| Görev seni çağırıyor, evlat. Şehrin sana ihtiyacı var. Lütfen. | Open Subtitles | نداء الواجب يافتى المدينة بحاجة اليك , ارجوك |
| Bu garipti. Biri beni çağırıyor falan gibi hissettim. | Open Subtitles | هذا كان غريباً لقد شعرت أن هناك . أحد يناديني أو شيء كهذا |
| İddia makamı, Wilfred Keeley'i tanık kürsüsüne çağırıyor. | Open Subtitles | الإدعاء يطلب للشهادة ويلفريد كيلي إلي المنصة |
| Beni affedin, Prenses fakat sıkıcı devlet işleri çağırıyor tabii annenizi de. | Open Subtitles | إغفري لي، يا أميرة، لكن شؤون الدوله السخيفه تنادي. كما تنادي أمك. |
| Albay, binbaşı sizi yukarı çağırıyor , Efendim. | Open Subtitles | أوه، سيادة العقيد الجنرال يريدك بالاعلى يا سيدى |
| Haklıysam birisi bu kötü çocukları çok yakından büyüyle çağırıyor demektir. | Open Subtitles | لو كنتُ محقاً، فإن أحدٌ يستدعي تلك الأرواح من مكان قريب |
| - Sybil seni çağırıyor, Lucia. - Telefon. | Open Subtitles | سيبيل تناديك يا لوشيا هناك مكالمة هاتفية |
| Denedim ama oyun beni geri çağırıyor. Nasıl olduğunu bilmiyorum | Open Subtitles | حاولت لكن اللعبة تناديني كلما ابتعدت، لا أعرف كيف يحققون هذا الشعور |
| Bu benim için büyük bir fırsat. Madem moda görevi beni çağırıyor... Bedava giysilere de bayılırım. | Open Subtitles | حسنا هذا نداء الواجب وانا احب الثياب المجانية |
| Kapatmalıyım. Biliyorsun, görev çağırıyor. | Open Subtitles | يجب عليّ الذهاب الآن، كما تعرف، نداء الواجب. |
| Evet, evet. Özür dilerim, görev beni çağırıyor. | Open Subtitles | نعم, نعم, أعتذر لكن نداء الواجب يناديني. |
| Size biraz tuhaf gelecek ama sanki bu bataklık beni çağırıyor. | Open Subtitles | ...أعرف أن ذلك غريب , لكن أظن أن هذا المستنقع يناديني |
| Sayın yargıç şu durumda eyalet tanık sandalyesine Oldrich Novy'yi çağırıyor... | Open Subtitles | حضرة القاضي حالياً الإدعاء يطلب لمنصة الشهود |
| Duy bizi, cadılar çağırıyor o merhametlileri düşüren, | Open Subtitles | إسمعونا الآن ، الساحرات تنادي من جعل السامريون يقتلون |
| Umarım sonuncu olmaz. Don Rafael sizi çağırıyor. Hemen. | Open Subtitles | أَتمنى بأنه لن يكون الأخير دون رافائيل يريدك أن تعود إلى مائدته |
| Sayın Yargıç, savunma ilk tanık olarak Bayan Mona Lisa Vito'yu çağırıyor. | Open Subtitles | سيادة القاضي، الدفاع يستدعي الآنسة مونا ليزا فيتو كشاهدة |
| Müfettiş Reid! - Whitechapel seni çağırıyor, Reid. Müfettiş Reid! | Open Subtitles | حضرة المفتش,ريد,أيها المفتش ريد - وايتتشابل تناديك,ريد.-إنسى حيرتك أيها المفتش- |
| Ayrıca makine, ona dokunduğumda tepki veriş şekliyle adeta beni çağırıyor gibiydi. | Open Subtitles | وتلك الطريقة التي أستجابت به الآلة إليّ بعد أن لمستها.. إنه يبدو كما لو أن الآلة كانت تناديني |
| Peki var olmayan Tanrı'sını nasıl çağırıyor? | Open Subtitles | اذا كيف سـ تستدعي هي هذآ الإله الغير موجود ؟ |
| Bu proje basitçe insanları, toprağa bağlı kısıtlamalardan uzaklaşıp geleceğimizi yeniden hayal etmeye çağırıyor. | TED | المشروع يدعو الناس ببساطة لأخذ خطوة بعيدًا عن القيود الأرضية و، ضمنيًا، إعادة تصور مستقبلنا. |
| Neden #2: mahallendeki kuru temizlemeci beni güzel bayan diye çağırıyor. | Open Subtitles | السبب الثاني: مجفّف الملابس في حيّك يدعوني سيّدة لطيفة |
| Danny, Ralphie, anneniz aradı. Sizi eve çağırıyor. | Open Subtitles | داني رالفين لقد اتصلت امك و تريدك في البيت |
| Efendim, müdür bey sizi çağırıyor. | Open Subtitles | سيدي . المفتش خان يطلبك يقول انه أمر عاجل |
| Kardinal beni gecenin bir köründe çağırıyor. Bunun sebebi nedir? | Open Subtitles | الكاردينال يستدعيني في الليل المظلم ، هل هناك سبب ؟ |
| Uzak Kuzeyin merhametsiz sireni, binlerce kişiyi buzlu bağrına, meçhul toprağına çağırıyor. | Open Subtitles | صفاّرة الإنذار القاسية باقصى الشمال إشارة تدعو الآلاف إلى أحضانها المتجمّدة دعوة للآلاف إلى مناطقها المجهولة |