| Hiç uyumazdım, benden bile daha az uyuyan arkadaşlarım vardı. | Open Subtitles | لم أنم أبداً وكان لي أصدقاء ينامون أقل مني حتى |
| Çocuklar hemen yatıp uyur ama çok fazla uyanırlar. | Open Subtitles | الاطفال ينامون مرة واحدة, ولكنهم يتسغرقون وقت طويل في ذلك |
| Gün vakti bir tabutta uyurlar ve gece olduğunda yarasaya dönüşürler. | Open Subtitles | في النهار ينامون في تابوت وفي الليل يتحولون لخفافيش |
| Ve boşanmış ebeveynlerim arada bir birlikte uyuyor, sık sık kavga ediyor, ve hala birlikte tatil geçirmemiz gerektiğinde ısrar ediyor. | Open Subtitles | ووالدي المُطلقان ، ينامون سوياً بشكل مُتقطع كمعركة راسخة. |
| Bryan, büyük çocuklar mumla uyumaz. | Open Subtitles | برايان، الأولاد الكبار لا ينامون والشموع مضاءة |
| Erkekler rüya ile yatıyorlar ve sabah gerçekle uyanınca, beğenmiyorlar. | Open Subtitles | الرجال ينامون مع الحلم ولا يحبوها عندما يسيقظوا على الحقيقة |
| Yiyip, içip, uyuyup, TV seyredip, ara sıra da karılarını beceriyorlar. | Open Subtitles | فهم يأكلون, ينامون, يشاهدونَ التلفاز, ويضاجعون زوجاتهم على فترات متقطعة |
| Ayrıca tabut içinde falan da uyumazlar. | Open Subtitles | وهم لا ينامون في التوابيتِ المخطّطة بقماش التفتا. |
| Lt sadece büyü nasıl çalıştığını mekaniği var. Dönüşüm meydana böylece uyku insanlar koymak için. | Open Subtitles | إنها فقط كيفية عمل التعويذة لجعل الناس ينامون ليحل التغيير |
| Yani, biz birlikte yatan arkadaşlar olabiliriz. | Open Subtitles | إذا نستطيع أن نكون أصدقاء الذين ينامون سويا. |
| Onu geri istiyorsan, uykuya daldığında onun yerini bulabiliriz. | Open Subtitles | هل تريد عوتهم ببساطة نقتفى آثارهم عندما ينامون |
| Saygınlık için dövüşeceğim kendim için değil, şu an Amerika'da beton zemin üstünde uyuyan küçük kardeşimi yerden kaldırmak için dövüşeceğim. | Open Subtitles | أنا ستعمل الكفاح من أجل هيبة ، ليس لي ولكن لرفع اخوتي قليلا الذين ينامون على أرضيات خرسانية اليوم في أميركا. |
| Üstlerinde hiçbir şey olmadan uyuyan insanların olduğunu biliyor muydun? Bilmediğimi söylemekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | أتعرفين أن هناك أشخاص ينامون بدون إرتداء أى شئ ؟ |
| Onun, şu saçma sapan "Amerikalıların hepsi, silahlarını yastık altına koyup uyur." fikri yok mu! | Open Subtitles | لديه هذه الفكرة السخيفة بأن الأمريكان ينامون و البنادق تحت وسائدهم |
| Tembellik eder, uyur, kuyruklarını kovalayıp, ayakkabıları çiğnerler. | Open Subtitles | يتقلبون , ينامون , يلاحقون ذيولهم يلاحقون الأحذية , ولا يحتاجون لمعلم |
| Sonra öpüşüyorlar uyurlar, uyanır ve her şey yeniden başlar. | Open Subtitles | ثم يتبادلون القبل ينامون ويستيقظون ثم يكررون ذلك مرارا |
| Orada beraber uyurlar, yemeklerini orada yerler, izlemek istedikleri TV programlarını orada seyrederler. | Open Subtitles | ينامون مع بعضهم هناك, يأكلون وجباتهم مع بعض يمكنهم لعب الورق, مُشاهدة البرامج التي يُفضلوها |
| Koşullar oldukça kötü, insanlar yerlerde uyuyor ve bazen üzerlerinde giysi veya battaniye olmadan. | Open Subtitles | الأوضاع كانت متدنية الناس كانوا ينامون على الأرض أحياناً دون بطانيات أو حتى ملابس |
| Normal adamlar seksten sonra uyumaz. Emin ol, Kev. | Open Subtitles | فالرجال العاديون ينامون بعد الجنس مباشرة ولكن ليس أنت, لا, لا |
| Bu yaprakların üzerinde insanlar ve hayvanlar birlikte yatıyorlar. | Open Subtitles | البشر والحيوانات سواء ينامون على الأوراق |
| Onlar sadece buzdağları üzerinde sürekli uyuyup gerilmezler mi? | Open Subtitles | ألا ينامون فقط في بيوت الثلج ويتثائبون طوال الوقت؟ |
| Tanrım bu insanlar hiç uyumazlar mı? | Open Subtitles | اللورد الجيد هل هؤلاء الناس لا ينامون أبدا ؟ |
| Boşver misafiri. Kanepede uyusunlar. | Open Subtitles | -حسنا , لتنسى أمر الضيوف دعهم ينامون على الأريكة |
| Ve bayan hizmetçiler de orada yatarlar. Ben eski kulübede yaşarım. | Open Subtitles | والخدم ينامون هناك وأنا أعيش في الكوخ القديم |
| İdarecilerin, binanın emniyette olduğunu bilerek, geceleri rahat uyumalarını sağlıyor. | Open Subtitles | إنه يساعد الإداريين أن ينامون جيدا ليلا مطمئنين أن المبنى مؤمن |
| Derken, mutfak koridorlarında uyumaya başladılar. | Open Subtitles | الشئ التالي هو أنهم صاروا ينامون في ممرات القاعات |