| İkimiz de İntersect için daha fazla boş yer gerektiğini biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعرف بان التداخل يحتاج المساحة اللازمة التي يريد في راسك |
| Baskın kararı tamamiyle İntersect'ten alınan bilgiyle verildi. | Open Subtitles | قرارنا للمُهَاجَمَة على المركب كَانَ مستند على معلوماتِ حصلنا عليها من التداخل |
| İntersect bizi uyarmakta haklıymış. | Open Subtitles | لقد كان التداخل صحيحاً لإنذارنا |
| Fleming'e neden benimle Stanford'la ilgili bilgilerin İntersect'te olduğunu sordum. | Open Subtitles | لقد سألت فليمينج عن ستانفورد حول الذي في التقاطع |
| Yani benim İntersect'te ne işim olduğunu bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لا تعرف لماذا أنا في هذا التقاطع |
| Bakın, babam Roark için yeni Intersect'i tamamlar tamamlamaz, bana ihtiyacınız olmayacak ve Fulcrum kazanacak. | Open Subtitles | حالما ينتهى أبى من بناء التداخل سوف أكون بدون فائدة لكم ، وستفوز "فولكرم" |
| Fulcrum babamı kaçırdı. Onu Intersect'i tekrar yapması için kullanıyorlar, ve bittiğinde... | Open Subtitles | "فولكرم" ، قاموا بإختطاف أبى وهم يستخدموة لبناء التداخل الخاص بهم |
| Intersect, ajanların bağımsız olarak çalışabilmeleri için tasarlandı. | Open Subtitles | ...التداخل تم تصميمه حتى يمكن للعميل العمل بمفرده |
| İntersect bu konuda haklı. | Open Subtitles | التداخل متأكد من هذا |
| Her şey bitti. İnsan bir Intersect projesi kontrol etmesi çok zor bir hal aldı. | Open Subtitles | لقد إنتهى ، التداخل البشرى |
| Onlara nasıl güvenebilirim ki; hükümet benim kafamdaki Intersect'i kullanıyor ve babamsa bu Intersect'i oradan çıkarabilecek tek kişi. | Open Subtitles | كيف يمكننى الثقة بهم ، الحكومة تريد أن يظل التداخل فى رأسي و(أورايون) هو من يستطيع إخراجة أبى ، لا يمكنه الهرب ، فهو ليس عالم فضاء |
| Ama Intersect bunca zamandır buradaymış. | Open Subtitles | وطول هذا الوقت التقاطع كان هنا |
| - Intersect'i arıyorlar. | Open Subtitles | لماذا .. ؟ - يبحثون عن التقاطع - |
| Lütfen bana Intersect'in meşgul olmadığını söyle. | Open Subtitles | إخبرني أن "التقاطع" ليس مشغولاً |