وأدع إمتصاص النبات يتمكن من منع التحول لكن لا شيء يمكن أن يعكس الظاهرة
    İşlerini iyi yapan insanlarla çalışırım ve bırakırım işlerini yaparlar. Open Subtitles أعمل مع أناس يقومون بعملهم بشكل جيد وأدع لهم حرية التصرف
    Derin nefes al ve güven kendine. Open Subtitles واريدك ان تأخذ نفس عميق وأدع انك واثق بنفسك
    Sakin ol ve öfkenin seni tüketmesine göz yum. Aynı anda hem yarat hem de yok et. Open Subtitles سأهدأ وأدع الغضب يهيمن عليّ، شيّد ودمّر في اللّحظة عينها.
    Ben ima ettim ve insanların düşünmelerini sağladım. Open Subtitles أتحدث بإسلوب ضمني وأدع الناس يعقدون الإفترضات
    Sadece bir iki kişiye söyleriz ve doğal bir şekilde yayılmasına izin veririz. Open Subtitles سأخبر شخصاً أو شخصين فقط وأدع الخبر ينتشر بشكل طبيعي
    Ama demokrasiye inanan biri olarak bencilleşmeyeceğim ve bu annenin canını bağışlayacağım. Open Subtitles ولكن ما سأفعله، لطالما أنني لاعب الفريق الأسمى، سأتجنب هذا وأدع هذه الأم الصغيرة تعيش.
    Ten makyajını hafif tutmamı ve ağırlığı dudaklara vermemi söyledi. Open Subtitles أخبرتني أن أخف يدي وأدع الثقل لأجل الشفاه
    Buradan insanlar sevdiğim ve sevmeye devam edeceğim.. Open Subtitles لا يمكنني أن أخرج من هنا، وأدع الناس يظنون
    ve? ve Lara'ya hissettiklerimi söyleyip ona da ne hissettiğini soracağım. Open Subtitles وأدع نفسي أشعر ثانيةَ وأخبر " لارا " بمشاعري واسالها كيف تشعر تجاهي
    - ...istediğini yapmasına izin vermek - Koy telefonu yerine. Open Subtitles وأدع شخصية " ترايسي جوردون " المضحكة تقوم بما تريده
    Bir aydır bana, bu duruma takılıp kaldığımı kendi hayatımı toparlamam gerektiğini oğlumun büyüyüp bir adama dönüşmesine izin vermemi söylüyordun. Open Subtitles كنتَ تخبرني لشهر أنني عالقة وأنني يجب أن أستمتع بحياتي الخاصّة وأدع ابني أن يكبر ليصبح رجلاً
    Kaybolup işlerini yapmalarına izin vermemi söylediler. Herkes ne yaptığımın farkında olsa her şey çok daha kolay olurdu. Open Subtitles لقد اخبروني أن أجلس وأدع الأمور لهم لكان الأمر أسهل كثيرًا لو علم الجميع بما أفعله
    Şimdi eve gidip TV'nin beynin çürütmesine izin verme zamanı o zaman. Open Subtitles سأذهب إلى المنزل وأدع التلفاز يفسد كل شيء ببطء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more