| Ya biz dışarıda para kazanırken, zavallı iblisin biri gelip yardımımızı isterse? | Open Subtitles | ماذا اذا كنا نجمع المال ثم جائت بعض الشياطين وتطلب مساعدتنا ؟ |
| Kendisine, tüm saygılarımı ileterek yukarı gelip odamda beni görmesini rica eder misiniz, lütfen? | Open Subtitles | هلا أبلغتها تحياتى وتطلب منها مقابلتى فى غرفتى ؟ |
| Genelde sipariş vermeden önce arardınız, bu sefer size yardımcı olabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | عادة أنت تتصل وتطلب أولا هذه المرة لا أعتقد أننا مستعدون |
| Çok kısa bir zaman önce intihara teşebbüs ettin ve gazoz mu sipariş ediyorsun? | Open Subtitles | نجوت من محاولة إنتحار وتطلب بيرة الزنجبيل؟ |
| Onu arayıp, bugün bana ulaşmasını söyler misin lütfen onunla hemen konuşmam gerekiyor da. | Open Subtitles | هل يمكن أن تتّصل به وتطلب منه الإتصال بي هنا؟ |
| O adama sürünerek gidip yardımını istemek senin için yalnızca küçük düşürücü değil! | Open Subtitles | ليس فقط الأمر مهين لك أن تزحف إلى ذلك الرجل وتطلب منه المساعدة |
| Buraya bu kılıkta girip bira isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تأتي متأنقاً بهذا الزي وتطلب البيرة فقط |
| Kendisine, tüm saygılarımı ileterek yukarı gelip odamda beni görmesini rica eder misiniz, lütfen? | Open Subtitles | هلا أبلغتها تحياتى وتطلب منها مقابلتى فى غرفتى ؟ |
| Bizi düzmece delillerle hapse atmalarına yardım ettin, şimdi de... ne cüretle buraya gelip bizden yardım istiyorsun? | Open Subtitles | ساعدتهم بجعلنا سكة يعبرون عليها ومن ثم لديك الجرأة لتأتي هنا وتطلب منا معروفا ؟ |
| gelip sana saçma sapan sorular sormaya kalkarsa lütfen onunla konuşma. | Open Subtitles | وأنا أردت أن أقول لك أن توقفه عند حده وتطلب منه التوقف عن أسئلته السخيفة |
| Çok kısa bir zaman önce intihara teşebbüs ettin ve gazoz mu sipariş ediyorsun? | Open Subtitles | نجوت من محاولة إنتحار وتطلب بيرة الزنجبيل؟ |
| Eğer açsan ama bir restorantta değilsen, dadın restorantı arayıp sipariş verebilir. | Open Subtitles | وان كنت جائعة لكنك لست في المطعم المربية يمكن ان تتصل بمطعم وتطلب |
| İyi pişmiş bir biftek sipariş eder, sonra da çok kuru diye şikâyet eder. | Open Subtitles | تدخل الى مطعم شرائح اللحم وتطلب شريحة لحم مطهية جيدا |
| arayıp bir hafta daha beklemelerini söyleyemez misin? Bunu zaten yaptım. | Open Subtitles | هل يمكنك الأتصال به وتطلب منه بأن ينتظر أسبوعاً ؟ |
| Bir kızı son dakikada arayıp çıkma teklif edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتصل بفتاة في أخر الوقت وتطلب الخروج معها |
| Geceyi benim kanepemde geçirip geçiremeyeceğini ve. ve sabah çilingiri arayıp aramayacağını sordu. | Open Subtitles | طلبت مني إذا كان من الممكن أن تنام على الأريكة إلى الصباح وتطلب صانع المفاتيح |
| O zaman bir doktor olarak görevin ve bir kadın olarak ayrıcalığın ona gidip bir kez daha bakmayı istemek. | Open Subtitles | بما أنّك طبيب وامرأة فمن واجبك أن تعود وتطلب منه إلقاء نظرة أخرى إليه |
| Tek yapman gereken borç aldığın kişiye gidip ödemeleri taksitlendirmesini istemek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو ان تذهب إلى الشخص الذي ندين منه المال وتطلب منه بهدوئ اعادة جدولة الدفعات |
| Sen saksocusun, ondan telefonunu istemek ne haddine? | Open Subtitles | أنتَ وغد حقير، كيف تذهب وتطلب منه هـاتف؟ |
| Kapımı öylece çalıp 135,000$ isteyemezsin. | Open Subtitles | لايمكنك طرق بابي وتطلب مني 135 ألف دولار |