"يتوقع أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekliyor
        
    • umuyor
        
    • bekleniyor
        
    • beklemiyordu
        
    Elli bini bekliyor olacak ve elli bini görecek. Open Subtitles أنه يتوقع أن يرى 50.000 وها هي في أعلى الحقيبة
    Şüphe yok ki, bir yerde adamlarının onu dışarı ışınlamalarını bekliyor. Open Subtitles لاشك أنه يتوقع أن رفاقه سيتقلونه بالشعاع في مرحلة ما
    Siyah çorap giydiği halde, kızla aşk yapmayı mı umuyor? Open Subtitles يتوقع أن تطارحه الغرام وهو يرتدي تلك الجوارب السوداء ؟
    G Amcan seni oraya aldı bu yüzden senden soru sormanı umuyor. Open Subtitles عمك "جي" جلبك للأعمال، لذلك يتوقع أن تطرح الأسئلة.
    2020'ye kadar, dünyadaki vahşi doğa nüfusunun sarsıcı şekilde üçte ikisinin yok olacağı bekleniyor. TED بحلول عام 2022 يتوقع أن ينخفض عدد الحيوانات البريّة في العالم بنسبة هائلة تصل إلى الثلثين.
    2022'ye kadar elektrikli arabalar ve normal arabaların aynı fiyatta olması bekleniyor. Şimdiden elektrikli otobüsleri deneyen şehirler var. TED وبحلول عام 2022، فإن السيارات الكهربائية والسيارات التقليدية يتوقع أن تتساوى في الثمن، وبدأت المدن بالفعل بتجربة الحافلات الكهربائية
    Bir ev dolusu insanı görmeyi beklemiyordu. Ona biraz müsaade et. Open Subtitles لم يكن يتوقع أن يكون منزله مليئًأ بالناس إمنحيه بعض الوقت
    Bir ev dolusu insan beklemiyordu ki. O biraz zaman tanı. Open Subtitles لم يكن يتوقع أن يكون منزله مليئًأ بالناس إمنحيه بعض الوقت
    Tabii ki, o bir orgazm için bekliyor. Open Subtitles من الواضح أنه كان يتوقع أن يكون معها هزة جماع
    - Benim tepemi attırıyor ama. Ne duymayı bekliyor? İyi haberler mi? Open Subtitles إنّه يوتر أعصابي ماذا يتوقع أن يسمع، أخباراً جيدة؟
    Şimdi herkes bütün bunları yapmamı bekliyor ve ben kimseyi üzmek istemiyorum ama korkuyorum. Open Subtitles ولكن الجميع الآن يتوقع أن أقوم بهذه الأشياء, ولا أريد خذلان أي احد, ولكنني خائف.
    Bir tarafım ailem ortaya çıkıp beni cezalandıracak diye bekliyor. Open Subtitles عدت كفتي صغير يتوقع أن يظهر والديه في أي لحظة ويعاقبانه
    Ama bizden ışınlanmamızı bekliyor. Gizlice, di' mi? Open Subtitles ولكنه يتوقع أن ننتقل مباشرة للداخل خلسة،أليس كذلك؟
    Her hangi bir gün evine dönmeyi umuyor. Open Subtitles يتوقع أن يعود لمنزله بأي يوم الآن.
    Son parça olan Ejderha'nın daha yükseğe satılması bekleniyor. Open Subtitles الأخير، رأس التنين يتوقع أن يتم بيعها بأكثر من هذا
    Dalgaların kıyıya 17 saniye kala 8,5 metreye yükselmesi bekleniyor. Open Subtitles أقصى ارتفاع للموج يتوقع أن يصل إلى 28 قدم خلال 17 ثانية قرب الشاطىء
    Büyük okyanus dalgalarının 10 metreyi bulan boyuyla geniş parçalı dalgalar halinde gelmesi bekleniyor. Open Subtitles أمواج محيطية ضخمة يتوقع أن تصل متسببة بأمواج كبيرة على الشاطىء
    Kimse bu cismin böyle görüneceğini beklemiyordu. TED لم يكن أحدٌ يتوقع أن يكون الجرم بهذا الشكل؛
    Hiç kimse, böyle hain kozmik bir civarda daireler içinde gezegen bulmayı beklemiyordu. Open Subtitles لم يكن أحد يتوقع أن يجد أي كواكب تدور في مثل هذا الجوار الكوني الغادر
    Onu gerçekten aramamızı beklemiyordu, ...bu yüzden işleri örtbas etmek için bir denetçi uydurdu. Open Subtitles ، لم يتوقع أن نتصل بِه . لذا اخترع شخصية المسؤول كي يخفي آثاره

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more