| Neden kendimi kötü hissediyorum bilmiyorum. Senin oğlanlar bir açık bulmaya çalışıyorlar herhalde. | Open Subtitles | لستُ أعلم لمَ أشعر بهذا الغثيان، لا بدّ أن فتياكِ يحاولان إيجاد منفذاً. |
| O bu insanların tüm hayatı bile almaya çalışıyorlar edilir. | Open Subtitles | لقد كان يحاول أن يتعادل مع أولئك الأشخاص طوال حياته |
| Merdivende bir basamak daha yukarı çıkalım diye bizi geliştirmeye mi çalışıyorlar? | Open Subtitles | إنهم يريدون تحسيننا ليجعلونا نستطيع أن ننتقل إلى الدرجة التالية من السلم |
| Polis merkezinde silah çektiğimiz için bu olayı da bize yıkmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولون أذيّتنا بسبب ما كبدناهم من خسائر في مقر الثكنة العسكرية |
| Gerçekten çok nazik davranıyorlar. Bana yardım etmeye çalışıyorlar gibi. | Open Subtitles | إنهم حقا لطفاء هناك يبدو أنهم يحبون أن يحاولوا مساعدتى |
| Hepsi birbiriyle yarışarak, çarpışarak ve çapraz geçerek dişinin arkasında avantajlı bir yer kapmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | كانوا يتنافسون ويكيلون اللكمات لبعضهم حيث يُحاولون نيل موقع الطليعة خلف الأنثى. |
| Hükûmetin kontrol alanlarından, eylemlerini izole ederek, gizleyerek saklanmaya çalışıyorlar ve biz onlarla aynı nehirde balık tutmak zorundayız. | TED | انهم يحاولون الاختباء من مقدره الحكومه على عزلهم و منع نشاطهم , لذا علينا السباحه كلنا في نفس المحيط. |
| Onlar bana sürekli insanların kaç kedisi olabileceğini anlatmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | حاولوا إخباري عن عدد القطط التي يستطيع أن يملكها الناس |
| Neyse, belediye meclisi o çifte izin verdi ve şimdi mezarlıği yapmaya çalışıyorlar. | TED | ولكن على أي حال، منحهما المجلس إذنًا ببدء العمل، وهم الآن يحاولان بناء مقبرتهما الخاصة. |
| Algoritmayı değiştirmeye ve böylece sahte haberlerin geçen sefer yaşanılan ölçüde öne çıkmasını engellemeye çalışıyorlar. | TED | إنهما يحاولان تغيير اللوغاريتمات حتى لا يقوما بتضخيم الأخبار الملفقة إلى الدرجة التي تضخمت بها المرة الأخيرة. |
| Sosyolojinin bu konuyla ilgilenen ayrı bir alanı var, sohbet analizi deniyor ve değişik türde konuşmalara ilişkin şablonlar çıkarmaya çalışıyorlar. | TED | وهناك فرع كامل من علم الاجتماع، يسمى تحليل المحادثات، يحاول أن يضع مخططات لأنواع مختلفة من المحادثات. |
| Eyaletlerin aksine suçlular sıklıkla meşruluğu satın almaya çalışıyorlar. | TED | على غير ما تقوم الدولة به، يحاول المجرمون على الأغلب شراء الشرعية. |
| Beni saf dışı bırakmaya çalışıyorlar, ama ben uzun yollar kat ettim. | Open Subtitles | إنهم يريدون طردي و لكني قمت ببعض الإجراءات |
| Mevcut uçakları Almanya'nın bombalanması için elde tutmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | أنه يريدون الأحتفاظ بأكبر كمية من الطائرات لقصف ألمانيا |
| Senin yaş grubundakilerin iyi belgelenmiş tarihi kibrine hitap etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولون فقط إستغلال حب جيلك و المسجل تاريخياً للغرور قاومهم |
| Kimliklerini yansıtan estetik imza niteliğinde bir görünüş yaratmaya çalışıyorlar. | TED | إنهم يحاولون وضع بصمة رائعة، وجمالية، لتعكس من هم. |
| Gerçekten çok nazik davranıyorlar. Bana yardım etmeye çalışıyorlar gibi. | Open Subtitles | إنهم حقا لطفاء هناك يبدو أنهم يحبون أن يحاولوا مساعدتى |
| Siviller, kıç tarafındaki erzak ambarını barikatla kapatmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | المدنيون يُحاولون إقامة حاجز بمؤخرة السفينة |
| Teröristler farkına varmadan otelde girecek bir yol bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | انهم يحاولون ايجاد طريقة لدخول الفندق بدون ان يلاحظ الارهابين |
| Yani, önce sevgiliyi öldürüyorlar ve kaza süsü veriyorlar. Sonra da kıza intihar süsü vermeye çalışıyorlar, ama mesaj nerede? | Open Subtitles | أعني، في البداية قتلوا حبيبها وجعلوا الامر يبدوا كأنهُ حادث ثم حاولوا تنظيم أنتحارها، لكن ما مغزى كل ذلك ؟ |
| Veba için bir ilaç üzerinde çalışıyorlar. Bendeki bilgiye ihtiyaçları var. | Open Subtitles | إنهم يعملون علي إيجاد علاج للطاعون إنهم يحتاجون للمعلومات التي لدي |
| Herifler olmayan bir topu yakalamaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | اللاعبيين يحاولن إمساك أشياء ليست موجوده |
| AV'ler hapı kontrol ediyorlar, BGA'lar işe girmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | المرزتقة يسيطرون على المخدرات لذا الغوريلات السوداء سيحاولون النيل منهم |
| Hala üzerinde çalışıyorlar. | Open Subtitles | حسناً؟ هم مازالوا يعملوا عليه هو لا يريد الإستسلام |
| Bu hastaneden giden bazı doktorlar saatlerdir bir adamı çıkarmaya çalışıyorlar. Saatlerdir. | Open Subtitles | لقد قضى بعض الاطباء من المشفى ساعات في الموقع محاولين إخراج رجل |
| Biliyor musun, sahiden yok bir şey. Yani beraber çalışıyorlar. | Open Subtitles | .تَعْرفى، هو لا شيءُ، حقاً .أَعْني، يَعْملونَ في الحقيقة سوية |
| Ve aynısını bana da yapmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | و هم يحاولون الآن أن يفعلوا . نفس الشئ معي |