| Ama okuma ve yazmayı öğrenmek herkes için faydalı. | TED | لكنه من المفيد أن يتعلم الجميع القراءة والكتابة. |
| Biliyorsun, benim gibi olmayı öğrenmek kolay değildir. | Open Subtitles | أنت تعلم ,إنه من الصعب على أحدهم أن يتعلم ليصبح مثلي |
| Yarına kadar da öğrenmesi mümkün değil, ne dersin Jack? | Open Subtitles | وبالتاكيد لا يمكنه ان يتعلم هذا غدا , أيمكنه ؟ |
| Silahlar kampta boş yere bulunmuyor. Onları güvenli şekilde kullanmasını öğrenmeli. | Open Subtitles | هناك أسلحة في المخيم لسبب، يستحسن أن يتعلم التعامل معها بأمان |
| Alan, oğlunun senin hatalarından ders almaması için bir neden yok. | Open Subtitles | الين ، ليس هناك سبب يمنع أبنك أن يتعلم من أخطائك |
| Eninde sonunda Gwangi'ye itaati öğrenecek ya da kardeşi gibi ölecek. | Open Subtitles | يوم ما سوف يتعلم ان يطيع، قانون جوانجى او سيموت كما حدث لاخوه |
| Ve bu yüzden olumsuzluklara bir yetişkin gibi göğüs germeyi asla öğrenemedi. | Open Subtitles | و لهذا السبب، لم يتعلم أبداً أن يتعامل مع الشدائد في الكبر |
| Bu aptal köpek asla bir frizbi yakalamayı öğrenemeyecek, | Open Subtitles | هذا الكلب الغبى لن يتعلم ابدا الامساك بطبق طائر |
| Hepimiz, olgun bir yetişkin gibi zorluklarla baş etmeyi öğrenmek zorundayız. | Open Subtitles | كلاُ منا,في طريقه,يجب أن يتعلم كيف يتعامل مع المصاعب بإسلوب واعٍ و ناضج |
| Sonra oğlu babasını bulmaya çalışır, nasıl bizon öldüreceğini falan öğrenmek için. | Open Subtitles | وبعدها قال، أن عاجلاً يستطيع الابن الإنضمام لأبيه عندما يتعلم الصيد أو شيئاً أو مهما كان هؤلاء يفعلون |
| Hikayelerini dinlemelisin. öğrenmek için çok mücadele verdi. | Open Subtitles | يجب عليك أن تسمع قصصه انه مكافح جداً وأراد أن يتعلم |
| İşte bu, adamımızın gideceği yerde nasıl masturbasyon yapmasını öğrenmesi gerekecek. | Open Subtitles | اجل يبدو ان هذا ما فعله يجب ان يتعلم كيف يستمن |
| Ya hemen buradan gitmeliyiz ya da kurt adamlar çıldırıp bizi öldürmeden, birinin en kısa sürede şeytan çıkarma ayininin nasıl yapıldığını öğrenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | إما أننا نحتاج إلى الخروج من هنا أو أنه يجب على أحد أن يتعلم تعويذة فى أقرب وقت ممكن قبل أن يُجن المذءوبون ويقتلونا |
| Kalbinin üzerinde fazladan yük olmadan nasıl atacağını öğrenmesi gerek. | Open Subtitles | يحتاج قلبها لأن يتعلم كيف ينبض بدون تلك الحمولة الزائدة |
| Bu ülke artık, General Esperanza gibi adamları durdurmaya çalışmayı kesmeyi öğrenmeli. | Open Subtitles | هذا البلد يجب ان يتعلم انه لا يمكن الاستمرار في قطع ارجل رجال مثل اسبيرانزا |
| Burada kaldığı zaman boyunca ona ders verildi fakat öğrenemedi. | Open Subtitles | كل الوقت الذي عاشه هنا. كان يعلم لكنه لم يتعلم. |
| O kadar kendini beğenmiş olma. Koltuğun sezgileri var. Zamanla senin bildiğin herşeyi öğrenecek. | Open Subtitles | لاتكن متباهياً , تيلك , الكرسي ذو ذكاء صناعي ,سوف يتعلم في النهاية كل شيء تعرفه |
| Bu aptal köpek asla bir frizbi yakalamayı öğrenemeyecek | Open Subtitles | هذا الكلب الغبى لن يتعلم ابدا الامساك بطبق طائر |
| Bütün sınıf karmaşa içinde. Hiç kimse bir şey öğrenmiyor. | Open Subtitles | الصف بكامله في حالة اضطراب لا أحد يتعلم أي شيء |
| Muhtemelen onun benden öğrendiğinden daha fazlasını ondan öğrenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | بدأتُ بالتعلم منه بقدر ما كان هو ربما يتعلم مني |
| Alfabeyi, hatta 5'lerin ötesindeki çarpım tablosunu resmi olarak hiç öğrenmedi. | Open Subtitles | حتى أنه لم يتعلم حروف الهجاء رسمياً بالمدرسة أو حتى حفظ جدول ال 5 للضـرب |
| İşte bu yüzden oğlumun kung-fu öğrenmesini istiyorum. | Open Subtitles | هذا هو السبب الذي جعلني أدفع بإبني للإلتحاق بالمدرسة وأن يتعلم الكونغ فو |
| Gezegeniniz, özgürlüksüz kalmanın ne demek olduğunu öğrenene kadar özgürlüğü hak etmiyor. | Open Subtitles | كوكبكم لا يستحق الحرية حتى يتعلم معنى أن لا يكون لك حرية هذا درس لكم |
| Kubbenin dışına çıkıldığında yaşanan vahşi, çılgın ortama kıyasla, herkesin birşeyler öğrendiği yada şakalaştığı. | TED | على عكس ما إذا دخلت في قلب القبة حيث تكون صخبة ومزدحمة والجميع يتعلم أشياء مختلفة أو يتنزه أو يفعل أي شيء آخر. |
| Bu harika. Gerçi, bir çocuk üç ayda pek bir şey öğrenemez. | Open Subtitles | يبدو عظيماً، برغم أن الطفل لا يتعلم الكثير في ثلاثة أشهر فقط |
| Ve o, devasa bir problemin çözümünün bazen onu daha küçük parçalara bölmekte yattığını öğreniyordu. | TED | وكان يتعلم كيف، اذا كان لديك مسألة جنارلي طويلة في بعض الاحيان يجب تقسيمها الى اجزاء صغيرة |