| Kendimi "Network" isimli şovdaki bağıran adam gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أشبه بذلك الرجل من ذلك الفيلم, الذي كان يصرخ في ذلك الفيلم هل تفهمني؟ |
| Ve bu kişiliği yüzünden kapıda bağıran tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | وبسبب شخصيته القوية لستِ الشخص الوحيد الذي يصرخ في الباب. |
| Giorgio'ya dalaşıyor, her türlü pisliği yapıyor... yanına yaklaşanlara bağırıyor. | Open Subtitles | يتشاجر مع جورجيو كأنهأحمقحقيقي... يصرخ في أي شيء يقترب منه. |
| Bilirsin, Todd bazen geceleri bağırıyor. | Open Subtitles | ـ تود ـ كما تعلم يصرخ في الليل أحياناً |
| Bu sabah hem köprü hem de tünel kapalıydı, trafik bir kabus gibiydi ve Tony de sanki hatam falanmış gibi bana bağırıyordu. | Open Subtitles | كلا الجسر و النفق كانا مغلقين هذا الصباح كانت الزحمة خانقة و توني , يصرخ في وجهي كان الامر خطأي او ما شابة |
| Filmdeki bu adam gibiyim. Film boyunca bağırıp çağırıyor. | Open Subtitles | أنا أشبه بذلك الرجل من ذلك الفيلم, الذي كان يصرخ في ذلك الفيلم |
| Bu konuda bana destek çıkmanı istedim böylece onlara bağıran bir ben olmayacağım. | Open Subtitles | كي لا اكون الوحيد الذي يصرخ في وجههم طوال الوقت |
| Sonra hatırladığım, bir otel odasında, dolapta bağıran şu kadınla 12 yaşında gibi giyinik uyandığım. | Open Subtitles | زي البالغ من العمر 12 عاما، مع امرأة يصرخ في خزانة. نعم، الحق. |
| - Ona bağıran biri vardı. | Open Subtitles | ذاك الرجل كان يصرخ في وجهها. |
| Sanki tüm dünya bana bağırıyor. | Open Subtitles | أحس أنّ العالم كله يصرخ في وجهي. |
| Haas şuan tam olarak yüzüne doğru bağırıyor. | Open Subtitles | عملياً، "هاس" يصرخ في وجهها الآن، يا إلهي -اتمنى لو تستطيع أن ترى هذا |
| Howard, neden bana bağırıyor? | Open Subtitles | هوارد، لماذا كان يصرخ في وجهي؟ |
| - Herkes birilerine bağırıyor. | Open Subtitles | تيمي: الجميع يصرخ في بعض |
| Gözlerimin ne zaman kapatsam Lucifer kafamın içinde bağırıyor. | Open Subtitles | ...أجل، حسناً، كل مرة أغلق فيها عيناي لوسيفر) يصرخ في رأسي) |
| Uyandım, sanırım böyle denebilir... ellerim büyük kızım boğazındaydı, kocam bana bağırıyordu, kızlarım ve arkadaşları bağırıyordu. | Open Subtitles | انني إستيقظت يمكنأنتقول... يدايَ حول رقبتها ثم بدا زوجي يصرخ في وجهي |
| Jimmy de Times Meydanı'nda insanlara bağırıyordu. | Open Subtitles | وكان "جيمي" يصرخ في الناس في ساحة "تايمز سكوير". |
| Bir adam bağırıyordu bana, ateşi başına vurmuş biçimde. | Open Subtitles | رجل يصرخ في وجهي بكل غضب. |
| Vay canına. Peki o zaman neden Nixon'a bağırıp çağırıyor öyle? | Open Subtitles | ولماذا يصرخ في وجه (نيكسون)؟ |