| hayatımı ve zamanımı bu şekilde kullanmaya neyin değeceği. | TED | مالذي يستحق ان اصرف عليه وقتي وحياتي بهذه الطريقة؟ |
| Neden böyle bir kadın için yeteneğimi, atımı ve hayatımı boşa harcıyorum ki? | Open Subtitles | لماذا ينبغي أن أهدر موهبتي وحصاني وحياتي على امرأة ؟ |
| Aradan 7 ay geçti ve hayatım hala eski normal haline dönmedi. | Open Subtitles | منذ سبعة شهور، حسناً وحياتي لم تعد إلى الطبيعيه |
| Hayır, çok gençtik ve hayatım tamamen farklı olurdu. | Open Subtitles | كلا, لقد كنا صغار جدا وحياتي ستكون مختلفة بالكامل |
| Ben onun yeni evi için finansal destek sağlıyorum işlerim hakkındaki o da "Sormazsan-söylemezsin" anlaşmasına daha çok uyuyor hem evin dışındaki eğlence hayatıma da karışmıyor. | Open Subtitles | سأدعمها مالياً في منزل المضاربة خاصّتها وهي ستتّبع سياسة عدم السؤال والتدخّل تجاه عملي وحياتي الترفيهيّة خارج المنزل |
| Kariyerimin ve aşk hayatımın yok oluşunu seyrettim ama öylece durup kabullenmeyecektim. | Open Subtitles | رأيت مسيرتي المهنية وحياتي العاطفية تنهاران، ولم أنوي البقاء مكتوفة اليدان وتكبدها |
| İsim, iş, gerçek hayat. Bandajlı yönüm hepsine yeter. | Open Subtitles | اسمي، وعملي، وحياتي الحقيقية كل هذه ستتكفّل بها شخصيتي بالضمّادات |
| Karşılığında benim sağlığımı ve hayatımı veriyorum Bir insana sıkıntı verebilecek her türlü sıkıntı, felaket hastalık ve acıyı alçak gönüllülükle kabul edeceğim. | Open Subtitles | اعرض لك في المقابل صحتي وحياتي وأتقبل بكل رضا كل العوائق والكوارث والأمراض والآلام التي تصيب البشر |
| Önce, kendimi ve hayatımı ölçmek için bağımlı olduğum zaman kavramının yokluğuyla sarsıldım. | Open Subtitles | أندهشت أولا من عدم وجود الوقت، بعد أن اعتمدت عليه تماما حتى كمقياسً لنفسي وحياتي. |
| Siz ikinizin sıçışından, ben de tüm hayatımı mahvedemem. | Open Subtitles | ليس لديّ أي طموح في أي شيء . وحياتي تدمرّت بسببكما |
| Üzgünüm, iş hayatımla özel hayatımı ayrı tutuyorum. | Open Subtitles | آسفة ، أنا أبقي عملي وحياتي الشخصية منفصلان |
| Ve onun yaşamı benim hayatımı sonsuza dek değiştirdi kim bana yardım edecek bu ikisine? | Open Subtitles | وحياته وحياتي تغيرت إلى الأبد. من سيساعدني منهم ؟ |
| Bu dünyadaki her saniye, bana kaybettiğim şeyleri hatırlatıyor. Çocuğumu, dostlarımı, hayatımı. | Open Subtitles | كل يوم في هذا العالم هو تذكير ليّ بما فقدته ابنتي وأصدقائي وحياتي.. |
| Bir gün uyandım ve hayatım sona ermişti. | Open Subtitles | يوم واحد أنا فقط إستيقظتُ، وحياتي كَانتْ إنتهت. |
| Ben çok mutluyum ve hayatım gerçekten harika. | Open Subtitles | اتعرفون , انتما محقان انا سعيد وحياتي فعلا مثالية |
| Artık benim okulum ve hayatım. Belki de burada olmaması gereken sensin. | Open Subtitles | إنّها مدرستي الآن، وحياتي ولعلّكِ من لا يحري بها التواجد هنا |
| ve hayatım beceriksizlere yer olmayacak kadar kısa. | Open Subtitles | وحياتي قصيرة فلا أود تضييعها لأجل شخص ضعيف |
| Ben onun yeni evi için finansal destek sağlıyorum işlerim hakkındaki o da "Sormazsan-söylemezsin" anlaşmasına daha çok uyuyor hem evin dışındaki eğlence hayatıma da karışmıyor. | Open Subtitles | سأدعمها مالياً في منزل المضاربة خاصّتها وهي ستتّبع سياسة عدم السؤال والتدخّل تجاه عملي وحياتي الترفيهيّة خارج المنزل |
| Birinci aşama hakkında bayağı düşündüm... alkol karşısında güçsüz olduğumu... ve hayatımın kontrolden çıktığını kabullendim. | Open Subtitles | كنت أفكر الكثير حول الخطوة الأولى التي إعتقدتها أنا كنت ضعيف بسبب الكحول وحياتي كانت قد أصبحت صعبة |
| Bana, son onayı sen vermişsin. Tüm bu hayatım, bu hayat da dahil hepsi o ana bağlıymış. | Open Subtitles | انت اعطيتني التزكية العظمى, وحياتي كلها وهذه الحياة |
| - Ve benim işim, hayatım ve hayallerim bir şekilde ikinci planda kalıyor. | Open Subtitles | و أن عملي وحياتي و أحلامي بطريقة ما تأتي في المرتبة الثانية بعد هذا أنا آسفه |
| Senin hayatın, benim hayatım bir bebek sayesinde yoluna girdi! | Open Subtitles | :عليك فقط أن تفكر حياتك وحياتي تذوب في بعض كشيء واحد وكل ذلك بسبب الطفل |