| genç bir lise öğrencisi oturuyordu ve gerçekten fakir bir aileden gelmişti. | TED | طالبة فى المدرسة الثانوية، في سن المراهقة جاءت من أسرة فقيرة حقا |
| Büyük ihtimalle, ilkokul öğrencisi ya da 7. sınıf falan? | Open Subtitles | من المحتمل انها طالبة بالمدرسة الإبتدائية أو بعمر 7 سنوات |
| Ne olursa olsun, okulumuzun öğrencisi olduğuna göre, gelmek istersen gelebilirsin. | Open Subtitles | على اية حال، منذ انت طالبة في مدرستنا.. تعالي إن أردت.. |
| 16 yaşında lise birinci sınıf öğrencisi boş havuza balıklama atlamış. | Open Subtitles | تلميذ كان 16 عاما لمجمع دبي للاستثمار في حمام سباحة فارغ. |
| Bu lisansüstü öğrencisi, başka bir lisansüstü öğrencisine deli gibi aşıkmış, ama aşkına karşılık bulamıyormuş. | TED | وذلك الطالب كان في علاقة حب شديدة مع طالبة دراسات عليا آخرى، ولم تكن هي تحبه. |
| 28 yaşındaki hukuk öğrencisi, Jonathan, LGBTQ hastalarından memnun olan ve LGBT hastaları konusunda uzmanlaşmış birini bulmak istediğini söylüyor. | TED | جوناثن، 28 سنة، طالب قانون، قال أنه يريد أن يجد شخصًا مرتاح لرعاية المرضى المثليين ومتخصص في الرعاية الصحية للمثليين. |
| Kurs bittiğinde bu öğrenciler, tıp öğrencisi arkadaşlarında oluşan bir kontrol grubuyla karşılaştırıldılar. | TED | وفي نهاية الدورة، تمت مقارنة هؤلاء الطلاب بالمجموعة الضابطة المكوَّنة من زملاء لهم في الطب. |
| - Üçüncü sınıf tıp öğrencisi. Liseden 15 yaşında mezun olmuş. | Open Subtitles | إنّها طالبة طب بالعام الثالث، أنهت المرحلة الثانوية بينما عمرها 15 |
| Üniversiteliler Resitaline perfomansını sergilemek için davet edilen ilk lise öğrencisi olmuştum. | Open Subtitles | فقد كُنت أول طالبة ثانوية تدعى لتقديم عزف مُنفرد في رسيتال الخريف |
| New Yourk Üniversitesi öğrencisi, kayıp ihbarını oda arkadaşı yapmış. | Open Subtitles | طالبة بجامعة نيويورك أبلغ بأنها مفقوده بواسطة شريكة سكنها بالكلية |
| Ben sıradan bir çocuk değilim, karşında bir onur öğrencisi var. | Open Subtitles | انا لستُ اي طفل انت تنظر الى طالبة بمرتبة الشرف، هنا |
| Ancak, öğrencilerimden biri, Charlotte adında birinci sınıf öğrencisi, pek de ikna olmamıştı. | TED | ولكن أحدى تلامذتي ، طالبة اسمها شارلوت ، لم تكن مقتنعة. |
| Seküler biyomühendislik öğrencisi, sosyal medyada oldukça aktif. | TED | طالبة الهندسة البيولوجية العلمانية هذه هي أيضا ناشطة بالتواصل الاجتماعي |
| Bu sınavın adı Gaokao, ve Çin'de 80 milyon lise öğrencisi bu eziyetli sınava girdi. | TED | يسمى القاوكاو. و 80 مليون تلميذ صيني في المدارس العليا قد أخذوا هذا الامتحان المرهق. |
| "Fatih" olarak nam saldıktan sonra, Aristo'nun eski öğrencisi, ismini verdiği şehirde bilgi imparatorluğu kurmak için bütün ilgisini İskenderiye'ye verdi. | TED | بعد تعيين نفسه فاتحاً، حوّل الطالب السابق لأرسطو انتباهه لبناء إمبراطورية من المعرفة مقرها في مدينة تحمل اسمه. |
| Şu anda Amerika'da her 26 saniyede bir lise öğrencisi okulu bırakıyor. | TED | ولهذا في أمريكا حاليًا، يترك طالب في الثانوية المدرسة كل 26 ثانية. |
| İşte bunun neye benzediğine dair bir görsel, ilk kez bir MIT öğrencisi 7-24 boyunca bilekten cilt iletkenliğini topladı. | TED | هذه صورة لما تبدو عليه موصلية جلد المعصم التي جمعها على مدار الساعة أحد الطلاب للمرة الأولى. |
| Min Jiwon, sosyoloji ikinci sınıf öğrencisi. | Open Subtitles | مين جيون طالبه بالسنه الثانيه تخصص علم اجتماع |
| Kimse ölmezdi, ben de aptal bir psikoloji öğrencisi olarak kalırdım. | Open Subtitles | ولن يكون أحد ميتً وسأكون فقط تلميذة علم نفس غبية ليس لديها أى تفكير يشغل عقلها سوى الاستمتاع بالوقت الجيد |
| Bu yapraklar, JPL'de yaz stajı yapan dört lisans öğrencisi tarafından yapıldı. | TED | تلك الأربع بتلات صممها أربعة تلاميذ أثناء تدريبهم الصيفي في الـ JPL. |
| Tahmin edebileceğiniz gibi bu sonuç bir dördüncü sınıf öğrencisi için pek popüler değil. | TED | والاَن كما يمكنكم ان تتخيلوا هذا غير منتشر بين طلبة الصف الرابع |
| Sinema öğrencisi değilim, pek bilemiyorum. | Open Subtitles | هل نسيت أني لست طالبا في مجال الأفلام لا أستطيع ان أحكم في هذا الأمر أنا أدرس أدارة الأعمال |
| Aniden, lise öğrencisi dolu o oda, kahkahalara ve çakılan beşliklere boğuldu. | TED | فجأة، كل من كان في الغرفة من طلاب الثانوية انفجروا يضحكون، يتصافحون. |
| biliyorsun, o değişim öğrencisi. | Open Subtitles | جيتا؟ نعم الاتذكرى جيتا الطالبة فى فصلنا |
| 18 yaşında onun öğrencisi oldum. Onu Robert Browning okurken dinlemiştim. | Open Subtitles | عندما كنت في الثامنة عشرة و كنت تلميذته و سمعته يقرأ روبرت براوننج |
| Babam bunu onaylamayabilirdi. Ama artık onun öğrencisi değilim. | Open Subtitles | "قد لا يوافق والدي على ذلك ولكنني لم أعد تلميذه" |
| - Aptallık çok bunaltıcı. Hem de bir doktora öğrencisi için. Bunu tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | عقالك بليد للغاية . بالنسبة لطالبة دكتوراه |