"وفي إحدى" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ve bir
        
    • Sonra bir
        
    Çalışmalarının birinde Obama ve McCain'i karşılaştırdılar. McCain'in Obama'dan daha Amerikalı algılandığını keşfettiler Ve bir noktaya kadar, insanlar bunu duymaktan şaşırmadılar. TED وفي إحدى دراساتهم قارنوا أوباما وماكين، ووجدوا بأن ماكين يُعتقد أنه أمريكي أكثر من أوباما، ولحد ما، لم يتفاجأ الناس لسماع ذلك.
    Ve bir seferinde bana geldi; yedi sekiz yaşlarındaydı, bana geldi. TED وفي إحدى المرات ، جاء إلي، كان في السابعة أو الثامنة من العمر.
    Gizlice Tanrıyla konuşmaya devam etti Ve bir gece, akşam duaları çok daha kutsal bir öneme kavuştu. TED وتابعت مناجاة الرب في خلوتها، وفي إحدى الليالي أصبحت صلواتها الليلية أكثر قداسة.
    Sonra bir gün kurt sürüsünün yaşlıları meclis kayasında toplandılar çünkü kaplan Shere Khan ormana geri dönmüştü. Open Subtitles وفي إحدى الليالي , أجتمع كبير الذئاب على صخرة المجلس لأن شيريخان النمر قد عاد إلى أدغالهم
    Ama sonra, bir kış gecesi şatoya, yaşlı bir dilenci kadın gelmiş, prense bir tek gül verip, karşılığında soğuktan korunacak bir yer istemiş. Open Subtitles وفي إحدى ليالي الشتاء جاءته امرأة متسولة عجوز وقدمت إليه زهرة واحدة
    Sonra bir gece bir askerin ücret için pazarlık yaptığını duydum ve rakam epey bir yükseldi. Open Subtitles وفي إحدى الليالي سمعت جندياً يفاوض على السعر وكان المبلغ عالياً جداً
    Ve bir akşam, Kabil'de çok hoş bir beyefendinin yanında oturuyordum, ve o bana Afganistan'da iyi olabilecek şeyler hakkında neler düşündüğümü sordu. TED وفي إحدى الليالي كنت أجلس بالقرب من رجل رائع في كابول وسألني مالذي تعتقدين أنه يجب فعله في أفغانستان لتحسين الوضع
    Ve bir gece dehşet verici planını uygulamaya başladı. Open Subtitles وفي إحدى الليالي، قام بتنفيذ رغبته المرعبة
    Çinlilerle beraber diğer temsilcilerle konuşuyor Ve bir defa güç kullanmamaya karar verdiler, hayır dediler. Open Subtitles تحدث إلى الصينيين ومبعوثين آخرين وفي إحدى المرات قرر ألاّ يستحدم القوة وأخبرهم بذلك
    Ve bir gece, kamp ateşinin etrafına oturup hayalet hikayeleri anlattık. Open Subtitles وفي إحدى الليالي كنّا نحن الصغار مجتمعين حول نار المخيم نروي قصص الأشباح
    Sana hayrandı Ve bir gece oluverdi. Open Subtitles إنها جذبتك ، وفي إحدى اليالي حدث ما حدث.
    Ve bir Haitiliyle dalaştı, Ve bir gece, Eduardo uykudayken, Open Subtitles ثم بدأ يُضايق رجلاً من هاييتي. وفي إحدى الليالي.. في تلك الليلة، وريثما كان (إدواردو) نائماً،
    Parayı taşıdığını, toplantılara katıldığını Ve bir seferinde amcası için New York'a gittiğini söylemiştir. Open Subtitles سلّم المال، وحضر اجتماعات المنظّمة.. وفي إحدى المناسبات ذهب إلى (نيويورك) تنفيذاً لأوامر خاله
    Sonra bir gün ondan bir mektup aldım. Open Subtitles وفي إحدى الأيام، حصلت على رسالة منه
    Ve o geceden yaklaşık bir yıl Sonra bir sürü hap yutup hayatına son vermiş. Open Subtitles وفي إحدى الليالي بعد مضي سنة تقريبًا ابتعلت حبوب (سيكونال)المهدئة لتنهي حياتها
    Çocukken Şükran Günleri'nde hep bizimle olurdu Sonra bir gün, yemekteydik ve işte futbol, hindi falan derken amcama "Nasılsın Hal Amca?" dedim o da "iyiyim" dedi. Open Subtitles عندما كنت طفلاً، كان يقضي أعياد الشّكر برفقتنا... وفي إحدى السنوات، كنّا نتعشّى... أنت تعلم، كرة القدم، الدّيك الرّومي وما شابه...
    Sonra bir akşam yemekteyken büyükannem bana dedi ki " Edith'in tadı iyi mi, değil mi?" Open Subtitles وفي إحدى الليالي, عندما كنا على العشاء قالت لي جدتي ''أديث) ذات مذاق جيد، أليس كذلك ؟ )''

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more