"يدمر" - Translation from Arabic to Turkish

    • mahvediyor
        
    • yok ediyor
        
    • yok eder
        
    • mahveder
        
    • mahvedebilir
        
    • mahvetmesine
        
    • mahvedecek
        
    • yok etmek
        
    • yok edecek
        
    • mahveden
        
    • imha
        
    • yerle
        
    • berbat
        
    • yok eden
        
    • mahvedemez
        
    Artık bunu yapamam. En iyi arkadaşın dışarıda bir yerde kendini mahvediyor. Open Subtitles لا يمكنني عمل ذلك بعد الان صديقك المفضل في الخارج يدمر نفسه
    Belgeleri yok ediyor. Parçalara ayırıp hepsini yakmak için paketliyor. Open Subtitles لقد كان يدمر الوثائق ويمزقهم ويضعهم في أكياس معدة للحرق
    Oscar Wilde söylemişti sanırım, "Sevdiğin şeyi yok et." ya da tam tersi "Sevdiğin şey seni yok eder." Open Subtitles وكان أوسكار وايلد الذي قال هل تدمير شيء تحب. انها على العكس من ذلك ، ما تحب يدمر لك.
    Ve sizi uyarıyorum kötü bir kanun kolera gibidir; dokunduğu herkesi, karşı çıkanlar kadar savunanları da mahveder. Open Subtitles و إننى أحذرك أن القانون الشرير مثل الكوليرا يدمر أى فرد يقوم بلمسه
    Tek bir şiddet eylemi kelimenin tam manasıyla bütün eyleminizi mahvedebilir. TED تصرف عنيف واحد ، حرفياً يمكن ان يدمر حركتك السلمية.
    Korkunun hayatımı kontrol etmesine veya seninkini mahvetmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أدع الخوف يسيطر على حياتي أو أن يدمر حياتك
    Dünyanızı bir gün mahvedecek çocuk şimdi burada- Open Subtitles الطفل الذي يوما ما سوف يدمر عالمك هو هنا
    Biliyor musunuz, buradaki olumsuz hava Charlie'nin Melekleri fantezimi tamamen mahvediyor. Open Subtitles انت تدركين الجانب السلبي للأمر فهو يدمر أحلامي الخاصة بملائكة تشارلي
    Çok zor şey, bir başkasının tesadüfen geri dönmesi bir başkasının güzelliği bir anda hayatınızı mahvediyor. Open Subtitles بالتأكيد صعباً عليك حادثة عودة شخص ما جمال امرء اخر يدمر حياتك فجأه
    Bunlar çocuk. Sanatın tam zıttı bu resim. Sanatı da mahvediyor, ruhları da. Open Subtitles إنه سقط المتاع عكس الفن، يدمر الفن و الأرواح
    "Kalbim birisi için kendini yok ediyor, kim bu? O sensin" Open Subtitles قلبي يدمر نفسه بنفسه من أجل شخص ما أنت هذا الشخص
    Çoğunlukla hayallerimiz, belirsiz bir gelecekte bölümlere ayrılmış saplantılara dönüşüyor. Bu, şu anda hayatlarımız için hazır olma kabiliyetimizi yok ediyor. TED في الأعم الأغلب تصبح أحلامنا مُجَزَئَة ومُعَلَقة بوقت ما في المستقبل وهذا يدمر قدرتنا على أن نعيش حياتنا في اللحظة الحاضرة.
    Sende entelektüel bir ifade var ve, bu bir yüzdeki güzelliği yok eder. Open Subtitles إن لديك تعبير فكري و الفكر يدمر جمال أي وجه
    Kardeşlerimin onu yok etmesi gerekti çünkü o bir iblisti. Evet, bu ilişkiyi mahveder. Open Subtitles أختَي قامت بالقضاء عليه لأنه كان شيطان صحيح،هذا من شأنه أن يدمر العلاقة
    Bir yabancı çıkagelir ve göz açıp kapayana kadar her şeyi mahvedebilir. Open Subtitles شىء غريب يأتى وفى غمضة عين فقط يدمر كل شىء.
    Bir ölünün hayatını mahvetmesine izin mi vereceksin? Open Subtitles بالتالى ماذا ستفعل , اتجعل رجلا ميتا يدمر حياتك ؟
    Annenin güçlü genleri bir göstergeyse onu sevmeyi öğreneceksin ve yetişkin hayatının büyük bölümünü mahvedecek. Open Subtitles وإن كانت جينات أمك الوراثية قوية بما يكفي ستتعلم في النهاية أن تحبه بينما يدمر ببطء جزءاً كبيراً من حياتك كشخص بالغ
    Konoha Köyü'nü yok etmek istemezdi. Yanlış bir şeyler var! Open Subtitles لم يكن يقوى أن يدمر كونوها أبدا هناك خطأ ما
    Çevirilerimin sonucu, bir köyü yok edecek büyük bir seli önceden haberdar ettim. Open Subtitles كنتيجة , لترجماتي , تنبأت بـ فيضان عظيم من شأنه أن يدمر قرية
    Onlardan kurtulacağımız ve ilişkileri mahveden bebek evresini yaşayacağınızı izleyeceğimiz düşüncesi bizi heyecanlandırıyor. Open Subtitles نحن متحمسون فعلاً للتخلص منها ولنراكم تعانون من هذا الكابوس الذي يدمر العلاقات إنها مرحلة تربية الطفل
    Bu kaset 5 saniye içerisinde kendini imha edecektir. İyi şanslar Jim. Open Subtitles هذا الشريط سوف يدمر نفسه خلال ه ثوان حظا موفقا جيم
    Övdüğü şeylerden biri de rayından çıkıp bir reaksiyon zincirini tetikleyerek dünyayı yerle bir edecek bir parçacık hızlandırıcı deneyiydi. TED أحد أسباب غضبه كان أن تجربة مسارع الجسيمات قد تخرج عن السيطرة وتبدأ تفاعلا تسلسليا قد يدمر العالم.
    Hiç kimse ölmeyecek hiç kimse hiçbirşeyi berbat etmeyecek. Open Subtitles لن يُقتَلَ أحَدٌ اليوم ولن يدمر أحد أي شئ.
    Aileleri yok eden, rahimdeki bebekleri müptela yapan ve bu şehirdeki cinayetlerin %23'üne sebep olan zehri satmak için. Open Subtitles سم يدمر العائلات ويصنع مدمنين من أطفال في رحم أمهم هذا محسوب على 23 بالمئة من جرائم هذه المدينة
    Çünkü böylesine güzel, güneşli bir günü kâr ve kazançlardan konuşmak dışında hiçbir şey mahvedemez. Open Subtitles لأنه لا يمكن أن يدمر أي شيء يومٌ مشمس جميل مثل هذا مثل الحديث عن الأرباح والمكاسب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more