Birçok başkanın önce ineklere ve koyunlara söylev verdiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت الكثير من الرؤساء تتحدث مع الأبقار والأغنام أولا |
İnsanlara söylev verirken de, onları inek ve koyun gibi görüyorlar. | Open Subtitles | قبل ما يحاضر للناس يرونهم كالأبقار والأغنام |
ve bu imparatorlukların yöneticileri kendilerine borçlanılan buğday ve koyunların hesabını tutmaları için insanları işe almaya başladılar. ve borç olan vergileri de balçığın üstüne işaretler koyarak hatırladılar. | TED | وكان من يقوم على هذه الإمبراطوريات من بدأ بتوظيف الناس لِتَتَبُّع القمح والنبيذ والأغنام التي كانت مُستحقّة. والضرائب التي كانت مستحقة عليها من خلال رسم علامات، علامات على الطّين آن ذاك. |
İnekler ve koyunlar şiirden anlamaz. | Open Subtitles | الأبقار والأغنام لا يفهمون القصائد |
Bir koyun, belki. | Open Subtitles | والأغنام , وربما. |
Boğaları, koyunları ve şiiri severmiş. | Open Subtitles | انه حقا أحب الأبقار والأغنام والقصيدة |
peki ya bu ufak sigirlar ve kuzularin inlemesi ? | Open Subtitles | وما صوت الماشية والأغنام هذا ؟ |
Göçebelerin ve koyunların kralı! | Open Subtitles | ملكاً على البدو، والأغنام |
Biz çobanız onlar da koyun tatlım. | Open Subtitles | إنه الراعي والأغنام عزيزتي |