| Seni hiç ilgilendirmez; ama söyleyeyim, bir ara fotoğraf çekiyordum. | Open Subtitles | هذا لا يخصك و لكننى كنت أقوم بإلتقاط بعض الصور. |
| Boş vaktinde ne yaptığın beni ilgilendirmez, yeter ki benden popona vurmamı isteme. | Open Subtitles | مهما تفعله في وقت فراغك هذا يخصك طالما لا تسألني لأضربك، فسنكون بخير |
| Mutfağına girip, size ait olmayan şeyleri yer, ...haddinize olmayan kapıları açar mısınız? | Open Subtitles | أتدخل المطبخ و تأكل طعاماً لا يخصك و تفتح أبواباً لحجرات لا تخصك؟ |
| Mutfağına girip, size ait olmayan şeyleri yer, ...haddinize olmayan kapıları açar mısınız? | Open Subtitles | أتدخل المطبخ و تأكل طعاماً لا يخصك و تفتح أبواباً لحجرات لا تخصك؟ |
| sizin için yeni bir şey getiriyorlar. Beklemenizi istediler. | Open Subtitles | لقد جاؤوا بشيء ما يخصك ويريدونك أن تنتظر |
| Bu sadece seninle ilgili değil.Kozmik kanalından aldığın herneyse sedece seninle ilgili değil. | Open Subtitles | هذا الأمر لا يخصك وحدك ، أنت وتلك القناة الكونية التي تمدك بالمعلومات |
| Bu sizi ilgilendirmez sanırım her ne kadar çok iyi bir fikir olduğunu düşünsem de. | Open Subtitles | لا أعتقد ان هذا يخصك بالرغم من أننى أجدها فكره جيده |
| Galiba bu seni ilgilendirmez demek oluyor, küçük hanım. | Open Subtitles | ما المفترض ان يعنى ذلك؟ اعتقد انه أمرا شخصيا و لا يخصك فى شئ ,يا صغيرتى |
| Bu şey seni ilgilendirmez, West. -Selam, Teğmen. -Yada seni. | Open Subtitles | هذا لا يخصك يا وست و لا يخص ايا منكم |
| Rosaleen'le aramda olanlar seni ilgilendirmez. | Open Subtitles | مهما حدث بينى وبين روزالين فأنه لا يخصك. |
| Seni ilgilendirmez. Daha hızlı koşamaz mısın? | Open Subtitles | هذا شىء لا يخصك الا تستطيع أن تجرى أسرع؟ |
| İyide evlat burada sana ait hiç eşya yok ki ama. | Open Subtitles | بني، لا ارى اي شئ يخصك في هذه الخزانة انا آسف |
| O size ait değil. Bunu biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنه لا يخصك أنت تعرفين ذلك , أليس كذلك ؟ |
| Bir parçan sana ait değildi. Sadece bana verdiğin sözdü. | Open Subtitles | وجزء من ذلك لا يخصك بل كان مجرد وعد بأن تكون أنت |
| Size ait değil, diğerlerine de ait. | Open Subtitles | إنه لا يخصك أنت فقط ولكنه يخص الأخرين أيضاً |
| Ama haklar yasasına göre... bu karar benimdi, sizin değil Sayın Başkan. | Open Subtitles | لا .. ولكن من حقوقي أن هذا القرار يخصني لا يخصك سيدي الرئيس |
| Umarım mahsuru yoktur çünkü sizin biberlerinizden biraz yedim. | Open Subtitles | أرجو الا تمانع لقد أخذت من الحراق الذي يخصك |
| Ben sizin hiçbir şeyinizi kaybetmedim, beyefendi. | Open Subtitles | أنا لم أضيع شيئاً يخصك يا سيّدى |
| Çocukluğunda seninle ilgili çok yanlış bir karar verdim. | Open Subtitles | انا قد اتخذت قرار سيء جداً يخصك أنت عندما كنت صبياً. |
| Bunu gerçekten minnettarım ama bunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | حسنا ، انا اقدر ذلك ولكنى حقا لا اعتقد ان اى من هذا يخصك |
| Sen kendi işine bak! Özel bir mesele bu! | Open Subtitles | لا تحشر أنفك فيما لا يخصك فهذه مسألةٌ خاصة |
| Toz ol ihtiyar bayan. Bu seni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | اغربى عن هنا ايتها السيدة العجوز هذا لا يخصك |