| Evlat edinildim. Yeni bir anne ve babam olacak, ve çok hoşlar. | Open Subtitles | لقد تبُنيت ، أصبح لدي أب وأم جديدين ، ذلك لطيف جداً |
| Fakat bu sadece kariyer kadını ve anne ikili rolünde hayatta kalma meselesi değil. | TED | ولكن هذا ليس فقط من أجل النجاح في دورك المزدوج كامرأة ذات مهنة وأم. |
| Clark'ın annesi de Talon'da geri gelmeden önce Dawn gibi davranıyordu. | Open Subtitles | وأم كلارك تصرفت على غرارهها قبل أن عادت لوعيها في التالون |
| Aktrisim elbette ama öncelikle bir eş ve anneyim. | Open Subtitles | أنا ممثلة، بالطبع، ولكن الأهم أنني زوجة وأم. |
| - Evet. - Ve siz sanığın annesisiniz. | Open Subtitles | ــ أجل ــــ وأم المتهم ؟ |
| Her uçakta annesinin görmezden geldiği ağlayan bir bebek olmak zorunda mı! | Open Subtitles | كل طائرة يجب أن يتواجد بها,طفل يبكي وأم,تتجاهل ذلك |
| Artık bu malikanenin hanımı ve çocuklarımın annesisin. | Open Subtitles | أنتِ الان سيدة المنطقة وأم أولادي بدون شك |
| Tüm ailesiyle birlikte. Babası, annesi ve bir de kardeşiyle birlikte. | Open Subtitles | مع عائلته كاملة، أب وأم وأخ أصغر |
| Ayrıca İngiltere Kraliçesi'nin annesi de bir Coburg. Bu oyunda artık sıra senin. | Open Subtitles | وأم ملكة "انجلترا" كذلك "كوبورغية" وأنتَ القطعة التالية في اللعبة! |
| İyi bir arkadaş, iyi bir anne ve iyi bir eski eştim. | Open Subtitles | كما تعلمين أنا . كنت صديقة جيده وأم جيده وزوجة سابقة جيده |
| Toplam dört Larrabee vardı - baba, anne ve iki oğul. | Open Subtitles | كان هناك 4 أفراد لعائلة لارابي أب وأم وولدان |
| Senin için zor olmalı, yaşlı bir anne ve iki küçük kız ile.. | Open Subtitles | لا بد أن هذا عسير جدا مع وجود ابنتين وأم عجوز |
| ve Emma'nın tebessümünü hatırlamadığı kaygısız bir anne. | Open Subtitles | وأم بلا هموم 'صاحبة الإبتسامة .التي لا تتذكرها إيما |
| Seninle ilk tanıştığımda fahişeydin. Şimdi bir eş ve anne olacaksın. | Open Subtitles | عندما قابلتك,أنت كنت فتاة شارع الآن أنت ستصبحين زوجة وأم |
| -Kadınlar ruhban sınıfına giremez, onların yaptığı, eş ve anne olmak ve kutsamayı paylaşmak. | Open Subtitles | المرأة لا تحصل على عقد الكهانه , فهي خلقت لتكون زوجه ومساعده وأم وتشارك الخيرات معنا. |
| Yani Jeannie'nin kocası ve oğlu hapiste, annesi de tabutta. | Open Subtitles | الآن جيني عندها زوج وإبن بالسجن وأم ميتة بالجنازة |
| Memur bey, ben bir avukat ve anneyim. | Open Subtitles | موظف، من فضلك. أنا محامية وأم. |
| Ben sadece bir ev hanımı ve anneyim. | Open Subtitles | أنا فقط ربة منزل وأم |
| Ejderhaların annesisiniz. | Open Subtitles | وأم التنانين. |
| Bir babanın aklının çok sevdiği kadının, çocuklarının annesinin son derece korkunç ihanetine yatmasından bahsediyorsun. | Open Subtitles | تتحدثين هنا عن أحاطة دماغ رجل بخيانة بشعة تجاه المرأة التي يحبها وأم طفله |
| Ayrıca bu çocukların da annesisin. | Open Subtitles | وأم أولئك الاطفال ايضاً |
| 7 nedime ki hepsi erkek, Sonny'nin annesi ve 70 konuk konukların hepsi de eşcinsel topluluğundan. | Open Subtitles | "سبعة أشابنة كلهم من الذكور وأم "سونى ...... وسبعون ضيفا آخرون كلهم أعضاء فى جماعة الشواذ كانوا حاضرين... |
| Richie'nin annesi hafta sonu için Ronnie'yi almıştı. | Open Subtitles | وأم "ريتشي" أخذت "روني" لعطلة نهاية الأسبوع |