"ياحضرة" - Translation from Arabic to Turkish

• Sayın
• bey
• Memur

Sayın Yargıç, 62 tane aile içi şiddet iddiasınında davadan çıkarılmasını istiyoruz.
ياحضرة القاضي، لقد قدمنا إقتراحاً بإستبعاد الـ 62 مزعم بشأن العنف العائلي

Sayın hâkim, müvekkilim iki çocuğu olan yalnız bir annedir.
ياحضرة القاضي ، إن عميلتي أمٌ عازبة .لديها طفلان صغيران

Asıl olay, Sayın yargıç, büyükannem o parayı alıp anneme veriyor.
الأمر هو ياحضرة القاضي , جدتي تعطي المال لوالدتي

Şimdi, 20 yıldır duran ve sayısız temyizi olan bu kararı ters çevirmek için bir neden göremiyoruz, Sayın Yargıç.
لا نرى سببا لتغيير الحكم .وبقي ل20سنه مع عدة استئنافات ياحضرة السعاده

Aslında Sayın Yargıç, bir soru daha sorabilir miyim?
في الحقيقة، ياحضرة القاضي أيمكنني طرح سؤال أخير؟

Sayın Yargıç, savunmanın da bildiği gibi, her alandan saç teli alınmalıdır.
ياحضرة القاضي، العينات المعتادة كما أنا متأكدة بأن الدفاع يعي، بأن أخذ الشعر سيكون من كلّ جهة بالرأس.

Sayın Yargıç, savunma makamı 58 numaralı muhtemel jüriye teşekkür edilmesini istiyor.
ياحضرة القاضي، الدفاع يطلب من المحكمة بشكر وإبتعاد المحلّف رقم 58.

Sayın Yargıç, dava vekilinin muhakemesi kusurlu ve mantıkları şüpheli.
ياحضرة القاضي، منطقُ المحامي ناقص ومنطقهم كاذب.

"Z" ile başlayan kelime çok pis ve aşağılık bir kelime, Sayın Yargıç.
كلمةُ زُنجي هي كلمة قذرة وبذيئة، ياحضرة القاضي

Burada bu şekilde durmam üzücü bir durum, Sayın Yargıç, işlerimizi istediğimiz gibi organize edememişiz.
إنهُ لمن المؤسف ياحضرة القاضي، بأن اقف أمامك واقول بأننا لم ننسّق جهودنا كما كنا نريد ونأمل.

Böyle bir yakıştırmayı kabul edemem, Sayın Yargıç.
أنا لا أحترم هذا النوع من التلميح، ياحضرة القاضي.

Yani, Sayın Yargıç, belki birkaç kere listeye bakmışımdır ama...
ياحضرة القاضي ربما، قمتُ بالنظر للقائمة و..

- Sayın Hakim, yarım günlük erteleme istiyoruz.
ياحضرة القاضي ، أودُ طلبَ . تأجيلِ المُحاكمة لنصفِ يوم

İtiraz ediyorum Sayın Hakim kurbanı duruşmaya dahil ediyor.
،إعتراضٌ ياحضرة القاضي .إنها تضعُ الضحية في مُحاكمة

Sayın hâkim, olay üç gece önce meydana geldi çocuğun zaten astım geçmişi vardı bu olayların bu sonucu doğurduğunu kanıtlamaz.
ياحضرة القاضي ، هذهِ الحادِثة حصلتمنذثلاثِليالٍمضت، معَ ذلك فإن الابن لديه ماضٍ معَ الربو، إثبات إحداها لا علاقة به مع الاخرى.

Sayın hâkim, müvekkilimin bundan haberi yok.
ياحضرة القاضي ، إن عميلتي لمْ ترى ذلك قط.

Sayın hâkim, duruşmadan önce size bahsettiğim sahtekâr avukat bu.
ياحضرة القاضي ، هذا المحامي المُحتال الذي حدثتُكَ عنه قبل المُحاكمة.

Affedersiniz, Sayın Yargıç.
المعذرة، ياحضرة القاضي قلتها عفوياً.

Sayın yargıç, onun bir işi var.
ياحضرة القاضيـه انهـا لديهـا عمـل

Polis bey, lütfen. Büyük bir hata yapıyorsunuz.
ياحضرة الضابط ، أرجوك ، أنت ترتكب خطأً فادح

Çok sıkı pazarlık yapıyorsunuz, Memur bey.
انت تصعب المساومة ياحضرة الضابط