| Mesele şu ki, birbirimizden veya çocuklarımızdan vazgeçmeyi göze alamayız, onlar bizden vazgeçmiş bile olsa. | TED | لا يمكننا تحمل التخلي عن بعضنا البعض أو عن أطفالنا، حتى لو تخلى عنا. |
| Şu anda durmayı göze alamayız çünkü ulusumuzun kaderiyle randevusu var. | Open Subtitles | و لا يمكننا تحمل الوقوف الان لان امتنا لديها موعد مع القدر |
| Bu şehir otlakçılarla dolu. Bu filin masraflarını karşılayamayız. | Open Subtitles | هذه المدينة مليئة بعديمي المشاعر لا يمكننا تحمل نفقات الفيل |
| Şu an bu okulun ücretini karşılayamayız. Ama üniversiteye gideceğin zaman söz veriyorum seni en iyi okula göndereceğim. | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل نفقات هذه الآن ، لكن بوقت الجامعة أعدك بأفخر جامعة موجودة |
| - Akşamki karışıklık için özür dilerim. - Daha fazla yanlışı kaldıramayız. | Open Subtitles | ــ آسف علي خلط الأرقام ــ لا يمكننا تحمل المزيد من الأخطاء |
| İmalathaneyi açmalısınız, bu siparişi kaybetmeye gücümüz yetmez. | Open Subtitles | كنت قد حصلت لفتح مصنع ، لا يمكننا تحمل خسارة هذا النظام. |
| - Buna paramız yetmez. - yeter ve dahasına da yeter. | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل هذا في وسعنا ، وأكثر تحديدا |
| "Hong Kong, İngiliz yönetiminin son günü." Affedin beni Konsolos Han ama ben sizin kadar değerli birini kaybetme lüksümüz olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أعذرنى ايها السفير ،هان لكنى لا اعتقد بأنه يمكننا تحمل فقد رجل من شخصياتك العالية |
| Şansınızı daha fazla zorlamanıza izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل عقبات تركك تتحكم بعد الآن |
| Silah yok demiştin. Silahlı yakalanmayı göze alamayız. | Open Subtitles | انت قلت بدون إطلاق نار لا يمكننا تحمل العقوبة لو مسكنا ومعنا أسلحة |
| Bizler, fiyatlarda sıfır olan şeyleri göze alamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل الاغراض مع الاصفار في الأسعار |
| En iyi adamlarımızı kaybetmeyi göze alamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل فقد أفضل عملاءنا |
| Bunu karşılayamayız. Senin yüzünden bu durumdayız. | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل نفقات هذا نحن في هذه الفوضى بسببك |
| Hesabı şirket ödemek zorunda ve karşılayamayız. | Open Subtitles | على الشركة أن توفر المال و لا يمكننا تحمل النفقات تلك |
| 20 milyon dolar. Bunu karşılayamayız. | Open Subtitles | حوالي 20 مليون دولاراً لا يمكننا تحمل نفقة هذا |
| Bu soruşturmayla ilgili en ufak bir bilginin gizliliğinin daha ihlal edilmesini kaldıramayız. | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل أي خطأ في هذا التحقيق لخطره |
| Brittany, daha fazla ayrılığı kaldıramayız. | Open Subtitles | بريتني لا يمكننا تحمل المزيد من الانقسامات |
| Tabii ki bunu kaldıramayız. | Open Subtitles | مدمرًا الحياة كما نعرفها وبالطبع لا يمكننا تحمل هذا |
| Bu yaratıkları da beslemeye gücümüz yetmez. | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل إطعام هذهِ المخلوقات أيضاً |
| Bu yaratıkları da beslemeye gücümüz yetmez. | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل إطعام هذهِ المخلوقات أيضاً |
| - Sence yeni bir eve paramız yeter mi? | Open Subtitles | أنها الهرمونات وايد لدى هرمونات هل تعتقد اننا يمكننا تحمل تكاليف مكان جديد ؟ |
| Biz Almanların, onları yakma lüksümüz vardı. | Open Subtitles | نحن الالمان يمكننا تحمل تدميرها |
| Bak, böyle bir zamanda konsantrasyonunu kaybetmene izin veremeyiz, tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكننا تحمل عدم تركيزك للإنتباه في الوقت الحالي، مفهوم؟ |