| Demokrasi garanti değil ve kaçınılmaz da değil ama savaşmalı ve kazanmalıyız, bu teknoloji şirketlerinin bu kontrolsüz güce sahip olmasına izin veremeyiz. | TED | الديمقراطية ليست مضمونة، وليست بالأمر الحتمي، علينا أن نحارب، وعلينا أن نفوز ولا يجب أن ندع مثل تلك الشركات التكنولوجية أن تحصل على تلك السلطة المطلقة |
| Polisin onları almasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يجب أن ندع الشرطة تصل إليهم |
| Bunun işimizi tehlikeye atmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يجب أن ندع هذا يؤثر على عملنا |
| Ertesi sabah Veronica'ya, kap yarışmasını Cynthia'nın kazanmasına izin vermemiz gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | في صباح اليوم التالي قلت لفيرونيكا أنه يجب أن ندع سينثيا تفوز في مسابقة ورق اللف |
| Yani, bana, bu kadının çocuğunu bizim ofisimizde büyütmesine izin vermemiz gerektiğini çünkü onun işini yapabilecek başka kimsenin olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | اذاً أتخبريننى أنه يجب أن ندع هذه المرأة تربى طفلتها فى مكتبنا... لأنه لا يوجد أحد يمكنه القيام بعملها؟ |
| Bırakalım da buna Manny karar versin. | Open Subtitles | لن يعجبك ربما يجب أن ندع ماني يقرر |
| Polisin kliniğe gelmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يجب أن ندع الشرطة تأتي إلى المركز. |
| Ama Sir James'in kime aşık olduğunu unutmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لكن لا يجب أن ندع السير (جيمس) ينسى من يحبها |
| - Dinle... Dotcom'ın o düğünde kalkıp bir konuşma yapmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يجب أن ندع (دوتكوم) يلقي خطاباً في ذلك الزفاف |
| Disiplin yöntemini kullanarak bize kötü davranmasına izin veremeyiz! | Open Subtitles | لا يجب أن ندع سُلطتهُ تهددنا! |
| Bırakalım da, Jack işini yapsın. Sonra cevapları alırız. | Open Subtitles | يجب أن ندع (جاك) يعالجه أولاً ثم ننتزع الإجابات التي نريد |
| Bırakalım da annen biraz dinlensin. | Open Subtitles | يجب أن ندع أمّكِ تنام الآن |
| Bence Bırakalım, Annette Raber kasıtsız adam öldürme savunması yapsın. | Open Subtitles | أظن أنه يجب أن ندع (آنت رايبر) تعترف بقتلها الغير متعمد |