| Bu, bir soruyla başladı. Afrika bir bar olsaydı, senin ülken ne içer ya da ne yapardı? | TED | لقد بدأ الموضوع بسؤال واحد: إذا كانت أفريقيا حانة فماذا سيشرب بلدك أو يفعل ؟ |
| Senin ülken, korku ve folklor arasında bir yerde karaya oturdu. | Open Subtitles | و بلدك محصور بين الإثنين بين الرعب و الفولكلور |
| ülken için ölmek pis ve acı doluydu. | Open Subtitles | إنـه لشيء قذر ومؤلم أن تموت من أجل بلادك |
| ülken buraya birçok duvarı yıkmaya geldi sen şuan umutsuzca onu yıkılmaktan alıkoymaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | الجدار نفسه الذي جاءت بلادك لتهدمه, الان تحاول بشدة منعه من الانهيار |
| Kendi insanların olunca her yer kendi ülken oluyor. | Open Subtitles | قد يتعرف الإنسان على أناس في بلد غريب تشعر معهم و كأنك في وطنك الأم |
| Yani, senin ülken, bağımsız olacak, nükleer ile. | Open Subtitles | هذا يعني أن دولتك ستصبح واحدة من دول الاكتفاء الذاتي.. الدول النووية |
| Bu bana şunu gösterdi, ölmeden de hayatını ülken için harcayabilirsin. | Open Subtitles | جعلني أرى أنه يمكنك أن تمنح حياتك لبلدك دون أن تموت |
| Bu dövüşün senin ve ülken için niçin bu kadar önemli olduğunu anlıyorum... | Open Subtitles | و انا اتفهم لما هذا القتال مهم لك و لبلادك |
| Tabi Amerikan halkı ülken için yaptığın fedakarlıkları asla bilmeyecek. | Open Subtitles | بالطبع،، الشعب الأمريكي لَن يَعرف التضحيات التي قُمتَ بها لأجل بلدك |
| Çok basit. ülken petrol kaynıyor ama hiçbiri senin değil. | Open Subtitles | الآمر بسيط , بلدك مليئة بالنفط ولكنك لا تمتلك تلك الحقول |
| Çatışmanın iki tarafına da oynuyorsun. ülken yanarken sen para kazanıyorsun. | Open Subtitles | تتعاون مع جانبيّ الصراع، وتجني المال بينما تحترق بلدك. |
| ülken için yaptıklarını düşünüyorum da daha 19 yaşında, ne içindi? | Open Subtitles | حين أفكر في ما فعلته من أجل بلدك فقط 19 ولأي غرض؟ |
| ülken için iyi olanı yapmaya devam edebilirsin ve aynı zamanda para da kazanabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك فعل الأفضل من أجل بلدك والحصول على مقابل في نفس الوقت |
| Karşılığında bir şey beklemeden ülken için özveride bulunmalısın. | Open Subtitles | لابد وأن تمنحها إلى بلادك. قبل أن تطلب شيئاً لنفسك. |
| ülken, bize ihanet ettiğin için çok büyük bir bedel ödemek üzere. | Open Subtitles | إن بلادك على وشك أن تدفع ثمناً غالياً للغاية جراء خيانتنا |
| Bu yüzden, ülken için bir yere gitmen gerekiyorsa gidersin. | Open Subtitles | لذا إذا احتاجتك بلادك لتذهب إلى مكان ما، فعليك ان تذهب |
| Yani ülken için bir yere gitmen gerekirse, gitmek zorundasındır. | Open Subtitles | لذا إذا احتاجتك بلادك لتذهب إلى مكان ما، فعليك ان تذهب |
| - Niles. ülken ve ailen için ölürsün. Yemeği ise yersin. | Open Subtitles | وطنك وعائلتك يستحقان الموت من اجلهما الطعام يستحق ان تاكله |
| ülken için çok büyük bir hizmet yaptın evlat. | Open Subtitles | لقد أسديت إلى وطنك خدمة كبيرة يا بني، أنت تستحق هذا |
| ülken, gökleri insansız, ağır silahlı uçaklarla doldurmaya karar vermese, böyle bir konu olmazdı değil mi? | Open Subtitles | لم تكن تلك مشكلة لو لم تقرر دولتك ان تملأ السماء بطائرات مليئة بالأسلحة بدون طيار اليس كذلك؟ |
| Bugün, insanlara ülken için hayatını vermek istediğini söylesen sana deli derler. | Open Subtitles | اليوم اذا قلت للناس أنك تريد أن تعطى حياتك لبلدك سيقولون أنك مجنون |
| Bu savaşın senin ve ülken için neden önemli olduğunu ve... | Open Subtitles | و انا اتفهم لما هذا القتال مهم لك و لبلادك |
| Sizler de silahlı şiddette başı çekiyorsunuz, sağlık sisteminiz berbat ve senin ülken nerede önemli bir konu varsa oraya burnunu sokuyor. | Open Subtitles | انتم يا شباب زعماء في العنف بالاسلحة اليدوية , و نظام الرعاية الصحي الخاص بكم مفلس و بلادكم منقسمه بعمق في اهم القضايا تقريباً |
| Ama eğer kazanırsak, yatırımın ikiye katlanacak ayrıca baban, ülken ve Ithaca seninle gurur duyacak. | Open Subtitles | بالطبع, لكن إن فزنا فإن استثمارك سيضاعف و سوف تجلب الفخر لوالدك و لوطنك و لإثيكا |
| Eğer Calais'de Fransa yenilirse Senin ülken de acı çekecektir. | Open Subtitles | إذا خسرت فرنسا فى "كالي" ، بلدكِ سوف تعانى أيضاً |
| Kâr payı paylaşımı yarı yarıya olacak. Üretimi ve dağıtımı, senin ülken üstlenecek. | Open Subtitles | سيتمّ اقتسام هامش الربح مناصفةً، ستتولّى بلادكَ التصنيع والتوزيع |
| Sana söz veriyorum ki artık ülken, benim ülkemmiş gibi olacak. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} أعدك أن موطنك سيكون موطني |
| ülken, bu kitabı ödünç verdiğin için sana minnettar. | Open Subtitles | وبلدك تشكرك لإستعارة هذا الكتاب |