| Uh, ama ilişkimizi dünyaya duyurmadan önce çocuklarıma söylemem gerek. | Open Subtitles | لكن قبل أن نعلن علاقتنا للجميع، يجب أن أخبر أبنائي أولاً. |
| Kızkardeşlerime senin hayatta olduğunu söylemem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أخبر أخواتي بأنك على قيد الحياة |
| Oh, lütfen mazur görün, Alma'ya söylemeliyim akşam yemeği için sadece üç kişi olacak. | Open Subtitles | اعذروني يجب أن أخبر الخادمة أن أن العشاء لثلاثة أشخاص |
| Ölen barmenin ailesine bunu mu söylemem gerekiyor? | Open Subtitles | هل هذا ما يجب أن أخبر به عائلة عامل البار الذي مات ؟ |
| Sinyoraya boşalacak bir sonraki güney odanın sana verilmesini söyleyeceğim. | Open Subtitles | يجب أن أخبر السيدة بأن تعطيكِ أول غرفة جنوبية بمنظر ستكون متاحة |
| Valide Sultan'a da haber vereyim. | Open Subtitles | يجب أن أخبر السلطانة الأم أيضاً. |
| Senden önce Casey'e söylemem lazım galiba ama... | Open Subtitles | أعتقد أنني يجب أن أخبر كيسي قبل أن اخبرك .... و لكن |
| - Carin'e anlatmam gerek. - Ne? Oh. | Open Subtitles | يجب أن أخبر كارين ماذا ؟ أيمكننى استعارة هذا ؟ |
| Diğerlerine Sindrella'yı anlatmam lazım. | Open Subtitles | بيتر، لا تذهب يجب أن أخبر الآخرين عن ساندريلا |
| Birine söylemem gerek, yoksa çatlayacağım. | Open Subtitles | يجب أن أخبر أحدهم . أو أنني سوف أنفجر |
| Claire'e Sam'e aşık olduğumu söylemem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أخبر كلير أننى أحب سام |
| - Hayır, siz değil. Megan'a söylemem gerek. Ucube olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | -كلا، ليس أنتما، يجب أن أخبر (ميغان)، فهي تعتقد أنني غريبة الأطوار |
| Yarın bunu yatırımcılara söylemem gerek ama söyleyemem. | Open Subtitles | و يجب أن أخبر المستثمرين غداً |
| Homer'a bu bebeği doğru zamanda ve doğru şekilde söylemeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أخبر هومر، بالطريقة المناسبة وبالوقت المناسب |
| Dietrich'e baskıya gireceğini söylemeliyim. Grafik'ten Orci'yi ara. Will'in bir fotoğrafını bul. | Open Subtitles | يجب أن أخبر ديتريش,اتصلى بـ أوركى فى قسم التصوير واحصلى على صوره لويل |
| Marissa'ya bunun sadece seks olmadığını söylemem gerekiyor. Annesini seviyorum. | Open Subtitles | . يجب أن أخبر (ماريسا) لم أمارس الجنس . أنا أحب والدتها |
| Önce Meera'ya söylemem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أخبر ميرا أولاً |
| Yakında herkese söyleyeceğim. Araç kullanmaktan vazgeçmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | يجب أن أخبر الجميع قريباً أفكر في التوقف عن القيادة |
| Kaptana haber vereyim mi? | Open Subtitles | هل يجب أن أخبر القبطان؟ |
| Hayır, bak, Sarah'la Casey'e demin ne yaptığını söylemem lazım. | Open Subtitles | (لا ، يجب أن أخبر (سارة) و(كايسى ما الذى فعلته للتو |
| Bunu bizim elemanlara anlatmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أخبر الأولاد بذلك |
| Anlat her şeyi. Scott, benim de anlatmam lazım. | Open Subtitles | "سكوت" ، يجب أن أخبر أبي أيضاً |
| Evet, ve Lauren'e haber vermeliyim! Kenz, geliyor musun? | Open Subtitles | يجب أن أخبر لورين كينز ، تعالي |
| Jeff ve çalışma grubuna birkaç kötü haber vermem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أخبر (جيف) و مجموعته بالمزيد من الأخبار السيئه |