Cole'un yapması gereken ciddi işleri var. Onu rahatsız etmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | كول لديه بعض العمل الجدي ليفعله وأنا لن أدعك أن تشوشيه |
Masum bulunduğun halde hapse girmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن أدعك تذهب إلى السجن وأنت سوف تحاكم كبريء في المحكمة |
Bak, bayancık, kaçak yolcuları bağlamam, ve de tayfalarımı meşgul etmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | انظرى، ابنتى، أنا لست مثل حشو القطن وأنا لن أدعك تعرقل رحلتى. يمكن أن تأخذ هذه الرحلة البحرية تحت... |
Veda etmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | حسنا, وأنا لن أدعك تقومى بتوديعى |
- Var. Mahvetmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً, وأنا لن أدعك تفسد الأمر. |
Bunu tehlikeye atmanıza izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن أدعك تعرضيه للأنتكاس |
Şu an biri seni otobüs koltuğuna oturtmuş ama otobüsü uçurumdan sürüklemene izin vermeyeceğim! | Open Subtitles | الآن أحدهم أعطاك مفاتيح حافلة المدرسة، وأنا لن أدعك تغادر (كليف)! |
- Gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن أدعك تذهب |