İngiliz Oksijen Şirketi'nden mühendislerle çok verimli bir toplantı geçirdim ve gözden geçirilmesi gereken epey bir veri var. | Open Subtitles | وكان لي لقاء مثمر جدا مع المهندسين من شركة الاكسجين البريطانية و, حسناً ، هناك الكثير من المعلومات القادمه |
ve uh, geçen hafta bahsetmiştim, ama daha da kötüye gidiyor ve um, | Open Subtitles | و .. حسناً .. أعلم بأننى ذكرتها الإسبوع الماضي ولكنه شئ سيئ |
Ondan sonra bildiğim kadarıyla Brian'ı ve bavullarını ve söylemem gerek en iyi havlularımızdan birkaçını kaptığı gibi gitti. | Open Subtitles | و الذي أعرفه بعدها.. أمسكت ببراين الصغير مع حقائبها و.. حسناً لأكون صادقة.. |
Beraber avlanmışlardı ve geyiği saklandığı yerden çıkarmak için ayrılmışlardı. | Open Subtitles | كانا في الخارج يصطدان .. معاً و حسناً هما انفصلا كي يطاردا غزالاً |
Bir tıp enstitüsüne yatırım yaptım ve bunu kutlamam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | واستثمر حالياً في معهد طبي و , حسناً , أعتقد بان علي الأحتفال |
Daha kısa süre önce uzun bir ilişkiyi bitirdim ve...şey, dışarıya da pek çıktım sayılmaz. | Open Subtitles | لقد خرجت من علاقة طويلةمنذفترة.. و .. حسناً ، لم أكن أخرج كثيراً |
Bilmiyorum, herkes gerçek aşktan bahsediyor ve eğer Judson senin gerçek aşkındıysa geri dönecektir. | Open Subtitles | الجميع يتحدث عن الحب الحقيقي, و حسناً, إذا كان جادسون حبك الحقيقي,إذاً سوف يعود |
Komik, eğlendirici ve tamam biraz da garip ama ne olmuş yani? | Open Subtitles | ,إنها مسليّة ومرحة و حسناً, نعم إنها غريبة الأطوار قليلاً, ولكن ماذا في ذلك؟ |
George'a Lemon'dan hoşlandığını, ve karşılığı olduğunu söylemiş olabilirim. | Open Subtitles | ربما أكون أقترجت لجورج بأنه معجب بليمون و حسناً و العكس كذلك |
Ön duruşma değerlendirmesi sırasında kontrolünü kaybetmiş ve kıl payı kurtulmuş. | Open Subtitles | . فقد عقله أثناء تقيمه قبل محاكمته . و حسناً ، كان قراراً سريعاً |
Güzel haberlerim var ve kötü haber demeyelim de bazı iş gelişmeleri oldu. | Open Subtitles | . لدي بعض الاخبار الجيد, و , حسناً, ليست اخبار سيئة لكن, كان هناك بعض التطورات في العمل |
Hiçbirinizin benimle romantik bir gelecek geçirme ihtimaliniz kalmadı ve ben de size umut vermek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أحد منكم لديه أى أمل فى مستقبل رومانسى معى و حسناً أنا لا أريد أن أضللكم |
Sonra annenle tanıştım ve benim için her şey değişti. | Open Subtitles | وبعد ذلك قابلت أمك و حسناً , كل شئ قد تغير بالنسبة لى |
Şimdi onunla her şeye yeniden başlama şansını kazandım ve... bunu sana borçluyum. | Open Subtitles | الآن لدي الفرصة لأن أبدأ معها مرة أخرى و... حسناً ، أنا أدين لك بواحدة |
Muhtemelen sadece kendinin tamamen yalnız... olduğunu sanan bir öğrencinin resimleri olmasına, ve... şey... teknik zorluklara rağmen. | Open Subtitles | على الرغم ، أنّ واحداً من المتدربين ...يظنّ نفسه وحيداً ، و ...حسناً |
ve "bu" acil bir durum. Tamam adamım. | Open Subtitles | . و حسناً ، هذه حالة طوارئ . حسناً |
ve şimdi akşama kadar çalışıyorum ve yapabildiğim kadar kişiyi yakalıyorum. | Open Subtitles | والآنأناأحصلعلي 9إلي5 و... حسناً , يمكنني الآن أقوم بركل الكثير من المؤخرات |
Bir gün, geriye dönüp bakacaksın ve... biliyorum hala acı verici derecede utanıyorsun ama... ileride bu gülerek hatırladığın bir hikaye olacak. | Open Subtitles | في أحد الأيّام, سوف تنظرين إلى ما حدث و... حسناً, سوف تظلّ قصّة محرجة ومؤلمة. لكنّها ستشكّل قصّة مضحكة... |
Benden yanına taşınmamı istediğinde seni biraz telaşlandırmıştım ve bunun bir sebebi var. | Open Subtitles | أعلم بأني أخفتك نوعاً ما عندما طلبت مني أن أقيم معك و... حسناً هنالك سبب |
Evlenmek için anlaşmıştık ve o da değerini yitirdi. | Open Subtitles | أنا وهي، كنا مخطوبين على وشك الزواج، و... حسناً... خسرتُ ذلك أيضاً |