"يغفر" - Translation from Arabic to Turkish

    • affeder
        
    • affet
        
    • affetmez
        
    • affetmeyecek
        
    • affetsin
        
    • affetmedi
        
    • affedebilir
        
    • affedecek
        
    • affetmesi
        
    • affedin
        
    • affetmek
        
    • affetmesini
        
    • affedebilecek
        
    • bağışlayabilir
        
    • affetmeyecektir
        
    Çekinmenize gerek yok. Tanrı yücedir ve bizleri daima affeder. Open Subtitles لا عليكِ من خجل، الربّ رؤوف ودائمًا ما يغفر آثامنا.
    Bizi, bizleri biz günahkarları, suç işleyenleri affet. Open Subtitles اغفر لنا اعمالنا وكذلك التجاوزات نحن يغفر لمن الاساءه الينا.
    Haftada bir günah çıkarıyor olabilirsin, ama Büro günahları affetmez. Open Subtitles ربما تقوم بالأعتراف مرة بالأسبوع ولكن مكتبنا لا يغفر الذنوب
    Binlerce saat daha çalışabilirim, ...ama John beni asla affetmeyecek. Open Subtitles أنا يمكن أن تفعل ألف ساعة أنا لن يغفر لي.
    Hayattaki tüm günahlarını affetsin ve seni acı çekmekten kurtarsın. Open Subtitles ربّما يغفر كل ذنوبك في هذه الحياة ويُخرجُكَ من المعاناة
    - O da seninle barışamadı. - Hayır ama beni hiç affetmedi. Open Subtitles هو ايضاً لم يكن متوافق معك لا , لكنه لن يغفر لي
    Banyonda dans etsem beni affedebilir misin aşkım? Open Subtitles تنهدات ♪ هل يغفر لي، الحب ♪ ♪ إذا أنا رقصت في الحمام الخاص بك؟ ♪
    Belki günahlarını affeder, belki de etmez biliyorsun. Böylece seni Tanrı'ya emanet ediyorum. Open Subtitles ربما يغفر ذنوبك كما تعلم، ربما لا، لكن عليك أن تستسلم إلى الرب.
    Zaten biliyorsun, onun iyi bir şoför olduğunu kabul etmen şartıyla, seni her zaman affeder. Open Subtitles ولكنك تعرف, أنه يغفر لك أي شيء بشرط أن تعترف السائق الأفضل
    Aslında biraz Talmudik - Sadece yanlış yapılan affeder. Open Subtitles انه في التلمود فقط المظلوم يمكنه ان يغفر
    Annesi O'na yalvardı: affet kızı, başına gelen her ne ise unut. Open Subtitles و هي تترجى حبيبها، أن يغفر لها و أن ينسى ما حدث لها.
    Onu affet veya öldür iki seçeneğin var. Open Subtitles يغفر له أو قتله التي هي الخيارات المتاحة أمامك.
    Olmaz! Babası beni asla affetmez. Open Subtitles لا , والدها لن يغفر لى ذلك يجب ان اخذها للمنزل
    Şimdiye kadar bir çocuk gibi yaşamışsın. Kim bir çocuğu affetmez ki? Open Subtitles .حتى الآن أنتِ عشتِ كطفلة ومن الذي لا يغفر لطفلة؟
    Sizi affetmeyeceğim. Allah da affetmeyecek. Open Subtitles لن أسامحكِ على هذا، ولن يغفر لكِ الله أيضاً.
    Tüm kızıllar hapse tıkılıp, öldürülmedikçe Tanrı bizi affetmeyecek ve ülkeye barış gelmeyecek. Open Subtitles في هذه البلاد ، لن يكون ، هناك سلاما و الرب لن يغفر لنا إلا عندما يكون جميع الشيوعيين بالسجن
    Size karşı savaştığım için Allah beni affetsin. Open Subtitles أدعو الله أن يغفر لي الأوقات التى حاربت فيها ضدك
    Bize denizin öbür tarafında yapılan kötülüğü hiç affetmedi. Open Subtitles لم يغفر للشر الذي حل بنا في الجانب الاخر من المحيط
    Bütün öğleden sonra kalsam beni affedebilir misin aşkım? Open Subtitles جولة في بيتي تأصيل من خلال الاشياء؟ ♪ هل يغفر لي، الحب ♪ ♪ إذا بقيت جميع بعد ظهر اليوم؟
    Bana anlattığın şeylere göre bunun için beni affedecek birine benzemiyor. Open Subtitles بعد ما قلته لي عنه فلا اعتقد انه قد يغفر لي ذلك.
    Ama onun kendini affetmesi ve insanları affetmesi o kadar kolay değil. Open Subtitles لكنه يحتاج أن يغفر لنفسه، وعند الناس، الأمر عادة ليس بتلك البساطة.
    General Grant, beni affedin lütfen. Open Subtitles الجنرال جرانت، يرجى أن يغفر لي.
    İşi siz domuzları affedilmeyecek şeyler yaptığınızda onları affetmek haline çevirdi. Open Subtitles لقد جعل عمله ان يغفر لك أيها الحقير الغفران لك؟ بينما ما تفعله غير مغفور له
    Kefaretçi'ye üzgün olduğumu ve beni affetmesini söyler misin? Open Subtitles هل تخبر آكل الخطايا بأنني متأسفة جداً ؟ هل تسأله أن يغفر لي ؟
    Annenin sana yaptıklarını affedebilecek misin? Open Subtitles بعد كلّ شيء هي تعمل إليك، تلك الأشياء أنت هل يمكن أن يغفر لأبدا؟
    Beni bağışlayabilir mi, bilmiyorum. Open Subtitles لست أدري ما إذا كان قادراً على أن يغفر لي.
    Çünkü baban şu durumdan kuşkulanırsa Sen, benim gibi işsiz ve sıradan bir oğlanı seviyorsun O asla, seni affetmeyecektir ne de o beni kabul edecektir. Open Subtitles إذا يصبح أبّك مستوية لمحة تلك... .. تحبّ ولد عاطلا وعادي مثلي... .. هو لن يغفر لك ولن يقبلني أبدا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more