"وقت في" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir an
        
    • zamanlar
        
    • bir zaman
        
    • anı
        
    • zamanım
        
    • saatinde
        
    Bir kadının hayatında bir an gelir ki vücuduyla hala gösteriş yapabilir ama göstermemelidir. Open Subtitles هناك وقت في حياة المراة يمكنها ان تظهر جسدها ولكن لا يجب ان تفعل ذلك
    Eğer hayatımda böyle bir şey yaptığım bir an varsa, tam şimdidir. Open Subtitles لو كان هناك أي وقت في حياتي يمكنني فعل هذا ، سيكون الآن
    Ve sudan yuva yapmak için çıktıklarında koşmakta olan Tyrannosaurus rex'ler gördükleri zamanlar da oldu. TED وكان هناك وقت في فترة حياتها حيث كانوا يخرجون من الماء إلى لكي تضع بيوضها كانت ترى ديناصور ريكس يمر بقربها
    Dostlar, her insanın hayatında haksızlığın patatesinin tam gözünün içine bakmasını gerektiren zamanlar vardır. Open Subtitles ياأصدقاء، يأتي وقت في حياة كل رجل حيث يجب أن ينظر الي بطاطا الظلم
    Her casusun kariyerinde, bir zaman gelir... birileri,bir şekilde sizin kim olduğunuzu anlar. Open Subtitles هناك وقت في مهنة اي عميل شخص ما بطريقة ما يكتشف من انت
    Şu an, dünyada, yazılı tarihe geçen herhangi bir zamandan, 2. Dünya Savaşı döneminden bile, daha fazla mültecinin olduğu bir zaman. TED ويحدث هذا في وقت عدد اللاجئين فيه يتزايد في العالم أكثر من أي وقت في التاريخ. حتى منذ حرب العالم الثانية.
    Günümün hatta hayatımın en kötü anı çoraplarımı giymem gerektiği zaman. Open Subtitles أسوء وقت في يومي أسوء وقت في كل يوم في حياتي هو عندما ألبس جورابي
    Birini dava edip uğraşacak kadar zamanım yok. Open Subtitles ليس لدي وقت في حياتي المنتهية لأن أقاضي أحداً
    "testerem niye bozuk?" "Günün hangi saatinde boz ayı vurulur?" Open Subtitles ما هو أفضل وقت في اليوم لقتل الدب البني؟
    Çünkü hayatınızda, mutsuzluk olmadığını hatırladığınız bir an bile yoktur. Open Subtitles لانك لا تستطيع تذكر وقت في حياتك عندما لم يكن موجوداً
    Her kadının hayatında bir çekyatta hiç tanımadığı bir sürü insanla uyanmaktan yorulduğu bir an olur. Open Subtitles أعتقد انه يوجد وقت في حياة كل إمرأة عندما تتعب من الإستيقاظ في أمكنة غريبة مع مجموعة من الناس لا تعرفهم
    Her erkeğin hayatında öyle bir an gelir ki bir şeyler yapması ve durumu eline alması gerekir. Open Subtitles أترى هناك وقت في حياه كل رجل ليحتاج الى ان يقف ويأخذ الامور بين يديه
    Her insanın hayatında belli çıkmazlara girdiği zamanlar vardır. Open Subtitles يأتي وقت في حياة كل رجل , حيث يصل إلى مفترق طرق
    Ve son olarak, onunla geçirdiğin zamanlar hayatının en güzel anları olacak. Open Subtitles و أخيراً : الوقت معها سيكون.. أسعد وقت في حياتك
    Bir zamanlar en küçük hediye etiketini bile önemserdi ama şimdi sadece sevilmek ve dinlenmek istiyor. Open Subtitles هناك وقت في الماضي لم يكن يهتم بتسليم أية هدية لكن الآن انه يريد فقط أن يكون محبوبا خذ بعض الراحة
    Resmen bir yetişkin olduğunda, hayatında önemli bir zaman gelir. Open Subtitles هناك وقت في حياتنا عندما نصبح بالغين رسمياً
    Ama, şunu da iddia edebiliriz ki... İnsanın hayatında önemli bir zaman bir şeyler öğrenmek için! Open Subtitles ولكن البعض يقول أنه أفضل وقت في حياة الإنسان
    Bu akşam görüşmek istediğimi sanmıyorum. Ya da gelecekte herhangi bir zaman. Open Subtitles لا أعتقد أنني اريد أنا أراك الليلة أو أي وقت في المستقبل القريب
    Çoraplarımı giymek her günümün en kötü anı ve böyle de sürecek. Open Subtitles لبسي لجورابي هو أسوء وقت في كل يوم, وسيبقى كذلك دائماً
    Senden ayrıldığım an, günün en üzücü anı. Open Subtitles انه احزن وقت في يومي هو تركك
    Hayır, ama bu sabah biraz daha zamanım olur sanmıştım. Open Subtitles لا، ظننت ان لدي وقت في هذا الصباح
    Ve zamanım kalırsa popüler Open Subtitles وإذا كان لايزال وقت في اليوم
    Günün her saatinde buraya dalmama izin verirsem sana yardım ediyor olmam. Open Subtitles لو تركتك تقتحم المكان فحسب, بأي وقت في اليوم فلن أتمكن من مساعدتك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more