| Ve sana karşı olan görevlerimi, ihmal etmem için beni kimsenin ayartmasına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | ولم أكن بحاجة لإغرائي من أحد لإبعادي عن واجباتي نحوك | 
| Parkta görevlerimi yerine getirirken, bazı ganimetlerin yanlış yöne saptığını gördüm. | Open Subtitles | بينما اقوم بتأدية واجباتي . .. على الجانب الآخر للمتنزه لاحظت بعض الأشياء الثمينة كانت تائهة | 
| Mürettebata karşı olan görevimi onların güvenliğini teyit ederek yerine getiriyorum. | Open Subtitles | إني أتمّ واجباتي نحو أعضاء طاقمها بتقديم العون للحرص على سلامتهم. | 
| - Başkan Yardımcısı olarak tüm görevlerim arasında en nahoş olanı budur. | Open Subtitles | من بين كلّ واجباتي كنائبٍ للرئيس هذا أكثرُ واجبٍ لا أُحسدُ عليه | 
| Beni okula inekle birlikte yollardılar. ödevlerimi de lamba ışığında yapardım. | Open Subtitles | لقد تم ارسالي لرعي البقرة وعملت واجباتي المدرسية تحت ضوء المصباح | 
| Öğrenci olarak Ödevimi yaparken kullanabilirim. | TED | أستطيع استخدامها كطفل لمساعدتي في واجباتي. | 
| İstirahate - sadece diplomatik görevlerimden değil, bir baba olarak da. | Open Subtitles | معتاداً على الراحة ليس فقط من واجباتي الدبلوماسية بل من واجباتي كأب أيضاً | 
| Adamın biri krallığıma izinsiz giriş yaptı diye sorumluluklarımı göz ardı edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني تجاهل واجباتي لأن رجلاً واحداً دخل مملكتي بطريقة غير قانونية | 
| Bu okulu ve içindekileri korumak benim görevim. | Open Subtitles | أنظر .. إن من واجباتي هو الإهتمام بتلك المدرسة وبكل شخص فيها | 
| Şu anda hayatımla ilgili seviyor olduğum tek şey karıma ve çocuklarıma karşı görevlerimi yapmış olmam. | Open Subtitles | إنّ الشيء الوحيد الذي أحبّه من حياتي هو الفكرة في أنّني أنجزتُ واجباتي تجاه زوجتي وأطفالي | 
| Kasaba tüzüğü, şerif olarak görevlerimi açıkça belirtir. | Open Subtitles | دستور البلدة يحدّد بشكل واضح واجباتي كشريف | 
| Sevdiğim kadının yardımı ve desteği olmadan bu sorumluluğun ağır yükünü taşımayacağımı ve kral olarak görevlerimi ifa etmenin imkansız olduğunu anladım. | Open Subtitles | بأني وجدت من المستحيل القدرة على تحمل العبء الثقيل من هذه المسؤولية بأن أسرح من واجباتي كـ ملك | 
| Çünkü ister beğen ister beğenme burada görevimi üstleniyorum. | Open Subtitles | لأنني سوف اتحمل واجباتي هنا.. اردت ذلك أو لم ترد | 
| Benim durumum düşünülünce artık okula aile birliği başkanı olarak görevimi sürdüremeyeceğimi söylediler. | Open Subtitles | نظرا لوضعي لقد اعلموني انني لم اعد قادرة على تنفيذ واجباتي كرئيسة مجلس اولياء الطلاب و المدرسين | 
| Askeri görevlerim beni evden uzakta tutuyor, Majesteleri. | Open Subtitles | واجباتي العسكرية تبقيني بعيداً عن البيت يا جلالتك | 
| Zaten okul şarkısı komitesindeki... - ...görevlerim beni boğuyor. | Open Subtitles | أنا بالفعل متوترة من واجباتي لاغنيه الجامعه | 
| Beni okula inekle birlikte yollardılar. ödevlerimi de lamba ışığında yapardım. | Open Subtitles | لقد تم ارسالي لرعي البقرة وعملت واجباتي المدرسية تحت ضوء المصباح | 
| Ben küçük bir kızken, ödevlerimi yaptığım masada asıIı duran bir söz vardı. | Open Subtitles | عندما كنت فتاة صغيرة، كانت هناك لافتة تتدلى من مكتبي مكان عملي واجباتي | 
| Ödevimi bitirdim çünkü. Bir diyeceğin mi var? | Open Subtitles | لاني انهيت واجباتي المنزلية هل هناك مشكلة؟ | 
| görevlerimden biri de kapalı olduğumuz pazar günleri kütüphanenin her bir köşesini kontrol etmektir. | Open Subtitles | واحدة من واجباتي هي التحقق من جميع الأجنحة في المكتبة يوم الأحد عندما نغلق | 
| Dave'i korumak için Muhafızlara karşı olan sorumluluklarımı yerine getirmediğimi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أني اتجاهل واجباتي ؟ للحرس لحماية دايف ؟ | 
| Görünüşe göre, onun fikirlerini desteklemek kocalık görevim. | Open Subtitles | على ما يبدو، إن من واجباتي كزوج هو دعم فكرتها | 
| Ancak vazifelerimi biliyorum. Ona, size yardım edeceğim konusunda söz verdim. Bildiğin gibi, Cedric, verdiğim sözler benim için kanundur. | Open Subtitles | أعرف واجباتي , لقد وعدتها أنني سأساعد , و كما تعرف كلمتي قانون. | 
| Babam bu ödev yüzünden benim ödevlerimi yazmaya başlamıştı. | Open Subtitles | بدأ ابي بمساعدتي بكتابة فروضي و واجباتي بسبب تلك الورقة | 
| Google ve Wikipedia. ödevim için gerekli her şeyi bu iki kaynaktan aldım. | TED | جوجل وويكبيديا. أحصل على كل شيء لأداء واجباتي المدرسية من هذين المصدرين. | 
| Bay Weinstein,ödevime yardım edeceğinizi düşünüyordum. | Open Subtitles | انتظر سيد وينستاين .. ظظنت انك ستساعدني في واجباتي المنزلية | 
| Maalesef, Sir Arthur saraydaki görevlerime dönmek zorundayım. | Open Subtitles | لا بد لي من العودة إلى واجباتي في القصر لا حاجة لمرافقتي | 
| Böylece görevlerimin dışında sizi daha iyi tanıma şansım olur. | Open Subtitles | بهذه الطريقة ، لدي فرصة في التعرف عليكِ بعيداً عن واجباتي كلها | 
| Ev işlerimi yapacaksın, taki iyi bir çocuk olana kadar. | Open Subtitles | افعل واجباتي البيتية بما انك تريد ان تصبح رجل |