| Silahı kalçasının üstünde duruyor ve yeterince yakışıklı birine benziyor. | Open Subtitles | ما زال مسدسه على خصره و يبدو وكأنه شاباً لطبقاً |
| Bir çeşit mezara benziyor, üstünde de bir hikaye var. | Open Subtitles | لوت يبدو وكأنه نوع من القبر، وهناك قصة على ذلك. |
| Her gün Sanki anneler gününün ilk 10 dakikası gibi. | Open Subtitles | كل يوم يبدو وكأنه أول عشر دقائق من يوم الام |
| Görünüşe göre biri senin dikkatini fena şekilde çekmek istiyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه شخص يريد الحصول على انتباهك بشكل سىء جداً |
| Konuşma tarzına göre Sanki orada seninle buluşacakmış gibi geldi. | Open Subtitles | وتذهب إلى برج الطقوس يبدو وكأنه كان لديه مقابلة هُناك |
| Ağır çekimde çoklu görev, mantık dışı bir fikirmiş gibi geliyor. | TED | تعدد المهام بطيء الحركة يبدو وكأنه فكرة غير بديهية. |
| Ama yine de federal kamu avukatı olmak nankör bir işe benziyor. | Open Subtitles | لكن ما زال، كونك مدافع عام فيدرالي يبدو وكأنه عمل ناكر للجميل. |
| Gelişmekte olan uyuşturucu imparatorluğunun yarısı epey cömert bir teklife benziyor. | Open Subtitles | خمسين بالمائة من إمبراطورية المخدرات الخاصة به يبدو وكأنه عرض سخي. |
| Bu, bir tür kimyasal doğuma benziyor. | TED | الآن ، هذا يبدو وكأنه نوع من كيمياء الولادة. |
| Cennete benziyor ama dünyanın en tehlikeli çölü: | Open Subtitles | يبدو وكأنه الجنة، ولكن هذا هو أنا الصحراوية الأكثر الغادرة في العالم |
| Hey, şuradaki, beni tutuklatan herife benziyor. | Open Subtitles | هذا الشخص يبدو وكأنه الشخص الذي تسبب بحجزي |
| İyileşmeye başlayan bölgelerinde ezikler var Sanki her hafta farklı bir kaburgasını kırmış. | Open Subtitles | كدمات في مختلف مراحل التشافي الأضلاع التي يبدو وكأنه كسر واحداً مختلفاً أسبوعياً |
| Sanki götünde kayak yapıyormuş gibi gözükecek, bakın nasıl görünüyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه يكون التزلج على مؤخرتك، هذا ما تبدو عليه. |
| Görünüşe göre ikimiz de son derece romantik geceler geçirmişiz. | Open Subtitles | يبدو وكأنه كان لدينا كل ليلة رومانسية بعنف الليلة الماضية. |
| Görünüşe göre biriktiriliyor. | Open Subtitles | يبدو وكأنه شيء متراكم لا بدّ وأن نضعه في الحسبـان |
| Sanki keyfi pek yerinde değilmiş gibi geldi bana. | Open Subtitles | يبدو وكأنه يعاني من رحلة سيئة بالنسبة لي |
| Kulağa imalı ve iğneleyici bir söz gibi geliyor. | Open Subtitles | ما قلتيه يبدو وكأنه سخرية بطريقة ملتوية سخرية؟ |
| Şuna bak, Sanki sır tuttuğu için... ödüllendirilecekmiş gibi duruyor. | Open Subtitles | أنظر إليه .. يبدو وكأنه سوف يكافئ على قيامه بهذا لحفظه السر |
| Belli açılardan bakıldığında, bir sıkıntısı varmış gibiydi. | Open Subtitles | كيف, من زوايا مختلفة كان يبدو وكأنه قضيب منتصب؟ |
| Bu kulağa yabankazı kovalamaca gibi gelebilir ama Sanırım gördüğüm... | Open Subtitles | هذا يبدو وكأنه مطاردة برية لكن اظن اني رأيت |
| Biliyorum ulaşılamaz bir hedef gibi gözüküyor ve çok da iddialı. Ancak günümüzün iş modeli 1'e 10 oranında çalışıyor. | TED | أنا أعلم أن الأمر يبدو وكأنه هدف نبيل، وهو طموح للغاية، لكن نموذج التشغيل الحالي لدينا يعمل بنسبة عشرة إلى واحد. |
| "Darrin geleceğin doktoru ya da avukatı gibi görünmüyor mu?" Ooh! | Open Subtitles | "وإليك صورة دارين. انه لا يبدو وكأنه طبيب المستقبل أو محام؟ " |
| Fakat olan şey şu gibi görünüyor, yapay zekâ otoyolda giden kamyonları saptamayı öğrenmişti, yani kamyonları arkadan göreceğimiz bir şekilde öğrenmişti. | TED | لكن ما يبدو وكأنه حدث هو أنه تم تدريبه للتعرف على الشاحنات في الطريق السريع حيث قد تتوقع رؤية الشاحنات من الخلف. |
| Onları o zaman ve orada yapıyor gibi görünüyordu, ama kafasının bir yerinde bu notalar baştan beri hep vardı. | Open Subtitles | كان يبدو وكأنه يشكلها وهو يجلس امام البيانو ولكن فى مكان ما داخل رأسه كانت تلك النغمات مدونه طوال الوقت |
| Guatrı var galiba. | Open Subtitles | يبدو وكأنه يعاني من تضخم في الغدة الدرقية |
| Anlaşılan talimatlara uyup uymadığını görmek istiyorlar | Open Subtitles | يبدو وكأنه اختبار ليتأكدوا ان كنت تلتزم بالتعليمات |
| Bu,insanın sebep olduğu, ama tanrının işi gibi görünen olaylar demektir. | Open Subtitles | وهو يعني أن نجعل عمل الإنسان يبدو وكأنه من صنع الله |