Nyota'nın zarar görebileceğini fark eden Panbanisha, her anne gibi, makası şiddetle geri çekiyor. | TED | بأدراك أن نيوتا قد يجرح نفسه، بانبانيشا مثل أي أم بشرية، تحاول بحرص أخذ المقص. |
İncinme aşamasını geçtiğimi sanıyordum, ama bu incitti. | Open Subtitles | إعتقدت أننى كنت بالماضى أنجرح، لكن ذلك يجرح |
İkinizi de incitecek hiçbir şey yapmazdı asla. | Open Subtitles | ولم تكن أبداً لتفعل أي شئ قد يجرح مشاعركما |
Hangisi daha çok acıttı, vurulmak mı, yaranı gizlemek için arkadaşın tarafından bıçaklanmak mı? | Open Subtitles | ماذا يجرح أكثر , إطلاق النار عليكِ أم جعل صديقكِ يطعنكِ لإخفاء الجرح ؟ |
Bu da duygularımı incitiyor. | Open Subtitles | هذا يجرح مشاعري نوعا ما لما لم افكر في هذا من قبل؟ |
Ama söylediğim şeylerin kimseye zararı olamaz, ya da en kötü ihtimalle, kendime. | Open Subtitles | لكن كل ما قلته لا يمكن أن يجرح أحدًا، قد يجرحني أنا على أسوأ الأحوال |
Kulağın kanıyor. İnsan her seferinde kendini nasıl böyle keser ki? | Open Subtitles | اذنك تنزف , كيف يجرح نفسه دائماً في اذنه ؟ |
Kadın ilk defa denediğinde, çok yaşlanınca yani, bu birazcık acıtır. | Open Subtitles | عندما تكون المحاولة الأولى للمرأة عندما تكون أكبر قليلاً يجرح بعض الشيء |
Birisinin hayatına devam etmesini izlemek niye insanın canını yakar ki senin için doğru insan olmadığını bilsen de? | Open Subtitles | كم يجرح أن ترى شخص يمضى بحياته رغم أنه ليس مناسب لك |
- Çünkü bu onu incitir ve sen ne düşünürsen düşün, kızımı incitecek hiçbir şey yapmam. | Open Subtitles | لأني اعرف ان هذا قد يقتلها ومهما كنت تظن لن اقوم بشيء كهذا قد يجرح ابنتي |
- Aslında kendisine zarar vermiyor, bir şekilde göz bebeğinin hemen yanında çeviriyor. | Open Subtitles | - ماذا؟ -ومع ذلك فهو لا يجرح نفسه لأنه بيدوره فى يمين الحدقة |
Bir robot, bir insana zarar veremez veya hareketsiz kalarak zarar görmesine neden olamaz. | Open Subtitles | الإنسان الآلي قد لا يجرح الإنسان أو تكاسله قد يسمح للإنسان ان يتأذى |
Silahını indir, çünkü kimseye zarar vermek istemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | فقط ضع المسدس , بسبب أنني لا أريد أن يجرح أحد , حسناً ؟ |
Bu incitti. Off... Düşünüyordum da Albay. | Open Subtitles | اوه , هذا يجرح لقد كنت افكر , ايها العقيد |
Duygularımı incitti diyemem ama. | Open Subtitles | لا يُمكنني القول أن هذا لم يجرح شعوري أيضاً |
O kız çocuğunun duygularını incitecek başka birşey söylemem. | Open Subtitles | لن أتفوّه بشيء يجرح مشاعر الفتاة الصغيرة |
Bu acıttı adamım. Bu "Fekâlâlet" bunu sen söylemiştin. | Open Subtitles | هذا يجرح يا رجل، هذه "كارثة" أنت قلت ذلك |
Bana Doktor Kel demen gerçekten duygularımı incitiyor. | Open Subtitles | الأمر حقا يجرح مشاعري عندما تنادونني : دكتور صلعة |
Söylediklerinin Olcha'ya zararı olabileceğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف لكِ أن تعرفي بأن ما قد تقوليه قد يجرح أولكا؟ |
Kılıç ne istediğini sormaz. Sadece keser. | Open Subtitles | ،السيف لا يآبه بقصدك إنه يجرح فحسب |
- "Ayakları vuran yeni ayakkabılar gibi, acıtır aşk." Çeviricinin bunu düzgün çevirdiğinden emin değilim. | Open Subtitles | - الحب يجرح - " بينما تصرخ البشرة بالأحذية الجديدة " أوه |
Yani, aslında çok yazmıyor ama birinin canını yakmak isterse, bunu bir cümleyle yapabilir. | Open Subtitles | هو لا يكتب كثيراً... لكن عندما يريد أن يجرح شخصاً ما... يستطيع فعلها بعبارة واحدة. |
Burada değil, aramadı, sadece kendini düşünür, birilerini incitir... | Open Subtitles | ليس هنا، ولم يتّصل، يفكر فقط بنفسه ودائماً يجرح الآخري... |
Hassas damarına mı dokundu? | Open Subtitles | هل هذا يجرح مشاعرك؟ |
Kimse incinmek istemiyor. | Open Subtitles | لا احد يحب ان يجرح |
Çocuklar, lütfen kim önce çıkacak diye yarışmayın kalbimi kırıyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا, ياشباب, أرجوكم لاتتسابقوا الى الباب أن ذلك يجرح مشاعري. |
Ayrıca, gururun incinir diye söylemedim ama takım liderliğine terfi ettirildim. | Open Subtitles | أيضاً ، أنا لم أخبركِ بهذا لأنني إعتقدت بأنه قد يجرح كبرياؤك لكنني ترقيت إلى قائد الفريق |
O yenilmez Gaara'yı yaraladı.. | Open Subtitles | قارا لم يجرح من قبل |