| Kimse kendi elini göremez. Diğerlerinin ellerine bakarak bahse girilir. | Open Subtitles | لا أحد يرى يده وكل فرد يراهن على يد الآخر |
| Küçük çaplı suçlarda bile ceza olarak hunharca suçlunun elini kesiyorlar. | Open Subtitles | حتى جرائم القاصرين تستخق العقوبة عن طريق يد المذنب بطريقة وحشية |
| Öyleyse anlat bakalım, bu ölmüş Bir gitaristin elinde ne arıyor? | Open Subtitles | إذن ربما تخبرنا لماذا وجدنا هذا فى يد عازف جيتار ميت |
| Genç Bir kadınla yaptığım yaklaşık 20 dakikalık sohbetten sonra öne doğru eğildim ve parmağımı bebeğinin eline değdirmeye çalıştım. | TED | قضيت حوالي 20 دقيقة من الحوار مع هذه المرأة الشابة، انحنيت إلى الأمام وحاولت وضع إصبعي في راحة يد طفلتها. |
| Kanunu kendi korumaya çalışan birinin ellerinde. Bu bizim katilimizdi. | Open Subtitles | على يد مطبّق قانون بشكل فرديّ أما هذا فكان قاتلنا |
| Sorarım size, nasıl Bir ulusal güvenlik... halkın temel gücünü elinden alıp... | Open Subtitles | ما الأمن القومي الذى يسمح بإزالة القوة الأساسية من يد الشعب الأمريكى |
| Sinatra'nın elini sıkmış birisi olarak daha iyi bilmen gerekir, Willie. | Open Subtitles | لقد صافحت يد سيناترا كان لا بد أن تدرك ما سيحدث |
| Sinatra'nın elini sıkmış birisi olarak daha iyi bilmen gerekir, Willie. | Open Subtitles | لقد صافحت يد سيناترا كان لا بد أن تدرك ما سيحدث |
| Evlenirken, kızının elini tutar mısın diye sormam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | لذا ظننت أنه علي أن أطلب منك يد إبنتك للزواج |
| Bir elinde fener varsa, diğer eliyle de kendi kendine kapanan Bir kapıyı açık tutuyorsa, silah tutacak eli kalmaz. | Open Subtitles | لقد سمعوا، لو كان لديه مصباح في يد وممسك بباب متأرجح في اليد الأخرى ليس لديه يد أخرى لحمل المسدس |
| Eğer Bhaijaan'ın elinde olsaydı herkesin elinde Bir Kuran olurdu. | Open Subtitles | لو كان الأمر بيد بهجان لوضع قرآن في يد الجميع |
| Seni en son gürdüğümde, tek elinde bomba atar vardı diğerinde de M-16. | Open Subtitles | آخر مرة رأيتك فيها كنت تحمل مسدس في يد و إم16 في الأخرى |
| Bir kadının eline en son ne zaman dokundum biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم كم مضى من الوقت؟ منذ ان لمست يد احداهن |
| Bir çapkın her şeyi kadının eline bakarak bilebilir mi? | Open Subtitles | هل يعرف الخبير كل شيء بمجرد النظر إلى يد المرأة؟ |
| Öğrenmen için daha kaç parmak kaybetmen gerekiyor? Senin geleceğin bu çocuğun ellerinde. | Open Subtitles | كم مرة يجب عليك تذكر أن حياتك معلقة على كف يد هذا الطفل |
| O kıvılcım yaratıcı tarafından o parmakla bahşedilmek üzere, ki Âdem'in elinden Bir milimetre uzakta. | TED | يوشك الخالق على منح الشرارة إلى ذلك الأصبع، الذي يبعد مليمترا واحدا عن يد آدم. |
| Ama bu hikayeyi kullanıyorum çünkü gerçekten bana yardım etmek istediler. | TED | ولكني ذكرت هذه الحكاية لأنهم أرادوا بالفعل تقديم يد العون لي. |
| Şimdi Bir adım öne. Sağ ayak sağ elin yanına. | Open Subtitles | والآن لنبدأ من رفع الرأس مع يد يمنى ورجل يمنى |
| Peki, o halde aynı anne elinin sıcacık okşaması gibi. | Open Subtitles | اوه, في هذه الحاله انه كلمسة دافئة من يد الأم |
| Yalnız Bir kurdun elindeki yapay zekadan korkmam. | TED | أنا لا أخاف من الذكاء الاصطناعي في يد ثعلب وحيد. |
| 10,000 tane kol ile ayaktadır, ve her elinde, azat olmak için Bir alet, ve her elin avucunda, gözler vardır, bilgeliğin okunduğu gözler. | TED | انها تملك 10،000 يد في كل يد يوجد أداة محررة في راحة كل يد يوجد اعين وهذه الاعين تمثل الحكمة |
| Eğer obezite metabolik hastalık için Bir aracıdan başka Bir şey değilse, ona sahip olanları cezalandırmak bizi iyi mi yapar? | TED | إذا كانت السمنة مجرد مفوّض أو موكل لمرض أيضي آخر، ما الذي نستفيده من معاقبة من لا يد لهم فيما حدث؟ |
| Babanın beklenmedik Bir anda ortaya çıkmasında House'un parmağı var mı? | Open Subtitles | عندما ظهر والدك بشكل غير متوقع اكان لهاوس يد في ذلك؟ |
| Fakat çoğu Çin polisi tarafından yakalanmıştı ve ülkelerine geri gönderilmişti. | TED | لكن يتم القبض على العديد منهم على يد الشرطة الصينية وترحيلهم |