| annenle ben bilmeni isteriz ki.. yateneğinden vazgeçmemekle haklıydın. | Open Subtitles | أنا وأمّك نعلم أنك محق بشأن عدم تخليك عن هبتك |
| Bak evlat annenle ben düzeliriz. | Open Subtitles | انظر بنيّ، سنكون بخير أنا وأمّك سنكون .. لا تقلق علينا .. |
| Seni almaya geliyoruz, ve geldiğimizde annenle ben sana sımsıkı sarılacağız tatlım seni bir daha asla bırakmayacağız. | Open Subtitles | سوف نصل إليك، وحينما نفعل ذلك، سأضمّك أنا وأمّك يا عزيزي، |
| Ve sanırım baban ve annen uzun zamandır sevişmiyorlar. | Open Subtitles | وأعتقد انه وأمّك لم يمارسا الجنس من مدّة طويلة. |
| Rus bana ulaşmak için seni ve anneni öldürmekte tereddüt etmezdi. | Open Subtitles | ما كان الروسي ليتردّد بقتلك أنت وأمّك للوصول إليّ. |
| Mesajlarınız ve bu sabah anneniz Barbados'tan aradı. | Open Subtitles | ها هي رسائلك وأمّك إتصلت من باربيدوس |
| Annen ve ben düşünüp taşındık ve bazı kararlar aldık. | Open Subtitles | تناقشنا أنا وأمّك حول عدّة أشياء وإتخذنا بعض القرارات |
| Suçlar işledi, çünkü senin ve annenin güvende olmanızı istiyordu. | Open Subtitles | إرتكب العديد من الأعمال الوحشية لأنه أرادك أنت وأمّك أن تكونوا في أمان |
| İlk randevumuzda sinemaya gitmiştik annenle. | Open Subtitles | أوّل مواعدة لنا، ذهبنا أنا وأمّك إلى السينما. |
| Johnny, hadi sen git temizlen de, beni annenle biraz yalnız bırak. | Open Subtitles | آه، جوني، لم لا تذهب وتغتسل، لتمنحني أنا وأمّك لحظة؟ |
| Benim sana söylemem gereken bir şey var annenle evliliğimizin neden bittiği hakkında bir şey. | Open Subtitles | لديّ شيء أود أنْ أقوله لكِ، بشأني أنا وأمّك ولماذا انتهى زواجنا. |
| annenle birlikte seni yaptık, ve seni sevmek anlaşmada yoktu. | Open Subtitles | أنا وأمّك قمنا بذلك بيننا. وحب مؤخرتك السوداء ليست جزء من الصفقة. |
| Haftaya annenle gelip eşyalarını toplamana yardım ederiz. | Open Subtitles | أنا وأمّك سنعود الأسبوع القادم لنأخذك. أحبك. |
| annenle aramızda seks konusunda hiç sorunumuz olmamıştı. | Open Subtitles | حسناً، أنا وأمّك لم نواجه أي مشاكل مع الجنس أبداً. |
| annenle birlikte seni buraya getirdiğimiz zamanları hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكّر عندما جئنا بك هنا أنا وأمّك |
| Bence baban savaştaydı ve annen sizi yalnız bıraktı. Sen de onu öldürdün. | Open Subtitles | أظن والدكَ كان في الحرب، وأمّك تركتكما وحيدين، وأنتَ قتلته. |
| Sen ve annen o masada yatıyordunuz. | Open Subtitles | منك وأمّك ملقاه على هذه المنضدة نفسها يا"مارك". |
| Evet ve annen de bu dünyada sen varken daha iyi durumda. | Open Subtitles | أجل، وأمّك أفضل حالًا معكَ فيه. |
| İşlerini yapar ağzını kapalı tutar, anneni mutlu eder, bana da itaat edersin. | Open Subtitles | ستقومى بأعمالك الرتيبة إصمت وأمّك سعيدة أوستنالين منى الإجابة على ذلك |
| Herşeyi değiştirmek isteyebilirsin ama bizi dışarda bırakma, anneni kızkardeşini ve beni dışarda bırakma çünkü ayrılık bizi yıkıyor. | Open Subtitles | يمكنك أن تغيّر حياتك، ولكن اجعلنا ضمن هذا التغيير .. أنا وأمّك وأختك .. لأنّ تصرّفك هذا يفسد حياتنا بأكملها .. |
| Siz aldınız, anneniz verdi. | Open Subtitles | لقد أخذتَ، وأمّك أعطت. |
| Oliver, Annen ve ben içeride konuşuyor olacağız. | Open Subtitles | سأدخل وأمّك يا أوليفر إلى مكتبي وسنتحدث |
| Köyüne, annenin babanın yanına dön. | Open Subtitles | فلتعُد إلى القرية... إلى أبيك وأمّك. |