"وقال إن" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyledi
        
    Xixo onu selamladı ve çocuklarının, izi yapan şeyde olduğunu söyledi. Open Subtitles حيَاه كيكو وقال إن ولديه هما في الشئ الذي خلف الآثار
    Eğer bırakmazsam genç yaşta aşırı dozdan çöp tenekelerinin dibinde öleceğimi söyledi. Open Subtitles وقال إن لم أتوقف فسأموت صغيراً فنهظت ورميت بكل شيء في القمامة
    Ve sonra da Noel'in saçmalık olduğunu söyledi. Gerçekten böyle dedi. Open Subtitles وقال إن عيد الميلاد هو هراء قال هذا ما حييت
    - Bizimle irtibata geçti, politik hedeflere karşı yapılacak bir suikast planıyla ilgili bilgisi olduğunu söyledi.. Open Subtitles اتصل بنا وقال إن لديه معلومات عن محاولة اغتيال ستحدث قريباً ضد بعض الأهداف السياسية في هذه المدينة
    Ayrıca, malı getiremezsek, kafana sıkmamı söyledi. Open Subtitles وقال إن لم نرجع بالحشيش قريباً فيجب علي أنا أطلق على رأسكِ
    Ve bir yıl önce kaybettiği oğlu ile karakolda bulduğunun aynı olmadığını söyledi. Open Subtitles وقال إن ابنه الذى خسره العام الماضى لم يكن نفس الشخص الذى وجده فى القسم
    Evet, mektubu yazmadan hemen önce onun yanına gittim o da araştırma konusunda bazı sorunlar olduğunu söyledi. Open Subtitles نعم, قبل أن أكتب الرسالة ذهبت إليه وقال إن هُنالك مُشكلة في البحث
    Beni dosdoğru odama götürüp korkularımla yüzleşmem gerektiğini söyledi. Open Subtitles جرّني لغرفتي وقال إن عليّ مواجهة مخاوفي.
    Bir yerlerde birkaç sıkıntın olduğunu söyledi. Open Subtitles وقال إن لديك قليلا من المتاعب في مكان ما.
    Sizinle konuşmak istiyordu. Acil olduğunu söyledi. Open Subtitles كان من الواضح بأنه يريد محادثتك وقال إن المسألة طارئة
    Bana arabanın bagajında çanta olduğunu söyledi. Open Subtitles وقال إن هناك حقيبة في التمهيد للسيارة ..
    Onunla gitmemizi istedi. Çetenin bizi koruyacağını söyledi. Open Subtitles أرادنا أن نرحل معه، وقال إن العصابة ستحمينا.
    Fernando ile konuştum, her şeyin kitabına uygun olduğunu söyledi. Open Subtitles تحدثت إلى فرناندو وقال إن الأمر قانوني تماماً
    Bir polis memuru sabah evimize geldi ve karısıyla yattığını söyledi. Open Subtitles وجاء ضابط شرطة إلى منزلنا هذا الصباح وقال إن كنت نائما مع زوجته.
    Diyelim ki biri bugün gelip babanın ölüm döşeğinde olduğunu söyledi. Open Subtitles افترض أن شخصاً ما جاء إلى هنا اليوم وقال إن والدك على فراش الموت
    İhtiyacım olan tek şeyin kurallara uymak olduğunu söyledi. Open Subtitles وقال إن كل ما كنت بحاجة إلى القيام به كان التمسك رمز.
    Yağmacıların içinde bana bir yer teklif etti. Tek yapmam gerekenin tek bir kurala uymak olduğunu söyledi. Open Subtitles وهبني مكانًا ضمن النهابين، وقال إن كل ما عليّ هو الالتزام بالشريعة.
    Sonra hocalarımdan birisi şunu söyledi: ''Çalışman bana neşe veriyor.'' TED وبعدها بدأ أحد الأساتذة الحديث، وقال: "إن عملك يعطيني شعورًا بالبهجة"
    Arthur Murray'ın eğitmenler için bir test yaptığını ve eğer geçersek farklı dansları önce bize öğretip daha sonra başkalarına nasıl öğreteceğimizi göstereceğini söyledi. Open Subtitles "وقال إن "آرثر موراي" كان يعطي اختبارا للمدربين. اذن , لو كنت نجحت سيعلموك رقصات جديده
    Karısının ruh ikizi olduğunu söyledi. Evet, çok sevimli ikizleri var. Open Subtitles وقال إن زوجته (كارول) هي توأم روحه ونعم، لديهم توأمان رائعان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more