Başka birisi ise şöyle dedi; "Peki ya yıldızın önünden geçip giden çok eliptik yörüngedeki büyük kuyruklu yıldız kümeleri?" | TED | حتى قال شخص آخر، حسناً، ماذا عن مجموعة ضخمة من المذنبات التي تمر بجانب هذا النجم في مدار بيضاوي الشكل؟ |
Ve dedi ki patlama öyle gürültülü ve ışık o kadar yoğunmuş ki o gözlerini korumak için yüzünü elleriyle kapatmak zorunda kalmış. | TED | و قال ان الانفجار كان مدويا و الضوء كان كثيفا جدا، حتى انه كان عليه في الواقع وضع يديه امام وجه لحماية عينيه. |
Bazıları, süper fakiriz ama aynı zamanda süper gücüz dedi. | TED | شخص ما قال أننا الفقر الأعظم مثلما أننا القوة العظمى. |
Geçen gün biri Amerika'daki ikinci en büyük doğal gaz üreticisi olduğumu söyledi. | TED | قال أحدهم قبل أيام أنني ثاني أكبر منتج للغاز الطبيعي في الولايات المتحدة. |
UR: Bunu daha önce öğrenmemiştim, ama bana sahnede bunu çalacağımızı söyledi, bu parçayı tanıyordum, bu yüzden öğrenirken çok keyif aldım. | TED | ع. ر: لم أتعلمها من قبل، لكنه قال لي أننا سنعزف ذلك على الخشبة، وبالتالي كنت مطلعا عليها، ولهذا استمتعت كثيرا بتعلمها. |
Stanley McChrystal: Bence Rick çok önemli bir şey söyledi. | TED | ستانلي ماكريستال : أعتقد أن ريك قال شيئا مهما جدا. |
O. O dedi ki "Eğer onu aldatacak olursam, beni bunla öldürecekmiş" | Open Subtitles | :هو , لقد قال لي إن حدث وخُـنتـك , اقتليني بهذا السلاح |
dedi ki "Sen artık büyüdün, burada sana yemek yok artık!" | Open Subtitles | عندما أتذكرها أبدأُ في الارتجاف ، كنت في الـ16 قال : |
- Ne zaman dönmeni bekliyor? - Çok kısa zamanda. Geç kalma dedi. | Open Subtitles | . قريباً جداً . قال لي ألا أتأخر، و كان مُصِّراً على ذلك |
Ve Tanrı dedi ki:'Gökkubbede ışıklar olsun ve alametler için ve mevsimler için ve günler ve seneler için olsunlar.' | Open Subtitles | و قال الله لتكن انوار في جلد السماء لتفصل بين النهار و الليل و تكون لايات و اوقات وأيام وسنين |
O da olmaz dedi mi, o şey olmaz. Üstündekiyle rahat değilsin sanki. | Open Subtitles | عندما قال لى لا، لم يكن هناك مجال للمناقشة يبدو أنك لست مرتاحة |
Annem öyle olduğunu söyledi ama babam boş ver dedi. | Open Subtitles | أمي تقول أني معاقبه و أبي قال لي جاريها فقط |
dedi ki; köyünde bir karınca tepesindeki karıncalardan bile fazla insan varmış. | Open Subtitles | قال قريته ديها عدد أكبر من الناس من النمل في تل النمل. |
Bazılarımız kadın olduğumuzu ilk defa söyledi, ciddiyetle birlik yemini etti. | TED | بعضنا قال لأول مرة أننا نساء، وأخذن هذا العهد بالتعاضد بجدية. |
CA: İklim değişikliğine sahiden inanmayan biri olduğunu söyledi ve bunu yapmaman gerektiğini düşünen bir sürü insan var. | TED | قال أنّه لا يُؤمن بالتغير المناخي، وهناك الكثير من الناس الذين يعتقدون أنه كان ينبغي عليك ألا تفعل ذلك. |
Kapıcı üç adamın cesedi taşıdığını söyledi, iki tanesi burada. | Open Subtitles | قال البواب أن ثلاثة رجال حملوا الجثة، وإثنان منهم هنا |
Davalarını onun için vermeni istemediğini, sadece işle yardım etmeni istediğini söyledi. | Open Subtitles | قال إنه لا يريدك أن تخوض معاركه لكن أن تساعده فى الأعمال |
Musa güneşin 3 gün sonra çıkacağını söyledi ve haklı çıktı. | Open Subtitles | موسى قال أن الشمس ستشرق بعد ثلاثة أيام و كان محقا |
Musa güneşin 3 gün sonra çıkacağını söyledi ve haklı çıktı. | Open Subtitles | موسى قال أن الشمس ستشرق بعد ثلاثة أيام و كان محقا |
Dükkan sahibi dükkanındaki bu türden son bıçak olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أمين المخزن قال بأنه السكين الوحيد من نوعه المتوفر لديه. |