| Monsieur Masse mümkün olduğu kadar çabuk bir müsvedde daha istiyor | Open Subtitles | السيد ماس يَقُولُ أنه يوَدُّ الحصول على مخطوطةً أخرى بالسرعة المرجوة |
| Kendisi Saç yıkayıcısı işi için başvurmak istiyor. Öyle mi? | Open Subtitles | وهو يوَدُّ أَنْ قدّمْ طلب للحصول على عملِ ولدِ الشامبو. |
| sizinle dansetmek istiyor ama utanıyor. | Open Subtitles | أنه يوَدُّ أَنْ يَرْقصَ معك، لكنه خجولُ. |
| Ancak, Pascal'ı desteklemek isteyen varsa cezalandırılma korkusu olmadan konuşabilir. | Open Subtitles | على أية حال، إذا أيّ منكم يوَدُّ دَعْم باسكال، فليتكلّمُ الآن بدون خوف مِنْ العقابِ أَو عمل إنتقامي منّي |
| İkinci Komutan Martin Pascal size bir şeyler söylemek istiyor. | Open Subtitles | الضابط التنفيذي مارتن باسكال يوَدُّ أَنْ يَقُولَ لكم شيءُ ايها الرجال |
| Amirimiz sizinle bir kaç dakika görüşmek istiyor | Open Subtitles | رئيسنا يوَدُّ أَنْ يَتكلّمُ مَعك، إنتظر لحظة رجاءاً |
| Lotan teşekkür ediyor, bunu çok istiyor. | Open Subtitles | يَقُولُ لوتان شكراً، هو يوَدُّ ذلك كثيراً. |
| Bizim patron seninle biraz muhabbet etmek istiyor bazı sorular falan soracak. | Open Subtitles | ربّ عملنا يوَدُّ أَنْ يتكلم معك قليلا يسألْك بَعْض الأسئلةِ |
| Beyaz Saray sizi 18.00'de misafir etmek istiyor. | Open Subtitles | البيت الأبيض يوَدُّ أنت منك المجيء في السادسة مساءاً |
| Beyaz Saray sizi 18.00'de misafir etmek istiyor. | Open Subtitles | البيت الأبيض يوَدُّ أنت منك المجيء في السادسة مساءاً |
| Bu yüzden kendisinin çok önemli gördüğü bir konuyla ilgilenmenizi istiyor. | Open Subtitles | لذا هو يوَدُّ منك أن ترأسي برنامج ذلك مهمُ جداً وعزيز جدا على قلبِه. |
| O yüzden, meclis üyesi odasında seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | لذا عضو الكونجرس يوَدُّ الكلام مَعك في غرفتِه. |
| Davacı kürsüye Bayan Jessica Pearson'ı çağırmak istiyor. | Open Subtitles | المشتكي يوَدُّ أَنْ يَطلب الآنسة. جيسيكا بيرسون إلى المنصة |
| Kongre üyesi, önümüzdeki birkaç gün içerisinde başkan yardımcısıyla sakin bir görüşme istiyor. | Open Subtitles | مع السّلامة. عضو الكونجرس يوَدُّ أَنْ يَأخُذَ دردشة مؤدّبة جداً خلال الأيام التالية مَع نائبة الرئيس. |
| Yukarı gelmek istiyor. | Open Subtitles | هو يوَدُّ أَنْ يَجيءَ طابق علوي. |
| McNamara, Mandrake. Başkan sizi görmek istiyor. | Open Subtitles | مكنمارا،ماندريك الرئيس يوَدُّ رُؤيتكم. |
| Aslında,... ..yukarıdaki çocuklar ikinizi kalıcı bir ekip yapmak istiyor. | Open Subtitles | بالتأكيد. في الحقيقة، الأولاد في الطابق العلوي يوَدُّ أَنْ يَجْعلَك إثنان a فريق دائم. |
| Gidip kararımızı vermeden önce be mesele hakkında sesini duyurmak isteyen başka biri var mı? | Open Subtitles | قَبْلَ أَنْ نُؤجّلُ ويَتّخذُ قرارَنا، هناك أي شخص آخر الذي يوَدُّ لكي يُسْمَعَ على هذه المسألةِ؟ |
| - Efendim, burada sizinle konuşmak isteyen biri var. | Open Subtitles | حسنا, سيدي, هناك شخص ما هنا يوَدُّ أَنْ يَتكلّمَ معك |
| Kahve almak isteyen? | Open Subtitles | هَلْ أى شخص يوَدُّ قهوةً؟ |