| Kuşkusuz çok kısa zamanda bizim en popüler öğrencimiz olacaksın. | Open Subtitles | اعتقد انها سيكون لها العديد من الاصدقاء في وقت قصير. |
| Yemeğiniz en kısa zamanda masanızda olacaktır. | TED | سيتم تقديم الطعام الخاص بك خلال وقت قصير. |
| Bu iksir sayesinde işi hemen bitirebilirim ve canlı kalırım | Open Subtitles | بإستعمال تلك الجرعة سانتهي في وقت قصير جدا واظل حيّا |
| Evet, annem çok Yakında yine iyi olacak. | Open Subtitles | نعم، أمي ستتحسن حالتها مجددا خلال وقت قصير |
| Peki, bakalım, çok hologramlar, çok az zaman. | Open Subtitles | حسناً ، فلنرى الكثير من الصور المجسمة و وقت قصير |
| kısa zaman önce bir tanesini zombiler havadayken yakalayıp düşürdü. | Open Subtitles | قبل وقت قصير من غيبوبة طرقت عليه للخروج من الهواء. |
| Telefon olmadan zor olacak. birazdan geri gelir. | Open Subtitles | ذلك صعب من خلال التليفون هو سيعود بعد وقت قصير |
| bu kadar kısa sürede böyle hüzünlü bir senaryo ve bir yıldız yarattın. | Open Subtitles | في وقت قصير حصلت على سيناريو حزين، وبطلة |
| Bu çok iyi bir stratejiydi, çünkü kısa zamanda çok fazla tohum üretebilirsiniz. | TED | وقد كان ذلك ستراتيجية عظيمة لأنك تتمكن من إنتاج الكثير من البذور في وقت قصير. |
| Ancak kısa zamanda Britanya'da da örnekleri görüldü. | TED | لكن خلال وقت قصير بدأت الحالات تظهر في بريطانيا أيضًا. |
| kısa zamanda bilmediklerinizi anlatacağım. | Open Subtitles | بما أنكم كثيرون و فى وقت قصير كهذا ، لن أتمكن من معرفتكم جميعاً |
| Bu şekilde devam edersen kısa zamanda büroya dönersin. | Open Subtitles | استمر بهذا الشكل وستعود إلى المكتب في وقت قصير |
| Sana 250. ana yolda yarım millik bir alan kalıyor orasının da kurbanın ölmeden hemen önce bulunduğu yer olması muhtemel. | Open Subtitles | يتركنا مع إمتداد نصف ميل بالطريق السريع 250 حيث لزاماً على الضحيّة أَن تكون هناك قبل وقت قصير من تعرضه للقتل |
| Shauna Taylor'ın ölümünden hemen sonra onun evinden çıktığını gören bir tanığımız var. | Open Subtitles | لدينا شاهد عيان شاهدك تغادر شقة شونا تايلور بعد وقت قصير من مقتلها |
| Ben de hemen yola çıkıyorum. Onlarla bizzat ben ilgileneceğim. | Open Subtitles | وانا ساكون هناك فى خلال وقت قصير وساتعامل معهم بنفسى |
| Sen yat ve sakin ol. Seni çok Yakında sirke geri götürebileceğiz. | Open Subtitles | أنتَ فقط إستلقي و أسترخي وسترجعك بمنتصف الحلبة في وقت قصير |
| Kardeşini burada tutuklamamdan az zaman sonra istifa ettim. | Open Subtitles | لقد تقاعدت تركت القوات بعد وقت قصير من اعتقال شقيقك هنا |
| Bunu yaparsan, kısa zaman sonra burayı sen yönetirsin. | Open Subtitles | انت تعمل معى منذ وقت قصير ستدير هذا المكان |
| Telefon olmadan zor olacak. birazdan geri gelir. | Open Subtitles | ذلك صعب من خلال التليفون هو سيعود بعد وقت قصير |
| FBI müdürünü aradım ve seni bu kadar kısa sürede buraya yolladığı için teşekkür ettim. | Open Subtitles | سأقوم بالإتصال بمدير مكتب التحقيقات الفيدرالية لأشكره على إرسالك هنا في وقت قصير. |
| Evet, araba onu ezmeden kısa bir süre önce bozulmuş olmalı. | Open Subtitles | نعم, يجب ان يكون توفى بعد وقت قصير من صدمته لسيارة. |
| Bize geldiğinde daha çocuktu ve Tanrı'nın Askerleri eğitim kampında çabucak yıldızı parladı. | Open Subtitles | لقد أتت الينا حين كانت طفله ولقد أصبحت نجمه لامعه فى وقت قصير فى معسكر تدريب الاس تى اوه |
| Birlikte geçirecek çok az zamanımız var. Çok az. | Open Subtitles | إلى هذا الحد سنقضي وقت قصير معاً إلى هذا الحد وقت قصير |
| Bu ben bir Ulusal Simyacı olmadan kısa süre önce oldu. | Open Subtitles | حصل ذلك قبل وقت قصير من حصولي على شهادة الكيمياء الدوليه |
| Tamam masada çok az , yatakta çok vakit geçiririz. | Open Subtitles | نعم، وقت قصير في المنضدة ووقت طويل في السرير |
| Bu ölümlerden biri olalı çok olmadı. | Open Subtitles | احد تلك الوفيات ،وقع منذ وقت قصير |