Merkez Pasifik'e bir gün fark atabilmek için her şeyi yapabilir. | Open Subtitles | لكنّه سيفعل أيّ شيء للحصول على يوم في وسط المحيط الهـادئ |
günün her saati, hayatınızın her günü, ölüm döşeğine girene kadar. -ki bu normalde olacağından 10 yıl daha sonra olacak- | TED | كل ساعة من اليوم، وكل يوم في حياتكم وصولا الى فراش الموت الخاص بكم والذي سيكون بعد عشر سنوات من المتوقع |
İçinizden sınıfın ilk gününde size söylediğim şeyi hatırlayan var mı? | Open Subtitles | هل يتذكر أحدكم ما قلته في أول يوم في هذا الصف؟ |
Daha ilk günden böyle bir şey geldi. | Open Subtitles | أول يوم في الدائرة الإنتخابية وحصلت على هذا |
Yeni işimde ilk günüm, patronumu ölüme mahkûm ettim, ancak bunları saymazsan, iyiyim. | Open Subtitles | أول يوم في العمل الجديد وقد قتلت الرئيس عمليًا ولكن بخلاف هذا.. |
Değilim. Ama o salondaki o gün zor bir gündü. | Open Subtitles | و لكن هذا اليوم هو أصعب يوم في صاله الالعاب |
90 günlük bir çekimi nasıl 65 güne indirecekmişim? . | Open Subtitles | كيف عساي إتمام تصوير من 90 يوم في 65 يوم؟ |
Kamyon kısmını bir kenara bırak, hayatımın en güzel günüydü. | Open Subtitles | ماعدا جزء الشاحنة لقد كان هذا أفضل يوم في حياتي |
Adamın hayatının en güzel gününün içine edersin. | Open Subtitles | إنّك تفسد أفضل يوم في حياة الرجل. فقط أنت. |
Eski Roma takvimine göre 4 yıllık dönemde 1464 gün var. | Open Subtitles | التقويم الروماني القديم كَانَ فيه 1464 يوم في دورة أربعة سَنَوات |
Fakat, hayatımın geri kalanında her gün bir bebek kurtarabilirdim. | Open Subtitles | ولكن يمكن أن أنقذ طفل رضيع كل يوم في حياتي |
Bu onun hayatının en mutlu günü Bunu kardeşine niçin yapıyorsun? | Open Subtitles | هذا اليوم اسعد يوم في حياة اخيك لماذا تفعلين به هكذا |
Her zaman bugün hayatımın geri kalanının ilk günü dersin. | Open Subtitles | دوماً تقول أن اليوم هو أول يوم في بقية حياتك |
Sen Tanrı'nın her günü garda üstüne altın mı yağdırıyorlar sanıyorsun? | Open Subtitles | وانتي تستقلين القطار كل يوم في جراند سنترال وهم يرشّونك بالذهب؟ |
Bir anne oğlu için endişelenmez mi, hemde oğlunun hayatının en önemli gününde? | Open Subtitles | أليس من حق الأم أن تقلق على ابنها في أهم يوم في حياته؟ |
Çünkü merkezim dediğim bu yerde hayatlarının her gününde bir değere sahip olduklarını anlamalarını istedim. | TED | لانني اردتهم ان يعلموا لكل يوم في حياتهم ان لهم قيمة في هذا المكان الذي ادعوه مركزي |
Anaerkil zorbalığının altında, günden güne çekmekte zorlandığım hakaretlerin ile. | Open Subtitles | مع كل الاهانات التي تلقيتها والمعاناة منك ايضاً. يوما بعد يوم في ظل راعيتك وطغيانك بي. |
Bugün ya en iyi günüm olacak ya da en kötü günüm. | Open Subtitles | اليوم سوف يكون أفضل أو أسوأ يوم في حياتي |
- Hayır. Ya da buradaki her günün küçük kavgalarla geçmesini. | Open Subtitles | أو كيف كل يوم في هذا المكان يتكون من المعارك الصغيرة |
Ama tabi, hayatımın en güzel günü.. ..şu serserinin kafama silah dayadığı gündü. | Open Subtitles | بالطبع أعظم يوم في حياتي كان حينما صوّب ذلك الساذج سلاحه نحو رأسي |
Kırk üç günlük sefer gezisine katıldım, hem de dünyanın en soğuk, en uzak ve en büyüleyici yerinde. | TED | شاركت في حملة للتسابق لمدة 43 يوم في أكثر المناطق برداً وبُعداً وصعوبةً على الأرض. |
Seni kaybetmek, hayatımın en kötü günüydü ama seni kaybetmedim. | Open Subtitles | لقد كان أسوء يوم في حياتي، فقدانك، لكني لم أفقدك. |
Bu da benim hayatımın en kötü gününün başlangıcı ve sen beni cesaretlendiriyorsun. | Open Subtitles | و ها هو أسوأ يوم في حياتي سيبدأ و أنت هنا تشد أزري نحن معا.. |
İşteki ilk günümde seni vurdum. Herkesi bir tuzağa çektim. | Open Subtitles | أول يوم في المهنة، أطلقت النار عليك وقدتنا جميعًا لكمين. |
Bir insanın hayatının en kötü günü benim sıradan bir iş günümdü. | Open Subtitles | أسوء يوم في حياته كان مجرد يوم عادي في المكتب بالنسبة لي |
Benimle, iki ay boyunca, hafta içi hergün sabah 10:00'da randevusu vardı. | Open Subtitles | كان لديه مقابلة معي يوم في الأسبوع الساعة العاشرة صباحا لمدة شهرين. |